Yasin Ali ER

ÇİZGİ

DÜN, BUGÜN, YARIN…

Ondört yıl ara verdikten sonra yeniden bu köşeden yarenlik etmek kısmet oldu.
Oldu olmasına da; ikinci yazının hemen akabinde, gerek şifahen ve gerekse yazılı olarak olumlu/olumsuz eleştiriler alınca bu yazıda bazı anlaşılamayanları tavzih etmek gereği hâsıl oldu.
Bu satırların yazarının kimsenin kalemşörü olmadığını bilenler bilir ama bilmeyenlerin veya bir eleştiri yazısının ardından bir taraf veya cephenin amansız hasmı olduğumuz kanaatine varanların (nasıl vardılarsa) algısına iki çift sözümüz olacak!
Biz, 1996 yılındanberi çarpık kentleşmeyi eleştiregeldik.
Biz, devasa binaların altına, yanına, yöresine neden otopark yapılmasını teşvik ve
hatta mecburiyet etmezler diye sorduk, sorguladık.
Biz, mevzuat hazretleri izin veriyor diye savunulan, yolun göbeğine deve dişi gibi uzanan inşaatların durdurulması için, elimizi, dilimizi, kalemimizi kullanmaktan imtina etmedik.
Biz, bu şehrin yarını da var diye az debelenmedik.
Çarpık yapılaşma ve kent düzenindeki(!) gidişatının bugünlerde başımızı çok ağrıtacağını anlatabilmek için bazen ipin ucunu kaçırıp; “yerel yöneticileri ahbap çavuş ilişkileriyle, suistimallerle, aymazlıkla, umursamazlıkla ve SORUMSUZLUKLA BİLE İTHAM ETTİK.”
…………….
Evet!
Biliyoruz ki; şehrin altyapısı da üstyapısı da sorunlu… Bu sorunun da tek ve yegâne müsebbibi şimdiki yöneticiler değil. Hatta Sayın Belediye Başkanı’nın tabiriyle otuz kırk yıldır birike birike içinden çıkılmaz vaziyet aldığı da doğrudur.
Biliyoruz ki; kısa dönemde de eskinin biriken problemleri bir kalemde pat diye çözülmez, çözülemez.
Ancak yine biliyor ve görüyoruz ki; bu gidişattan da, geleceğe dönük endişe etmemizi sağlayacak hatalar var.
Hata; çalışana mahsustur.
Hata; yapılan işlerdeki eksikler, eksiklikler, yanlışlar, yanlışlıklar olarak telakki edilir ve bu endişeleri taşıyan insanlar da görebildikleri olumsuzlukları bir şekilde dile getirmelidirler.
Yarın “biliyor, anlıyor veya en azından tahmin edebiliyor idi isen, neden sustun?” denmesi muhtemel midir? Evet!
O halde kamu hizmeti yapan her insan gibi; sorumluluğumuz gereğince; aklımızın erdiğini, dilimizin döndüğünü, bilgi ve tecrübelerimizi yazmayı ve aktarmayı vazife addediyoruz.
Doğruları alkışlamayı yağdanlık olmak olarak kabul etmeyiz.
Ama yanlış saydıklarımızı yazdık diye de hasım olmakla itham edenlere (etmeye çalışanlara) ve bu şehrin seçilmişleri ile sosyal hukukumuza çomak sokmaya çalışan ve “kraldan çok kralcı geçinen oşşukçu taifesine” de “öğren de gel” demekten çekinmeyiz.
Maksadımız halk ve HAKK için çalışanı ve iş/aş üreteni asla “laf ebeliği yaparak rencide etmeye çalışmak veya şevkini kırmak değildir!
Eleştirilmek, doğruyu daha iyi anlamak ve daha doğru olanı icra etmek bakımından hoşgörü çerçevesinde değerlendirilirse; tahammül edilmesi gereken acı ve/fakat şifanın reçetesidir.
Olumlu eleştiriyi düşmanlığa zemin olarak addetmek ise; fikir fukaralığının en zelil halidir.
Dün yazdık, bugün yazıyoruz…
Ömürde takdir edilmişse; yarın da yazacağız vesselam!

21.05.2016
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ