Yasin Ali ER

ÇİZGİ

SEÇİM HİKÂYESİ

Belki de bu başlıkta, masal veya terane demeliydim.

Yakında meydanlar doldurulacak. Yeni bir seçim yapacağımıza ikna edileceğiz ve sandıklara yeni bir ümit ekebilmek adına pusulaları mühürleyip göndereceğiz. Aslında bir mektuptur o, bir dilekçedir, hatta belki de ültimatom!

“Gel, yönet, hizmet et, düzelt ve derde çare ol... Oldun oldun ama yine aynı ayağın üstünde sek sek oynarsan ve beklentilerime doğru cevaplar vermezsen, seni seçip gönderdiğim gibi, gerisin geri getiririm!” demek olmalıdır o mektubun mesajı...

Heyhat gel gör ki biz, milletçe okumayı sevmediğimiz gibi, yazdığımızın ne anlama geldiğini de pek düşünmüyoruz galiba! O mesajları cevapsız bırakanları habire seçiyor, her gelişlerinde konvoylarla karşılıyor, karşılarında el-pençe divan duruyoruz.

Orta yaş ve üstü, yani bizim kuşak da dahil olmak üzere, hepimiz hafızalarımızı tatile göndermiş olmalıyız.
Dün A partisindeki zat-ı muhterem, bugün B partisinin cafcaflı vaatlerini, gözlerini belerte belerte anlatırken “yeni” diyor. “Yeniliklerden, yeni bir anlayıştan dem vuruyor.”

Kendi çocuğumuzu, eşimizi, dostumuzu, kardeşimizi, arkadaşımızı ilk başarısızlığında “beceriksiz sünepe” diye haşlıyor, aşağılıyor, incitiyor, itip kakıyoruz ama iş seçtiklerimizin rüzgâra göre yer ve yön değiştirmesine geldi mi alkışlıyoruz iyi mi?

Gittiği yere, geldiği yerdeki tüm düşüncelerinden, fikirlerinden ve bütün bilgi birikim(!)lerinden “arınarak” veya “hidayete ererek, ya da çizgi değiştirerek” gidip gelenlere her türlü cambazlığı hoş görüp yakıştırıyor ve hatta aferin çekiyoruz iyi mi?

Çok önceki geçmişte A partisinde, yakın geçmişte B partisinde, dün C partisinde, bugün XYZ ve saire partilerinden birinde siyasetörlüğe derin dalış yapanlar, “gel, yönet, hizmet et, düzelt ve derde çare ol... Oldun oldun ama yine aynı ayağın üstünde sek sek oynarsan ve beklentilerime doğru cevaplar vermezsen, seni seçip göderdiğim gibi, gerisin geri getiririm!” mesajıyla hiç ilgilenmeyenleri seçer seçer yollarız.

“Kırk yıllık Yâni’den, hiç Kâni olur mu” diyen de biz olduğumuz halde...

“Anasına bak kızını al”, “yedisinde neyse yetmişinde de o olur, adam olacak çocuk burnunu çekişinden belli olur” şeklinde onlarca mesel türetmiş bir milletiz ama oy vereceğimiz zaman “dünkü durulan yer ile şimdiki yeri değişik zannetmeye” devam eder dururuz.

Üstadın kırk sene önceki partisi de o partinin siyasi yelpazedeki yeri de belli belli besbelli! Hatta o parti iktidarın bir ucundan bir şekilde tutmuşsa orada bakan bile olmuş, o partinin siyasi anlayışını aynen uygulamıştır.

Şimdi siyasi yelpazedeki yeri taban tabana zıt olan bir başka yere TRANSFER edilince, sanki hipnotik bir zihniyet sıfırlaması yaşamış gibi, terü taze fikirler, pirüpak sayfalar, daha şirin gülüşlerle karşımıza dikiliyor! Bu da iyi mi?

İşin tuhafı halkımız da garip bir şekilde, dün başka yerde kendi desteklediği zihniyete alabildiğine saldıran bu “yeniyi” hemen bağrına basıyor, umut diyor, evet diyor, yaşa diyor, varol diyor, alkışlıyor! O alkışlar “bu pörsük yeniyi” yeniden bakan edinceye kadar devam etmez mi? Dün etti, bugün de etti, yarın da eder, edecek...

Dediydi dersiniz.

Yazıyı okuyunca, sırf gıcık olsun diye kimden bahsettiğimi sorma ihtimali olanlara cevabımı peşin peşin veriyorum.

Hangi birini sayayım? Taaaa ilk gençlik yıllarımızdan bu yana dönen dolabı Allah rızası için bir kerecik gözünüzün önünden geçiriniz. Neyi, neleri ve kimleri kastettiğim anlaşılacaktır.

Hiç bir yazımda, kişilerle uğraşmaya ihtiyaç duymadım. Ben de dahil olmak üzere hepimizi hafızalarımızın tatiline kısa bir ara verdirmeye davet ediyorum.

Bir insanın onlarca yıllık geçmişindeki kafa yapısıyla, şimdiki kafa yapısı arasında yüz seksen derecelik bir fark olabileceğine nasıl ikna olduğumuzun çözümü orada...

Kendi çocuğumuzdan esirgediğimiz müsamahayı, siyasi arenanın manevra kabiliyeti gelişkin gladyatörlerine göstermemeyi akıl edebiliriz o zaman!

Hamamın tası da kurnası da ısı derecesi de aynı... Sahibi zaten duruyor, tellak bile işinin başında!

Seçime bir kaç ay kala derdime ne olduysa?

Sırf tabelalar değişiyor...

Şimdiden hatırlatayım dedim vesselam!

OKUR YORUMLARI
ABDULKADİR ÇAPANOĞLU
01.12.2022 11:27:04

Ben dedelerimin bırakıp gittiği bir şehrin özlemi içinde kalmışım. Çevrede ilkokul yokken lisesi olan. 1793 yılında Padişah izniyle pazar kurulan. 1920 Çerkez Etem yağması sırasında yaıklıp yıklıan ve 20 adet piyanoso sokaklara atılan, o zamanki ipek yolu üzerinde olup herçeşit malın alınıp satıldığı bir aylık panayırlar kurulan Yozgat^ta kalmışım. Merhaba diyene "hangi koydensin" diye cevap verilen, Recep Tayyip mi, Mansur Yavaşmı basit sorusuna %68,8 Recep Tayyip diyen bir Yozgat için üzülmekten başka bir şey gelmiyor elimden. Bir umudum kaldı geride o da önümüzdeki belediye seçimleri. Umarım Yozgatlı bu defa doğru bir seçim yapar da tekrar Dr. Kazım Arslan Bey'i seçer. Saygılarımla.

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ