CİHANŞARLI’NIN EŞEĞİ

Bundan tahminen iki sene önceydi. Mahalli seçimlerin arefesinde ve Sorgun’un siyasî kaderine yön verecek bir heyetin huzurunda, vaktiyle bizim köyde yaşanmış bir olaydan bahsetmiştim. Şimdi, son olaylar münasebetiyle bu hatıra tekrar gözümün önünde canlandı.

Olay şudur: Fetöcü terör örgütünün lideri hakkında bana bir soru soruldu ve ben de onun konumunu şöyle izah etmiştim: Bizim köyden bir avcı eşeğiyle ava gider, bir müddet gittikten sonra önüne bir tavşan çıkar, derhal omzundaki tüfeğiyle tavşana nişan alır ve silahı ateşler.

Bu arada hayvan, gürültüden ani bir refleksle avcıyı sırtından atar. Tavşan kaçar, silah parçalanır ve adamın bacağı kırılır…Bu temsilden sonra heyete döndüm ve dedim ki: Şimdi sorduğunuz şahıs, orada (ABD) rükû halinde duruyor. Bir omzundan CİA, diğer omzundan da MOSSAD Türkiye’ye karşı silahlarının namlusunu uzatmış, ateş ediyorlar. O da, yahu ne yapıyorsunuz? Orası benim memleketim deyip te bir omuz silkelemiyor ve Cihanşarlı’nın eşeği kadar bir asalet gösteremiyor.

Bu teşbih ve temsilden sonra heyetten bazıları itiraz ederek; Hoca, bu ifade çok ağır oldu, biz bunlardan oy alacağız diye meczûbane ifadede bulundular. Ben de onlara, o gün bu neticeyi görmüş gibi; mukaddesat namına çıkıp bütün kutsalları tahrif ve tahrip eden bir güruhtan söz ediyorum. Üniversitelerde kızlı-erkekli öğrencilerin bir arada kalmasına ve kendi kendilerine nikah kıyabilceklerine, tuvaletlerde teyemmümle namaz kılabileceklerine, zorda kaldıklarında baş açarak içki içebileceklerine ve stratejik yerlerde kendini gizlemek için takiyye yapabileceklerine, daha doğrusu nefsin iştiha duyduğu şeyleri rahatlıkla yapabileceklerine, hedefe varmak için herşeyi mübah gören bir anlayışı telkin eden adama maalesef bu memlekette hala hoca diyen bir takım meczup ve Cibali Babalar var.. ve siz bunlardan oy moy alamazsınız demiştim.

Zaman gösterdi ki; bu güruh, bu memleketin düşmanlarıyla birlikte hareket ederek, PKK dahil bütün terör örgütleriyle aynı safta yer aldılar.

Dahası, 17-25 Aralıktaki Emniyet ve Yargı darbe teşebbüsünden sonuç alamayan bu terör örgütü, 15 Temmuz 2016’da son bir hamleyle bu ülkenin göz bebeği orduya sızarak bir darbe teşebbüsünde daha bulundular. İstanbul’da yollar kapatıldı, Ankara’da TBMM. si bombalandı. Uçaklarla masum halka ateş açıldı. Halkın ve milletin tepkisini görünce iyice çıldırdılar. Ve Daeş’in taktiği ile birer canlı bomba gibi inşaallah sonlarını getirdiler.

Bu mübarek ülke, önce inayet-i İlahiye ile ve sağduyu sahibi milletin kendisi ile, bu bir avuç çılgın ve kökü dışarıda olan ihanet şebekelerine teslim-i silah etmeyecektir. Bu vücuda bir temizlik gerekiyordu. Bu vesile ile Cenab-ı Hak, bu memleketi haşarât-ı muzırradan temizlemiş olacaktır.

19.07.2016