Ali DEMİRDAĞ

TAHLİL

yozgatgazetesi@yahoo.com

HAYDİ BİZ DE HİCRET EDELİM

Hicret: Bir yerden bir yere göç etmek, yaşadığı yeri terkedip bir başka âleme taşınmak demektir.

Terim olarak, yani İslamî bir kavram olarak hicret ise; Peygamberimizin (asm) Mekke’den Medine’ye göç etmesidir.

Esasen benim burada üzerinde duracağım ve bir tahlilini yapacağım hicret ise: “İnsanın âfâkî ve enfüsî dairesindeki hayatında gerçek manada bir muvazene kurmasıdır.” Yani Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (asm) doğumunun 1445. Senesini de (Mevlid Kandili) fırsat telakki ederek ve O’nun (asm) feyiz ve ruhaniyetinden istimdat ederek, yaratılış gayemize uygun bir hayat tarzına hicret etmemizi temenni ediyorum.

Evet, bu kadar gürültü, tantana ve fırtınalı dalgalarla boğuşan ve bu yüzden iyice düyevîleşen insanlığın, yönünü biraz ahirete ve ebedî saadete çevirmesini tavsiye ediyorum. Zira ölüm öldürülmüyor ve bu istikametteki yolculuk sürat peyda etmiştir.

Yine, insanın; felsefeden vahye, nefisten; akıl-kalb ve vicdana dönmesini, yani bedenden ruha ve kısaca maddeden manaya hicret etmesini tenbihliyorum.

Gerçek şu ki: “Bu dünya ebedî kalmak için yaratılmış bir menzil değildir.” Yolculuk devam ediyor. Hiç kimse yerinde sabit ve daim kalmıyor. Öyle ise, maddeden manaya bir hicret edip hayatımızın gerçek bir muvazenesini kuralım.

MEVLİD KANDİLİ

Sebeb-i Hilkat-i Âlem olan Rasûl-ü Ekremin (asm) mübarek doğum gününü bir daha idrak etmiş bulunuyoruz. O’na ümmet olmak şerefini bahşeden Cenabı Hakk’a sonsuz şükrederek, O mübarek Zat’ın doğumu esnasında vukua gelen bir kısım mucizatına işaret edelim:

Birincisi: Veladet-i Nebevî gecesinde; hem annesi, hem annesinin yanında bulunan Osman ibnü’l-Âs’ın annesi, hem Abdurrahman ibn’ü Avf’ın annesinin gördükleri azîm bir nurdur ki; üçü de demişler “Veladeti anında biz öyle bir nur gördük ki; o nur bütün maşrık ve mağribi bize aydınlattırdı.”

İkincisi: Ogece Kâbe’deki sanemlerin çoğu başı aşağı düşmüştür.

Üçüncüsü: Meşhur Kisra’nın eyvanı (yani saray-ı meşhuresi) o gece sallanıp inşikak etmesi ve ondört şerefesinin düşmesidir.

Dördüncüsü: Sava’nın takdis edilen küçük denizinin o gecede yere batması ve İstahr-Âbad’da bin senedir daima iş’al edilen , yanan ve sönmiyen, mecûsiler’in mâbut ittihaz ettikleri ateşin, veladet gecesinde sönmesi.

İşte şu üç dört hâdise işarettir ki, “ O yeni düyaya gelen Zat; ateşperestliği kaldıracak, Fars saltanatının sarayını parçalıyacak, izn-i İlahî ile olmıyan şeylerin takdisini (kutsamak) men edecektir.”

Âlemlere rahmet olarak gönderilen bu Yüce İnsanın doğumu vesilesiyle, O’nun hürmetine Cenabı Hak, bugünün insanlığından; kin, intikam, hırs ve düşmanlık ateşini söndürsün ve insanlığı yaratılış gayesine ulaştırsın!..
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ