Yasin Ali ER

ÇİZGİ

HALKA RAĞMEN YIKILAN DEVLET HASTANESİ ÜZERİNE

Bu millet, isterse “tekeden köremez sağar!”
Elhakk… Vallahi kabulümdür. Vallahi yapmaya çalışır!
Uğraşır, didinir, el atar, çabalar ve belki yapar da…
Ama bu millet keşke, keçiyi kesmek ve tekenin testislerini o kadar zorlamak yerine; keçinin yemini doğru verip sütünü artırmayı düşünebilseydi.
*************
Demokrasi; halkın inanç, gelenek, talep ve tercihleri istikametinde düzenlenmiş olmak kaydıyla devleti yönetmek üzere oluşturulan sistemdir.
Halka rağmen, halkın kabulleriyle tamamen tezat teşkil edecek mahiyette yapılan uygulamalara ise; “halkı içe saymak” denir.
Halkı yönetenlerin, halka rağmen ve güya halk için oluşturdukları sistem ve uygulama dayatmaları da en hafif tabiriyle keyfiliktir.
Devr-i sâbık mantığıyla düne, dündeki uygulamalara, dünlerin vebal taşıyıcısı olduğuna inandıklarınıza karşı misilleme yapma kabilinden; dün yanlış bulduğunuz her yaklaşımı ayniyle veya misliyle muhatabınıza yöneltiyorsanız, size de bir gün birileri misilleme yaparlar.
Sonuç olarak yanlışa yanlışla mukabele etmek, geçmişte acısını hissettiğiniz her şeyin, şimdilerde başkasını acıtması belki insani bir hırsın tatmini olabilir ama iki yanlıştan bir doğru çıkmaz!
Her gelen, her gidenin asabını germeye devam ettikçe, toplumsal kemikleşmeyi durdurmak ve ayrışmaları, ötekileşmeleri önlemek mümkün değildir.
Siyaseten muhatabı kalmayanların(!) artık ötekileştirme hedefinde sadece yönetilenler kalır ki; toplumun nasıl, ne zaman ve ne gibi reaksiyon göstereceğinin hesabı yapılamaz olur.
*************
Bu yazının maksadı;
Toplumun sevdiği ve değer verdiği, hatıralarını sakladığı ve gördükçe anmak istediği, âbide hükmüyle kıymetlendirdiği eserlerinin muhafaza edilmesi noktasında saygı beklediğini bilme mükellefiyetini hatırlatmaktan ibarettir.
Halkın dili; sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri, siyasi parti temsilcileri, ahali içindeki kanaat önderleri, gazeteler ve sosyal medyanın ağzında ses verir. Taleplerine de onların tercüman olmasını ister.
Diğer bir bakışla, seçilmişlerin temsil ettikleri makamın icaplarına uygun söylemlerinde, temsil ettikleri halkın hissiyatına tercüman olma gayreti vardır.
Bu anlamdaki ifadelerin yok sayılması “halka rağmen” metazori icraatlar olarak tarif edilir. Yetkilerin kullanımında, diğer kurumların yetkilerini aşmaya da keyfilik nitelemesi yakıştırılır. Biz de aynen böyle diyoruz.
*************
Belediye başkanından meclis üyelerine, gerek birebir serzenişleri, gerekse sosyal medya üzerinden karşı çıkan herkese ve üstelik YIKIM RUHSATI ALMAYA BİLE TENEZZÜL(!) ETMEKSİZİN, hülasa halka rağmen yıkılan Devlet Hastanesi binası vicdanları yaralamış ve vatandaşlarımızı da derinden üzmüştür.
Doğal olarak da şu sorularla muhatap olmaktayız.
Yeni hükümet konağına taşındıktan sonra eski bina yıkılacak mıdır?
PTT, Ziraat Bankası, eski Askerlik Şubesi, eski Cumhuriyet İlkokulu (B.Ü. Rektörlüğü), Celal Atik Spor Salonu, Vali konağı binaları da sırada mıdır?
Yeniyi yapmak için eskiyi yıkmak mı, eskiyi abat edip yeni işlevine uygun hale getirmek mi daha rantabl olurdu?
Tamam… Anladık! Bu millet tekeden köremez sağar!
Hatta bu millet, hayatlarında hiç gitmedikleri yerlerdeki yap-işlet-devret modeliyle yapılan yol, geçit, köprü vb. ne kadar paralı tesis var ise, işletmecisine taahhüt edilen bedelin cebinden çıkmasını bile umursamaz!
Kendi memleketine yapılan hastanelerin “garanti edilen hasta” sayısınca ücretlerinin bile, ruhu duymadan ödenmesine razıdır da…
“El ile gelen düğün-bayram” tevekkülü içinde bir çok ezayı sinesine çeker de belki!..
Lakin elinden zoraki alınanlara önce homurdanır, sonra öhhöö der, daha sonra “orada dur bakalım” der!
Ve birgün gelir halk faturayı vebali olsa da, olmasa da, yerel yöneticilerin hatalarını iktidardaki partilere keser!
Birdenbire, apansız ve çarparcasına vesselam!

21.02.2018

OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ