Yasin Ali ER

ÇİZGİ

ESKİDEKİ YENİLER

Hiç duymadığımız veya duyduğumuz halde önemsemediğimiz, ancak yeri geldiğinde; yepyeni bir fikir, iş, ya da bilgi olarak karşımıza çıkan şeyler vardır.
Hatta üstünden kaçlarca yıl geçerse geçsin; hatırladıkça kimi zaman hüzün akar asılan suratlarımızdan, kimi dem tatlı bir tebessüm yayılır munis simalarımıza!
Tek kâsedeki aşa beraber kaşık salladıklarımızı, güle oynaya, itişe kakışa, yârenlik ettiklerimizi, yokluklarına hiç alışamayacağımızı sandıklarımızı...
Beraber kurduğumuz hayalleri ötelediğimiz için aynı "keşke"lerle, aynı nedametlerle kavrulan yüreklerimize su serpme çabalarımızı...
Aynı kaygılardan ürküp, aynı ümitlerle heyecanlanıp, aynı istikbale olta attıklarımızı...
...ve daha dün gibi dediklerimizden birinin karşımıza çıkmışlığıyla; onlarla yaşadığımız güzellikleri aynen yaşarcasına içimizi bir heyecan kaplarken; yüreğimizde biriken bir özlem sancısı da kabından fırlayıverir şamar gibi!
En tatlı hatıralarımızın arasında, başını uzatıp bize doğru gülümseyen o kaybettiğimiz yakınlarımızın yüzleri, o çok çok yakınlarımızın bakışları, o can ve canan saydıklarımızın her türlü hal ve tavırları, o can dostlarımızın hatır soran mimikleri geliverir gözlerimizin önüne!
Âhirete göçüp gidenlerin ardından bakakalıp, her gidişi ani ve erken saymanın tercümesi; kendimize o durumu yakıştıramayışımız olmasın?
Oysa Allah, "her nefis ölümü tadıcıdır" der...
İşimize gelse de, gelmese de!
Hepsine rahmet dilemekten başka ferahlatıcı teselli cümlesi de yoktur hani!
Ha hemen dün gitmiş, ha onlarca yıl önce...
Sevgi; gönlümüzdeki ölmeyesi Hakk mizanlarında, kimin niye ve neyin ne kadar, diri kaldığıyla ölçülebilir yaşayan ölülere inat!
Merhamet duygularımızın yönlendirmesi veya görev telakki edip sorumluluk sayarak kendi kendimize yük edip; çorak gönüllerine İNSANÎ HASLETLER EKTİĞİMİZ nankörlerin, tüm iyi niyetlerimizin semeresini; bir gün beyinlerimize "çifte atarak" döndürmelerine rağmen!
Ölçer, tartar, bakarız. Fakat dünden gelen iblislikleri görmemezlikten geliriz, yarınların hatırı için.
Sonra şöööyle bir yoklarız hafizalarımızı!
"Ölü bizim, Allah rahmet eylesin" lafını hiç bir ölü için demediğimiz, HATIR KATİLİ ruhsuzlara atfettiğimiz gelir aklımıza!
Bırakılan her iz; yeni bir fikir gibi, yeni bir proje gibi, yeni bir gelecek düşü kurdurtur; kendimize hiç bir şey olmayacakmışçasına!
Eskilerdeki yerlerini, yepyeni halleriyle koruyan öyle yaşanmışlıklar var ki, öğüt verme çağında dahi sadece kendi uhdemizde koruruz.
Paylaşmayı ar saydığımız (kendi adıma) aptallıklarımız dahil, âleme âyan olduğunda örselenir sandığımız korunası fedkârlıklarımız.
Ola ki bir gün aynısını yapmaya kalkışırsak, bizi eleştirme ve hesap sorma hakkını elinde tutanlar tarafından, aynı hatayı bir daha yapmakla eleştirilmekten çekiniriz.
Yarınlar dün olmadan, bir yeni yarın daha kurmak istedik hayattan!
Ama dünün intikamı yarınları yorar mı, kovar mı hesap etmeksizin...
Aklımıza "yarınlar dünün sermayesiyle kurulur" düşüncesi ışık ve feraset olmalıydı oysa!
Amma temkin, amma tedbir adına, amma korunma, amma atak adına!
Aslolan son tahlilde "kendi karakterlerinde asalet olmalı insanın" der geçeriz.
Sonuçta; genlerin, her et ve kemik yığınından aynı maya kıvamını çıkarmadığı veya çıkaramadığı anlaşılmıştır vesselam!
01.01.2020
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ