Sıkıntısı olan yiğitten bahsederken, işi kötü veya kafası karışık anlamında: Sormayın, onun başı dumanlı derler.Dağ başı gibi yiğidin başından da duman eksik olmaz. Başı dumanlı, mor sümbüllü dağlar hey!.. Yiğitle yüce dağ özdeşleştirilmiştir. Mevlâm dağına göre kış verdiği gibi, kullarına da dağın kışı gibi imtihan sebepleri verir. İşte asıl yiğitlik, bu gibi hallerde sabredip mücadele etmekle kendini gösterir.
Önceki hafta sonu, iş icâbı yolum memleketim Yozgata uğradı. Yanımda misafirlerim vardı. Harabeye çevrilen Tol Çarşıyı gezdirmek, Çamlıka çıkarmak, onlara tandır kebabı ikram etmek gibi düşünceler, önemsediğim bazı eş dost ziyaretlerini başka bir sefere ertelememe sebep oldu.
Misafirlerimiz, 1958 yılında ilân edilen ilk millî park olma özelliğini taşıyan Çamlık hakkında duyumlara sahiptiler. Gelmişken bir de yerinde görelim istediler.
Çamlık, şehrin güneyinde, iki kilometre mesafede, iki yüz altmış dört (264) hektar alanı kaplayan bir park. Orta öğrenim için geldiğimde ilk defa gördüğüm Çamlık daha küçük bir alana sahipti. Zaman zaman alan genişletme çalışmaları olmuş, yeni çamlar dikilmiş ve Çamlık ilk gençlik yıllarımızda tanıdığımız çamlıktan daha geniş bir alana yayılmıştı. Genişletme ve koruma çalışmalarını gerçekleştiren başta sayın valilerimiz olmak üzere, emeği geçen diğer ilgili bütün personele teşekkürümüz tabiîdir.
Ancak bu ziyaretimde ağaç dikim alanlarının genişletilmesi ve gençleştirme çabalarını takdirle karşılamakla beraber, daha girişten itibaren yolların bozuk ve pek bakımsız olduğunu gördüm ve üzüldüm. Zirveye doğru çıkarken virajdaki Sürmeli çeşmesinden buz gibi soğuk su içtik. Ankarada yaşamamız sebebiyle iki suyu kıyas etmek istedik. Anladık ki, Sürmeli çeşmesinin suyu, Ankaranın suyu ile kıyas kabul etmez güzelliktedir.
Vaktiyle sucu Dursun Ağa derler beli iki büklüm bir ihtiyar, Sürmeli çeşmesinden ücret mukabili Yozgatlı bazı ailelere eşek sırtında tenekelerle su getirirdi. Dursun Ağa, ele güne el avuç açmadan, çalışarak geçimini sağlayan bir ihtiyar değildi sadece. Temizliği ve sadeliği ile Yozgatta yeni yetişen gençler için çalışkanlığın da timsali idi. Onun hakkında, saygı uyandıran efsane türünde hikâyeler dinlerdik. Meselâ, ağır kış şartlarında herkese saldıran aç kurtların Dursun Ağaya saldırmadığını duyardık. Sucu Dursun Ağanın ihtiyar haliyle çalışkanlığını kendimize örnek alır adam o yaşta çalışıyor, biz niçin çalışmayalım, derdik. Kısaca Dursun Ağa, tam da bizim insanımız diyeceğimiz olgunlukta bir insandı.
Piknik alanlarının dağın eteklerine, meşe ve alıç ağaçlarının bulunduğu aşağılara taşınması, kamelyalar yapılması iyi olmuş. Eski gazinonun yıkılması da iyi olmuş. Ancak o boş alanın, kendi halinde başıboş bir halde bırakılıp uygun bir düzenleme yapılmaması iyi olmamış. Yurt dışında çalışan bir hemşehrimiz, oradaki değişikliği ilk defa görünce, testi kebabı yediği yeri aradı, bulamayınca da küstüm diyerek geri döndü.
Çamlığın kokusu bir başka güzelliktedir. Kastamonu ve Bolu illerimizde çalıştım. Ormanlarında gezdim ancak hiç birinde ve hiçbir yerde Yozgat Çamlığının kokusunu alamadım. Buradaki ağaçların benzeri yalnız Orta Asyada bulunuyormuş. Gezip gördüğüm ormanlarda benzer ağaçlara ve tabiî benzer kokuya rastlamadım.
Orta okullu yıllarımızda, Hıdrellez -Eğrice- günü (6 Mayıs) izin almak suretiyle veya başka bir şekilde, Çamlığa dere boylarından çıkar, üç yüz yıllık devasa ağaçları hayranlıkla seyrederdik. O tarihlerde, geçip gittiğimiz dere boyunda, İstiklâl Harbimizi ormanlarımız sayesinde kazandığımızı anlatan levhalar görürdük. Şimdilerde ağaç üzerine kazınmış benzer levhalar göremiyorum. Yavrularımızın ağaç sevgisine katkı sağlayacağı için benzer levhaların görünür yerlere asılması uygun olacaktır, diye düşünüyorum. Fazla söze ne hacet, atalarımız, Beşikten mezara kadar ağaç demekle her şeyi en güzel şekilde zaten anlatmamışlar mıydı?..
Çamlıkta Pinüs, Nigra, Arn, Subşp, Holmboe, Sedir, Karaçam ve diğer çam çeşitlerinin yanısıra, alıç, ahlat, erik, meşe, servi ağaçları yaygındır. Üç yüz yıllık ağaçlar halen büyümekte ve tohum verme yeteneğine sahip bulunmaktadır. Piknik alanları aşağılara çekilip, el ayak da çekilince dalların yerlere kadar sarkmış olduğunu sevinerek gördük.
Bir rivayete göre diyar diyar Aslısını arayan Keremi Yozgat Çamlığına getirmişler. Aslısını bulamayınca bir çam diktirip şöyle demiş Kerem: Bu çamdan nice çamlar filizlensin, bir koruluk olsun, sazlar sözler hep bizi söylesin! O gün bu gündür Çamlık bir sevda türküsü gibi buram buram aşk tüter, gönüllerde yer tutarmış. Yozgat Çamlığının başka yerlerde olmayan kokusu biraz da buradan geliyor olmalı.
Her Yozgatlının çamlığımızı göz bebeği gibi koruması, kahraman atalarımıza karşı bir vefa borcu olduğu gibi, bu aziz millete ve aziz vatana karşı da bir sorumluluğun ifası olacaktır. Bütün hemşehrilerimizin buna özen göstereceğine yürekten inanıyorum; ve yolu Yozgattan geçenlerin bir iki saatlik mola ile mutlaka Çamlığa uğramalarını, Sürmeli çeşmesinden buz gibi su içmelerini, kuş sesleri arasında ruh ve gönül ferahlığına ulaşırken, ciğerlerini çamlık havası ve çamlık kokusuyla doldurmalarını cân ü gönülden diliyorum.
İSMAİL AYDIN
06.01.2015
Önceki hafta sonu, iş icâbı yolum memleketim Yozgata uğradı. Yanımda misafirlerim vardı. Harabeye çevrilen Tol Çarşıyı gezdirmek, Çamlıka çıkarmak, onlara tandır kebabı ikram etmek gibi düşünceler, önemsediğim bazı eş dost ziyaretlerini başka bir sefere ertelememe sebep oldu.
Misafirlerimiz, 1958 yılında ilân edilen ilk millî park olma özelliğini taşıyan Çamlık hakkında duyumlara sahiptiler. Gelmişken bir de yerinde görelim istediler.
Çamlık, şehrin güneyinde, iki kilometre mesafede, iki yüz altmış dört (264) hektar alanı kaplayan bir park. Orta öğrenim için geldiğimde ilk defa gördüğüm Çamlık daha küçük bir alana sahipti. Zaman zaman alan genişletme çalışmaları olmuş, yeni çamlar dikilmiş ve Çamlık ilk gençlik yıllarımızda tanıdığımız çamlıktan daha geniş bir alana yayılmıştı. Genişletme ve koruma çalışmalarını gerçekleştiren başta sayın valilerimiz olmak üzere, emeği geçen diğer ilgili bütün personele teşekkürümüz tabiîdir.
Ancak bu ziyaretimde ağaç dikim alanlarının genişletilmesi ve gençleştirme çabalarını takdirle karşılamakla beraber, daha girişten itibaren yolların bozuk ve pek bakımsız olduğunu gördüm ve üzüldüm. Zirveye doğru çıkarken virajdaki Sürmeli çeşmesinden buz gibi soğuk su içtik. Ankarada yaşamamız sebebiyle iki suyu kıyas etmek istedik. Anladık ki, Sürmeli çeşmesinin suyu, Ankaranın suyu ile kıyas kabul etmez güzelliktedir.
Vaktiyle sucu Dursun Ağa derler beli iki büklüm bir ihtiyar, Sürmeli çeşmesinden ücret mukabili Yozgatlı bazı ailelere eşek sırtında tenekelerle su getirirdi. Dursun Ağa, ele güne el avuç açmadan, çalışarak geçimini sağlayan bir ihtiyar değildi sadece. Temizliği ve sadeliği ile Yozgatta yeni yetişen gençler için çalışkanlığın da timsali idi. Onun hakkında, saygı uyandıran efsane türünde hikâyeler dinlerdik. Meselâ, ağır kış şartlarında herkese saldıran aç kurtların Dursun Ağaya saldırmadığını duyardık. Sucu Dursun Ağanın ihtiyar haliyle çalışkanlığını kendimize örnek alır adam o yaşta çalışıyor, biz niçin çalışmayalım, derdik. Kısaca Dursun Ağa, tam da bizim insanımız diyeceğimiz olgunlukta bir insandı.
Piknik alanlarının dağın eteklerine, meşe ve alıç ağaçlarının bulunduğu aşağılara taşınması, kamelyalar yapılması iyi olmuş. Eski gazinonun yıkılması da iyi olmuş. Ancak o boş alanın, kendi halinde başıboş bir halde bırakılıp uygun bir düzenleme yapılmaması iyi olmamış. Yurt dışında çalışan bir hemşehrimiz, oradaki değişikliği ilk defa görünce, testi kebabı yediği yeri aradı, bulamayınca da küstüm diyerek geri döndü.
Çamlığın kokusu bir başka güzelliktedir. Kastamonu ve Bolu illerimizde çalıştım. Ormanlarında gezdim ancak hiç birinde ve hiçbir yerde Yozgat Çamlığının kokusunu alamadım. Buradaki ağaçların benzeri yalnız Orta Asyada bulunuyormuş. Gezip gördüğüm ormanlarda benzer ağaçlara ve tabiî benzer kokuya rastlamadım.
Orta okullu yıllarımızda, Hıdrellez -Eğrice- günü (6 Mayıs) izin almak suretiyle veya başka bir şekilde, Çamlığa dere boylarından çıkar, üç yüz yıllık devasa ağaçları hayranlıkla seyrederdik. O tarihlerde, geçip gittiğimiz dere boyunda, İstiklâl Harbimizi ormanlarımız sayesinde kazandığımızı anlatan levhalar görürdük. Şimdilerde ağaç üzerine kazınmış benzer levhalar göremiyorum. Yavrularımızın ağaç sevgisine katkı sağlayacağı için benzer levhaların görünür yerlere asılması uygun olacaktır, diye düşünüyorum. Fazla söze ne hacet, atalarımız, Beşikten mezara kadar ağaç demekle her şeyi en güzel şekilde zaten anlatmamışlar mıydı?..
Çamlıkta Pinüs, Nigra, Arn, Subşp, Holmboe, Sedir, Karaçam ve diğer çam çeşitlerinin yanısıra, alıç, ahlat, erik, meşe, servi ağaçları yaygındır. Üç yüz yıllık ağaçlar halen büyümekte ve tohum verme yeteneğine sahip bulunmaktadır. Piknik alanları aşağılara çekilip, el ayak da çekilince dalların yerlere kadar sarkmış olduğunu sevinerek gördük.
Bir rivayete göre diyar diyar Aslısını arayan Keremi Yozgat Çamlığına getirmişler. Aslısını bulamayınca bir çam diktirip şöyle demiş Kerem: Bu çamdan nice çamlar filizlensin, bir koruluk olsun, sazlar sözler hep bizi söylesin! O gün bu gündür Çamlık bir sevda türküsü gibi buram buram aşk tüter, gönüllerde yer tutarmış. Yozgat Çamlığının başka yerlerde olmayan kokusu biraz da buradan geliyor olmalı.
Her Yozgatlının çamlığımızı göz bebeği gibi koruması, kahraman atalarımıza karşı bir vefa borcu olduğu gibi, bu aziz millete ve aziz vatana karşı da bir sorumluluğun ifası olacaktır. Bütün hemşehrilerimizin buna özen göstereceğine yürekten inanıyorum; ve yolu Yozgattan geçenlerin bir iki saatlik mola ile mutlaka Çamlığa uğramalarını, Sürmeli çeşmesinden buz gibi su içmelerini, kuş sesleri arasında ruh ve gönül ferahlığına ulaşırken, ciğerlerini çamlık havası ve çamlık kokusuyla doldurmalarını cân ü gönülden diliyorum.
İSMAİL AYDIN
06.01.2015
06.01.2015
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ
Anoniö
07.01.2015 15:01:00Lütfen Yozgat Amatör Ligi ile ilgilenecek gözlemciler bulunuz veya Yozgatsporumuzdan yada Sorgunsporumuzdan Yozgat gençlerine şans verilemesini isteğiniz yetenekli arkadaşlarımızı harcamayalım onlarında ekmek yemelerini sağlayalım.