BU MÜCADELE KIYAMETE KADAR DEVAM EDECEKTİR

Hz. Adem (as) le Şeytan arasında başlayan, Hz. Musa (as) ile Firavun, Hz. İbrahim (as) ile Nemrut ve Hz. Muhammed (asm) ile Ebucehil arasında devam eden; hayır-şer ve iman-küfür mücadelesi kıyamete kadar devam edecektir.
Bugün de bu mücadelenin çok daha derin ve münafıkâne bir şekilde ve pek çok yönüyle devam ettiğine şahit oluyoruz.
Asırlardır İslam’a ve Müslümanlara düşmanlık gösteren “Batı”; bu vatanda yaşayan, İslam’ı da aslına uygun bir hayat tarzı haline getirmiş ve yıllarca O’nun bayraktarlığını yapmış olan bu milleti hedefine koymuştur. O’nlar için, Kuzey Afrika ve Ortadoğu peynir ekmek gibidir. İngilizlerin desiseleriyle ayarladıkları birkaç kabile reisini elde etmek suretiyle bu devletleri adeta birer ejderha gibi yutmuştur. Ama yutamadıkları bir Devlet ve Millet vardır. Bu millete uygulanacak çok daha farklı bir proje gereklidir. İşte FETÖ denilen bir hain, tam da bu kalıba uygun ve bu rolü üstlenecek bir semboldür.
Evet, kırk yıllık bir proje bu. Evvela, vahyin ilk nüzûlü esnasındaki Müslümanların çektiği çileler telkin ediliyor. O’nu ziyaret eden ve elini öpen; Murat, Orhan vb. isimli gençler “Habbap ve Ammar…” oluyordu. O masum gençlerin gördüğü rüyalar dilden dile aktarılıyor. Fedakarlıkta zirve hedefleniyordu.
İnsan kaynaklarının yanında; cep boşaltma seansları, himmet toplantıları, sadaka, Zekat, kurban.. derken malî kaynaklar da oluşturuluyordu. Medya, iletişim, ticaret, ekonomi, reklam, yurtdışına açılma, kurumlara yerleştirmede sınav sistemlerini ele geçirme derken bütün kurumlara sızma..ve işte 15 Temmuz 2016.
Bence, tarihi boyunca İslam’a en büyük zararı veren bu kanlı terör örgütüdür. Zira İslam’ın esası olan “Kelime-i Tevhidin” iki esaslı cümlesi ve temel unsuru olan; “La ilahe illallah, Muhammedür-rasûlullah.” Bu cümle-i kutsiyenin iki unsuru birbirinin hem ispatı ve hem de mütemmimidir. Yani biri birisiz olamaz. Yani, dinsiz bir Peygamber olamayacağı gibi, Peygambersiz de din olmaz, olamaz ve olmamıştır. Yani Mûsevîlere ve İsevîlere; tabasbus, riya ve dalkavukluk yapacağını zannedip “Kelime-i Tevhidden” Muhammedür-rasûlullah’ı çıkaranlara, o dinin (Musevi- İsevi) Papazları da makbul adam nazarıyla bakmazlar. Onlar şöyle düşünürler: “Bu adam, kendisinin en mütekamil dinine ve peygamberine ihanet ettiğine göre bize de haydi haydi ihanet edecektir.”
İşte Hak ve batıl mücadelesi devam edecek ancak; ihanetin cezası da, Cehennemin yanında dünyada da peşinen verilecektir.