Nizame Tebaiyet

Konuya girmeden önce bir meseleye açıklık getirmek istiyorum.Bazı okuyucularım benim ifadelerimin biraz ağır olduğunu, Osmanlıca terkip ve tabirleri çok kullandığımı ve yazımı okurken “Osmanlıca-Türkçe” bir sözlüğü yanlarında bulundurma mecburiyeti hissettiklerini,bira da mizahi bir üslupla ifade ediyorlar.

Bu ifadelere karşı söylenecek çok şey var ama, konuyu zamana havale ile yalnız kısaca şu kadar bir şey söylemek istiyorum. “Azametli kubbeleri,muazzam sütunlar taşır.” Büyük ve külli manaları ancak ona uygun kelimelerle ifade edersiniz.Bir küçük ilave daha.Böyle diye diye bu milletin dilini öyle kısırlaştırdılar ki,yeni neslin ganlük konuşma diline bir bakın,50 kelimeyi geçmiyor.Onun da çoğu Merhum Kemal Sunal’ın konuşmalarıdır.Ha, bu arada bu tabirlerden bir kısmını Amanya’ya daihraç etmişiz.İhraç mallarımız listesine bir kalem daha ilave edebilirsiniz.

Her neyse biz sadede dönelim.Nizama Tebaiyet dedik.Her şeyde nizama tebaiyet esastır.Burada şu kaydı da koymadan geçemeyiz.Nizamdan kastım, meşru ve fıtri nizamdır.Yoksa her aklı esenin, bu benim kununum deyip ortaya koyduğu kurallara da körükörüne itaati tavsiye etmiyorum.

Gerek ferdi ve gerekse toplumsal menfaatlere ve maslahata uygun konulan nizama tabi olmak; hem insan hayatını kolaylaştırır ve hem de insan haklarına saygıyı gerektirir.Yani bunda kamu menfaati vardır.

Bu olmazsa ne olur?

Vücudunuzda nizama uymayan hücre yığınına ne diyorsunuz?

-Kanser.

Kanun ve nizama uymayan,halkın ve toplumun tasvip etmediği, milleti tedirgin eden kişi ve gruplara ne diyorsunuz?

-Terörist.

Yine, çeşitli uygunsuz davranışlarıyla halkı rahatsız eden, masum ve mazbut insanları (çocuk-kadın-ihtiyar) taciz edenlere ne diyorsunuz?

-Maganda.

Şimdi bunların ortaya çıkış sebeplerine bakalım:

-Yeme ve içmedeki (beslenme) ihmalimiz.

-Eğitimdeki (aile-çevre-okul) ihmalimiz.

-Kanunları uygulamadaki ihmalimiz.

Birde en önemlisi, toplumsal sorumsuzluğumuzdur!

Sahi, bütün devletlerde mevcut olan ve bedava (Alo…….) hatları niye var?