Ali DEMİRDAĞ

TAHLİL

yozgatgazetesi@yahoo.com

ÖLÇÜ

Şu dünyaya ne için geldiğini, nereye gittiğini ve burada hakiki vazifesinin ne olduğunu unutan insanlara, daha doğrusu ölçüyü kaçıranlara tarihi ve ibretli bir hikaye anlatmak istiyorum.

Ümit ederim hayatımıza mihenk olur da kendimize geliriz.

Hadise şudur: Tarihte, Harun Reşit zamanında yaşamış Behlül Dana diye bir insan vardır. Bazıları ona deli der, ama o hakiki velidir.

Şimdi de öyle değilmi? Kendi ölçülerine uymayan davranış sergileyenlere de deli demiyorlar mı?

Behlül Dana bir gün bir çamurlu akar suyun içine girmiş, elinde uzunca bir sırık. Onunla uğraşırken çevresindekiler de olup biteni merakla takip etmedeler. Hazret, paçaları sıvamış bir defa o uzun ağacın bir ucundan tutar kaldırmaya çalışır, ama diğer ucunu çamura batırır. Döner öbür ucundan tutup kaldırmaya çalışır, bu sefer de diğer ucunu çamura batırır. "Bu da olmadı" der. Çamura girer ağacın tam ortasından tutar ve her iki ucu da çamura batmaktan kurtarır ve havaya kaldırır. "Hah şimdi oldu" der.

Çevresindeki meraklı seyirciler sorar:

"Bu ne hal Behlül?"

O da der ki: "Bu ağacın bir ucu dünyayı, diğer ucu ahireti temsil ediyor. Ben de sizler gibi insanlığı temsil ediyorum."

"Ee ne olmuş yani?"

"Olan şu: Şu anda dünyanın şaşası,tantanası yerinde, zevklerinden vazgeçemem, yaşımda genç, hem ahirette henüz uzakta deyip dünya ucundan tuttum, ahireti çamura batırdım.

Döndüm; hayat saadet ve mutluluk dediğin ebedi olmalı, dünya nasıl olsa fanidir, bir gün hepimizi nasıl olsa kapı dışarı edecek dedim ve ahiret ucundan tuttum, dünyayı çamura batırdım.

Bu da olmadı. Dünyaya dünya kadar, ahirete ahiret kadar önem vermek gerektiğini düşünüp tam ortadan tutunca her iki ucuda çamura batmaktan kurtardım," der..

Nasıl? Şu yaz mevsimi, gaflet anı, bütün duyguların yöneldiği cazibesi yerinde şu dünya hayatı kolay kolay terk edilemiyor değil mi?

Hiç kimse size dünyayı terk edin demiyor. Diyemezde ama ; nereden geldiğinizi, nereye gittiğinizi ve gideceğiniz yerde sizi nelerin beklediğini de unutmayınız.

İnsan sadece maddi bedenden ibaret olsa o zaman ehli dünya olunuz. Ama ruh ve ruhani hayatımız ebediyetle tatmin olmak istiyor. Her gün eskiyen, solan, pörsüyen vücut, Büyük Camiden okunan salalar ölümü ve ahireti hatırlatıyor. İnsanlığın güneşi 124 Bin Enbiya Kuran’ın üçte biri ahiretten haber veriyor.

Öyleyse aklı başında olan insan sırf dünya için yaratılmadığını düşünecek ve ahiret için de kendini hazırlayacaktır.

Şu zamanlar (Üç Aylar) bu muvazene (ölçü) için bulunmaz fırsatlardır. Hayatımıza çeki düzen vermemiz zamanı değil mi?
OKUR YORUMLARI
ismail kaplan
25.07.2009 18:26:00

Sayın hocam bursa karacabeyden selamlar.Her zamanki gibi bütün bilgilerinizi ortaya koymuşsunuz.Aynı köyden olmak bana gurur veriyor bana.Allaha emanet olunuz hocam

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ