Ali DEMİRDAĞ

TAHLİL

yozgatgazetesi@yahoo.com

HASTALIĞIN HİKMETİ

“O sabredenler ki, başlarına bir musibet geldiğinde, “Biz Allah’ın kullarıyız; sonunda yine O’na döneceğiz” derler.” (Bakara:156)

“Beni yediren ve içiren O’dur. Hastalandığımda bana şifa veren de O’dur.”(Şuara:79-80)

Muhterem Müslümanlar!

İnsan bu dünyaya keyif sürmek ve lezzet almak için gelmediğine, mütemadiyen gelenlerin gitmesi ve gençlerin ihtiyarlaşması ve mütemadiyen zeval ve firakta yuvarlanması şahittir. Hem insan, hayat sahibi varlıkların en mükemmeli, en yükseği ve cihazatça en zengini, ve bilhassa zihayatların sultanı hükmünde iken, geçmiş lezzetleri ve gelecek belaları düşünmek vasıtasıyla, hayvana nisbeten en edna bir derecede, ancak, kederli ve meşakkatli bir hayat geçiriyor. Demek insan bu dünyaya yalnız güzel yaşamak için ve rahatla ve safâ ile ömür geçirmek için gelmemiştir. Bil’akis azim bir sermaye elinde bulunan insan, burada ticaret ile ebedî, daimî bir hayatın saadetine çalışmak için gelmiştir. Onun eline verilen sermaye de ömürdür.

İşte, insan iradesinin dışında kendisine isabet eden; hastalık, musîbet ve felaketler, sabretmek ve gerekli tedbirleri almak suretiyle insanların birer imtihan şeklidir.

Eğer hastalık olmazsa, sıhhat ve afiyet insana gaflet verir. Dünyayı hoş gösterir, ahireti unutturur. Kabri ve ölümü hatırına getirmek istemiyor. Sermaye-i ömrünü bad-i heva boş yere sarf ettiriyor. Hastalık ise, birden gözünü açtırır.Vücuduna ve cesedine der ki; “Ölümsüz değilsin, bir vazifen var. Gururu ve enaniyeti bırak, seni Yaratanı düşün, kabre gideceğini bil, öyle hazırlan!”

İşte hastalık bu nokta-i nazardan hiç aldatmaz bir nâsih ve ikaz edici bir mürşittir.

Evet, hastalıkla geçen bir ömür, Allah’tan şekva etmemek şartıyla, mü’min için ibadet sayıldığına pek çok sahih rivayet vardır. Hatta bazı sabreden ve şükreden hastaların bir dakikalık hastalığı, bir saat ibadet hükmüne ve bazı kamillerin bir dakikası bir gün ibadet hükmüne geçtiği, rivayât-ı sahiha ve keşfiyât-ı sadıka ile sabittir.

Demek oluyor ki, her bir mü’min, isteyerek bir felaketin celbine vesile olmamalıdır. Ancak isabet ettiğinde ise, bütün tasarrufun Allah’tan olduğunu bilmeli, O’ndan şikayet değil, sabır ve şükretmelidir. Bununla birlikte şifası için maddi sebeplere de başvurmayı asla terk etmemelidir.

OKUR YORUMLARI
Mehmet Karakurt
06.04.2012 23:28:00

yazınızı okudum çok güzel.. Özellikle bundan önceki yazınızdaki umre yazınızda çok faydalı bir yazı .. İzlenimlerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim..

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ