Ali DEMİRDAĞ

TAHLİL

yozgatgazetesi@yahoo.com

İnsanlığı gidiş yönü

Kainatta mevcut olan her şeyde bir terakki, yenilenme ve gelişme meyli vardır.bu fıtrat kanunu hem fizik, hem de sosyal hadiseler için geçerlidir. Yani, çekirdeğin müsait bir zeminde çatlamasıyla, insanın fıtratına uygun bir hayat standardına kavuşmayı arzu etmesi arasında bence bir fark yoktur. Diğer bir ifade ile çekirdeği çatlatmaktan ve insanı insanca bir yaşayıştan alıkoymak mümkün değildir.

Dünyanın bir şehir haline geldiği, uydu yayınları ile internet ve daha bir çok iletişim vasıtalarıyla herkesin birbirleriyle çok yakın bir alaka peyda ettiği bu zaman ve zeminde çağdaş olmanın ölçüsü, çağın insani değerlerini kabul edip ona uygun yaşamaktır. Yoksa, çağdışı kalmaya mahkum olursunuz. Gericiliğin sağı solu olmaz.

Bu mukaddimeden sonra biliyorsunuz, 12 Eylül 2010 Pazar günü Anayasa değişikliğiyle ilgili bir halkoylaması yapıldı. Bu meselelerin konuşulduğu bir dost meclisinde Avrupa’da yaşayan bir arkadaşım şöyle diyordu: ‘Ben sosyal demokrat bir insanım. Oyumu da hayır olarak kullandım, ama bizim solcuların Avrupa’dan birazcık solculuk eğitimi almaları lazımdır,’ diye gerçekçi bir yaklaşımla temennisini dile getiriyordu. Bir başka dostumuz da: ‘Sadece solcular mı? Sağcıların da bu konuda Avrupa’dan biraz fazilet dersi almalarına ihtiyaçları yok mu?’ dedi. Ve ekledi. Adam 90 yaşına yaklaşmış, çenesi yeri süpürüyor, hala koltuk peşinde, ‘Ben o koltukta ölüp siyaset şehidi olacağım’ der gibi bir hırsın içinde… Biri de dedi ki, ‘Bunları parti kongrelerinde neden dile getirmiyorsunuz? ‘ Avrupalı dostumuz,’O iş biraz zor’ dedi. Malum zil takma meselesi, hani bir fıkra var ya dedi ve başladı anlatmaya: ‘Fareler toplanmışlar,meşveret etmişler, herkes ileri geri fikrini söylemiş. Ortak düşmana karşı bir tavır olarak nihayet rahat ve huzurlu bir hayat için kedinin boynuna bir zil takmaya karar vermişler. İttifakla alınan bu kararın hemen akabinde tecrübeli bir fare demiş ki, bu karar çok güzel. Ama bu zili kim takacak?’

Evet 4 Ağustos 1999 günkü DSP Grup toplantısında merhum Başbakan Sayın Bülent Ecevit tarihi bir konuşma yapmıştı.’ Renkli TV’ye, Boğaz Köprüsü’ne, Hilton’a… ne kadar yenilik varsa karşı çıkılmıştı ve işin garibi bunu bazı çevreler ilericilik adına, devrimcilik adına yapmış, solculuğun gereği saymışlardı’ diye adeta solu çağdaşlaştırmaya gayret ediyordu.

Gerçekten Sn. Ecevit devletçilik ve laikçilik anlayışını ortaya koyarken yepyeni bir portre çiziyordu. Bu konuşmalarını manşet yapan gazete ‘75’lik devrimci’ sıfatını yakıştırıp Tony Blair’in İngiltere’de G.Schroder’in Almanya’da yaptığını yapıyor diyordu.

Bütün bunlara rağmen bir kısmı da tekrar otuz yıl öncesine götürmek ister gibi eski defterleri karıştırıyor. Ne yapacaktı Sayın Ecevit? Ya bunları yapacaktı,ya da otuz sene önceki kalıba girecekti. Sayın Ecevit doğrusunu yaptı. Ancak bu hareket atılacak adımlarla desteklenmeliydi. Şimdi sol, sosyal demokrasi adına Sayın Kılıçdaroğlu’ndan çok şeyler bekliyor.

Toni Blair’in İngiltere’de muhafazakar çevreye verdiği mesajlar ( din-vicdan özgürlüğü-aile bütünlüğünün korunması vb.), keza G. Schroder’in Almanya’daki zaferinin arkasında yatan gerçeklerin çağdaş insan hayatında vazgeçilmeyen ve devamlı yükselen değerler ve bu değerlerin hayata geçirilmesi olayıdır.

Zamanı gelince Toni Blair gitmesini bilmiştir. Şimdi İngiltere halkının gönlünde taht kurmuştur. Ya buradakiler? Aman Allah’ım!

‘Bu parti ya benim, ya da hiç kimsenin!..’

OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ