Ali DEMİRDAĞ

TAHLİL

yozgatgazetesi@yahoo.com

ÖŞÜR

Öşür: Sözlükte, “onda bir” manasına gelen “uşr” kelimesinden öşür olarak Türkçeye geçmiştir. Dini bir terim olarak ta fıkıhta: Toprak ürünlerinden tahsil edilen bir zekâttır. Yani diğer bir ifadeyle öşür, toprağın zekâtıdır.

Bu konunun dayanağına gelince; bu konu Kitap, Sünnet ve İcma ile sabittir. Yani Kur’anda (Bakara Suresi:267) “Sizin için yerden çıkardıklarımızdan infak edin” buyurulmuş, aynı zamanda Peygamberimizin tatbikatında da, Sahabe ve takip eden İslam Ulemasının ittifakla (icma) bu emr-i şerifi titizlikle uyguladıklarını görmekteyiz.

Demek oluyor ki, bu ibadet (öşür) İslamın ilk yıllarından beri bütün İslam ülkelerinde farz bir ibadet olarak tatbik edilmiştir. Ama ne yazık ki günümüzde, diğer ibadetlerdeki ihmalimiz gibi bu konu da ihmale uğramıştır. Konuyu bazı meclislerde gündeme getirdiğimizde; saf, temiz ve titiz Müslümanların bile böyle bir şeyin farkında olmadıklarını davranışlarından anlıyoruz.

Keşke Diyanet İşleri Başkanlığı, zekât ve fitre ibadetlerinin yanında bu konuyu da dile getirse de; hem görevini yapmış olur, hem ehl-i ziraat borçtan kurtulur ve hem de fakir-fukaranın imdadına yetişilmiş olur ki, sosyal hayatımız daha bir ahenkle devam eder. Özellikle bu konuyu şu mevsimde gündeme getirmemin sebebi, hem hasat mevsimi oluşu ve hem de Ramazanda amellerin sevabının ziyade olmasıdır.

Öşür: Toprak ürünlerinin (buğday, arpa, hurma, kuru üzüm) yeni mahsulâtından onda bir nispetinde verilmesi gereken şer’i bir zekâttır. Bu mahsulün nisabı (ölçüsü), arazi yağmur ve nehir suyu ile sulanıyorsa onda bir, yok eğer bir takım masraflı yollarla sulanıyorsa o zaman yirmide birdir.

Konu çok uzun olmasına rağmen ben burada (yer darlığı sebebiyle) kısa kesip bazı hususlara dikkat çekmek istiyorum: Mümin, her haliyle imtihana tabi tutulduğunu bilmesi lazımdır. Özellikle hırs-ı hayat ve dünya muhabbeti noktasında muvazeneyi kaybetmeden, kendisine verilen bütün nimetlerin nereden ve kimden geldiğini düşünüp o malın hakiki sahibini anlayıp O’nun emri ve rızası dairesinde onu harcaması aklın ve imanın gereğidir.

Neticede, zekâtı verilmeyen bir malın zekâtı nispetindeki miktar her halükârda elden çıkacaktır.(Yelle, selle, yangınla veya hırsız eliyle) Burada bunun teferruatına girmek istemiyorum. Hal-i âlem veya insanın bozulmamış vicdanı bu hakkı teslim edecektir. Eğer malı seviyorsanız, o malı bakileştirmenin yolu, onu Allah’ın emri ve rızası istikametinde kullanın ki o da ebedi hayatta işinize yarasın. Yoksa maksudunuzun zıddıyla tokat yersiniz.

 

OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ