Ali DEMİRDAĞ

TAHLİL

yozgatgazetesi@yahoo.com

ÇAKMA AYDIN VE SANATÇILAR(!)

Bir hatıramı naklederek yazıma başlamak istiyorum. O da şudur: Yıl 2008, Kanada’nın Calgary (kalgari) şehrindeyiz. Bir haftasonu ailece alış-veriş merkezine gideceğiz, evimizin önünde otobüs beklerken bir otobüs durdu. Ben biraz tereddüt ettim. Kızım ikaz etti, baba binsene! Ben şoförün kıyafetine bakıp, herhalde Hintlilerin özel bir servisidir dedim. Yok dediler, bu belediye otobüsüdür. Şoförlerin özel bir kıyafeti de yokmuş meğer. Adamın sakalı göğsüne kadar inmiş, başındaki sarık irice bir lahana kadar, boynunda birkaç tane 99’luk tespih vs. manzarayı benden başka kimse yadırgamıyor.

Her neyse, kızım durumu fark etti ve dedi ki: “Baba burası; modern, medenî, insan haklarına ve insanî değerlere saygılı bir ülkedir. Burada her millet, rahat ve huzur içinde yaşar, kimse kimsenin dinine, örf ve âdetine, kılık-kıyafetine karışmaz…” Utandım ve kendi memleketimin koskoca bir imparatorluğun bâkiyesi ve bir zamanlar orada da yetmiş iki buçuk milletin huzurla ve eşit şartlarda yaşadığını düşündüm ve bu günle mukayese edip derinden bir vah halimize! Dedim.

Bir milleti millet yapan, ona ruh ve şekil veren; o milletin dinidir, örfüdür, âdetidir, gelenek ve göreneğidir. Kısaca, tarihinden getirmiş olduğu ortak davranış şekilleridir. Yemesinden içmesinden tutun da, kılık-kıyafetiyle ortaya çıkan bütün bu genel davranış şekilleri bir milletin ahlak kurallarını oluştururlar. Bu davranış şekilleri zamanla genel gidişattan etkilense de tamamen değişmez. Mesela: Bir Müslüman kadın başörtüsünün farz olduğunu bilir, ama bunu değişik şekillerde uygulamaya çalışır.

Bununla beraber, bir toplumun aydın ve sanatçıları, içinde bulunduğu toplumun bu değer ölçülerini bilip ve onlara saygı göstererek; ilmî kabiliyetini ve sanatsal yeteneklerini ortaya koymak yerine o değerlere hücum edip savaş açarlarsa, başlarını örse vurur veya rüzgâra karşı tükürmüş olurlar.

Sayın Cumhurbaşkanının, her şeyde milli olmanın gereğini ısrarla vurgulamasının sebebi de budur. Eğer bu ülkede yaşıyorsanız, öncelikle bu ülkenin menfaatini gözetmelisiniz. Ve bu ülkenin değer yargılarına saygı göstermek mecburiyetindesiniz.

Almanya Başbakanına mektup yazıp buraya gelmeyin diyen heriflere ben millî aydınımız(!) diye sahip çıkamam.

Yozgat’a gelip, Hayri İnal Konağının avlusunda başörtülü hanımlarla resim çektirip, sonra da onları kastederek, demek yüz sene daha geriye gitmişiz diyen bir sanatçıya(!) ben millî bir sanatçı nazarıyla bakamam.

Konuyu özetleyeyim: İnternette şöyle çok güzel ve hikmetli bir söz dolaşıyordu: “Üç kuruşluk adama beş kuruşluk değer verirsen, o da kalan iki kuruşa seni satın alır.”

21.11.2015
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ