Şükrü ERBAŞ

SİSLER İÇİNDESİN, SİSLER İÇİNDEYİM

Yağmur, yağmur, yağmur...

Tanrı gözyaşı oluyor. Tanrı toprak oluyor.

Tanrı çocuk. Tanrı sarmaşık gülleri

Tanrı keder atlası. Pencerelerin buğusu

Saçlarından yağan bir kadın

Bir ıslak kedi. Gözlerinden asılmış bir adam

Bulutlardan inmiş bir ayrılık fotoğrafı.

Hepimiz bir gizli yalnızız, korku masalıyız

Bir yaralı arzu, yaprak döken sözler

Tanrı dua, tanrı kaygı, tanrı insan

Bir elinde yerler, bir elinde gökler

Sokaklarımıza inen bir sonsuzluk tanrı... 

 

Yağmur, yağmur, yağmur...

Sen geliyorsun. Yol sensin. Işık sensin.

Yağmuru güzelleştiren zülüfler sensin.

Kaldırımlarda terleyen zamanlar sensin.

Kediler yol veriyor, ıhlamurlar dallarını topluyor

Bir çocuk bisikletini unuttu, yağmuru unuttu

Bir kadın üç kez döndü, üç kez kendi ayağına bastı.

Sen geliyorsun. Kalbim boğulacak. Hasret sensin.

Bütün kapılar kavuşma. Bütün sokaklar müjde

Geleceksin. Yağmur yağacak. Ben ağlayacağım

Bunu yazıyorum. Bunu bin kez yazıyorum

Yoksa yalnızlık öldürecek

Yoksa kimseyi sevmeyeceğim.

 

Yağmur, yağmur, yağmur...

Bağışsın. Zamansın. Arınmasın.

Bütün serçeler, bütün yapraklar, bütün kirpikler

Canımda dönüyor. Sen büyüsün. Odasın. Sokaksın.

Elim ayağım rüzgâr. Ağzım ten masalı.

Bir utanma duygusu. Saçma, ince, güzel.

Sisler içindesin. Sisler içindeyim. Seni seviyorum.

Sonra göğsünden doğan sabah

Sırtının uzun ürpertisi. Topuklarının gökyüzü.

Biz olmasaydık, diyorum, tanrı nasıl sevecekti kendini.

Biz olmasaydık, insan bu kadar güzel olur muydu.

Sen olmasaydın, ben bütün bunları---

(ÇIRPINIP İÇİNDE DÖNDÜĞÜM DÜNYA)

OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ