Ali DEMİRDAĞ

TAHLİL

yozgatgazetesi@yahoo.com

MUHTELİF MEVZULAR

Bu ülkede yaşayanlar biraz göz ve kulaklarını açsalar, elbette konu sıkıntısı çekmeyeceklerdir.

Ancak; şahsen, ben bu kadar konu arasından elbette ihtisas sahama girenleri ve bana göre ehemmiyetli olanları (ehemmi, mühimme) tercih ederek yazmağa gayret ediyorum.

Bunlardan;

Birincisi: “Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından atanıp ücretle namaz kıldıran imamların kıldırdığı namazın hükmü” meselesi.

Buna karşı verilecek cevap çok geniş olmakla beraber, ben burada kısaca şunu ifade etmek istiyorum: Din hizmetlerinde, yani tebliğ ve irşad faaliyetlerinin tarihi seyrine baktığımızda, bu hususun sadece parayla namaz kıldırmağa (!) münhasır olmadığını görürüz. Bu maksatla ayrılan mekanların hazırlanması, oraların topluca (cemaat halinde) ibadete müheyya edilmesi, onlara yeterli dini bilgiler verilmesi (ki, bu ilim; kadın-erkek her Müslümana fazdır.) ve daha buna benzer birtakım faaliyetler, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından atanan görevliler tarafından ifa edilmektedir.

İşin hakikati budur. Yoksa; “Bektaşi’nin namaza yaklaşmayın,” hikayesi gibi olayın bir tarafını alıp, hem Müslümanların namazlarından şüphe etmelerini ve hem de imamların şevklerini kırmak gibi işi sulandırmanın ve hodfuruşluk yapmanın manası yoktur.Ve o imamların hiç birisinde “ben bu namazı parayla kıldırıyorum,” niyeti yoktur.

İkincisi: Son zamanlardaki olaylarla ilgili olarak, herkes bir günah keçisi ararken birileri de bir “cemaati”(sanki bu ülkede bir tane cemaat varmış gibi) hedef tahtasına koymuş ve bu vesile ile hem mezheplere ve hem de tarikatlara atıp tutuyor.

Herkesin, cemaatçi veya ona sempati duyma gibi bir mecburiyeti yoktur.Ama olayı tahlil ederken bazı gerçekleri de saptırmanın anlamı yoktur.

Bir vatandaşın bir yazısı aynen şöyle(özetle): “Peygamberimiz(asm) bir gün bakmış ki Hz. Ömer (ra) bir takım notlar alıyor.AllahRasulü soruyor, ne yapıyorsun Ya Ömer? O’da: Sizin ağzınızdan çıkan her sözü yazıyorum, diyor. Bunun üzerine Peygamberimiz:Bunları derhal imha et, zira size Kur’an yeter, sonra bunları da dinden kabul edersiniz..”demiş(!)

Şimdi yorumlara bakın: “İşte Kur’an varken, nedir bu mezhepler, cemaatler vb.?”

Buna karşı da çok söylenecek söz var ama, sütunum müsait değildir. Ancak, “ Arife işaret kabilinden” şunu söylüyoruz: Mezheplerin-cemaatlerin varlığını inkar etmek; belki nefsinize hoş gelebilir, hatta itikadınıza da zarar vermeyebilir. Ama “Peygamberimize izafe ettiğiniz o uydurma söz” çok tehlikelidir.

Bu konuda; hadis tarihçileri ve usul-ü hadis ulemasından bize intikal eden çok önemli bilgiler vardır ki, onların ifadesiyle: Ashab-ı Suffe’nin özel görevlerinden biri de vahy-i İlahi’nin yanında hadisleri de yazıp zaptediyorlardı.Sünnetin, dinin ikinci ve en önemli kaynaklarından biri olduğuna inanan bir insan nasıl böyle haddini tecavüz edebilir?

Ayrıca, Mezhepler Tarihi’ne göz atan bir insanın; bunların bir takım insan fıtratıyla ilgili ve sosyolojik gerçeklerden doğduğunu, aslında bir hakikatın değişik yorumlardan meydana geldiğini ve bunların birbirini inkar etmediklerini, bil’akis birbirlerine hüsn-ü zan ettiklerini görecektir.Cemaat meselesine gelince; insanların bir araya gelmesi,Rahmet-i İlahiyye’nin celbine vesiledir. Asıl tehlike, nifak ve ihtilaftadır.

OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ