Ali DEMİRDAĞ

TAHLİL

yozgatgazetesi@yahoo.com

BU SAHA BU KADAR BOŞ BIRAKILMAMALI

Her mevsimde, mevsimin şartlarına uygun geçerli bir meta vardır. O mevsim geldiğinde müşterinin damak tadına göre satılacak mallar tezgahlara dökülür. Aynen öylede; Ramazan Ayı gelince Dînî programlar adı altında hemen her TV. Kanalı önce reyting hırsıyla, parlatıp reklamını yaptığı hocaları Ramazanın ilk gününde ekranlarına yerleştiriyor.

Liberalizmin gereği olduğu için o kanallara diyeceğimiz bir şey yok. Ama benim burada üzerinde duracağım husus, “İrşat Ekibidir.” Ayrıca bunları denetlemesi gereken Diyanet İşleri Başkanlığınca birlikte, seyircinin ortak tepkisidir.

Basından takip ettiğimiz kadarıyla Diyanet İşleri Başkanlığı, TV. lerde Dînî program yapan ulemayı davet ederek îkaz vazifesini yerine getirmiş, ancak sıra şimdi dinleyicilerin hassasiyetle ortak tepkisinde. Diyanetin ikazı özetle: “Özellikle dualarda ağlamayın, cemaati de ağıta yöneltmeyin, yani rol yapmayın, dinin asliyetinden taviz vermeyin, hele de topluma karşı hakaretâmiz üsluplardan kaçının, zorlaştırmayın-kolaylaştırın, korkutmayın-müjdeleyin!..” Buna benzer ifadelerle ilgililerin uyarıldığını öğrendik. Çok isabetli bir davranış olmuş. Bu arada o kürsüleri göz yaşlarıyla ıslatanların, daha sonra bu milletin (hatta devletin) anasını nasıl ağlatmaya yönelik ihanetlerini de seyrediyoruz .

El-Hasıl: İfrat ve tefritten kaçınıp, dinin asliyetini muhafaza ederek asrın anlayışına uygun ve yine insanların takâtına göre, dindeki kolaylıkları (ruhsatlar) da nazara vererek fetva verilmelidir.

Neden anlatıyorum bunları? Hasbel-kader bu sahanın içinden birisi olarak; öyle şeyler işitiyorum ki, çıldırmamak elde değildir!

Kimisi namazın önemini anlatırken, terk edenleri insanlıktan çıkartıyor. Buna tepki olarak bir eski unutulmuş bir siyasetçi Kur’anda namaz kelimesi geçmiyor diyor. Sanki Kur’an Türkçe nazil olmuş. Tamamını burada nakletmek istemiyorum. Konuyu teferruatta boğmamak için de bana göre şu ölçüleri nazara almak gerekiyor:

1-Zaman geçtikçe Kur’an gençleşiyor. Kıyamete kadar bütün insanlığın ihtiyacına kifayet edecek olan bu kutsal kitabın esaslarından sapmadan, Sünnet-i Seniyyenin de ışığı altında bu asrın insanlarına Kur’anı konuşturmak elzemdir.

2-“Tergib ve terhib”de (teşvik ve sakındırmada) ifrat ve tefritten (aşırılık) kaçınmak esastır.

3-Bu zamanın insanını asırlar arkasına gönderip veya asırlar önceki insanları bu zamana getirerek irşat etmek mümkün değildir.

4-Bir de İslam Tarihinde, maalesef ciğerleri dağlayan iki vak’a var ki,bütün ümmet ondan müteessir olmuştur. Bu sebeple “Cemel ve Sıffin Savaşındakiler” hakkında “Kılü-kâl” etmeyi İslam Uleması uygun bulmadığı halde, bazıları bu olayı o kadar lüzumsuz bir şekilde tasvir edip o yarayı kanatmayı ve aradaki husûmeti tahrik etmeyi öyle beceriyor ki, şu anda dahi o fitne ateşine benzin dökülüyor.

Son olarak şunu ifade edeyim: Dinde zorluk yoktur. Ferdî ubûdiyetimizi öğrenmemiz üzerimize farzdır. İhtisası gerektiren hususları ehl-i ihtisasa bırakalım. Ve bunları ulu-orta avamın nazarına vermek fitne çıkarmaktır. Umumun tasvibine mazhar olan bir kurumumuz var, ilm-i hal bilgilerimizi ondan alalım. O gemiye binip yükümüzü de bindirip sahil-i selamete ulaşalım inşallah!

21.06.2016
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ