“ZANAAT DESTANI” TAŞLAMASI

Geçenlerde internette gezinirken “Zanaat Destanı” adlı bir şiir gördüm. Bir türkü derlemecisi, yöresel saz sanatçısı ve halk ozanı Rahmetli Şemsi Yastıman tarafından yazılmış bir şiirdi bu. Çok ilgimi çekti. İnce espri ve taşlamalarla yüklü tipik bir kara gülmece örneğiydi.

Şemsi Yastıman, “Zanaat Destanı” adlı şiirinde öz eleştiri havasında bir anlatım sunuyor. Ancak dikkatle okunup incelendiğinde bunun bir öz eleştiriden öte, bireysel ve toplumsal bir yergi olduğu gerçeği görülmektedir.

Ozanımız çok iyi bir gözlemcidir. İçinde yaşadığı toplumu ve bu toplumun bireylerini en ince ayrıntısına dek incelemiş ve gördüğü aksaklıkları öz eleştiri havasında şiirleştirmiştir.

Anlattıkları her zaman güncel kalacak türden durumlardır. Çünkü bunlar insan var oldukça sürecek olgulardır.
Ozanımız, şiirine on beş yaşında gurbete çıktığını belirterek başlıyor ve başından geçenleri anlatırken şöyle diyor:

Terk-i sıla ettim on beş yaşımda,
Dolaştım bir hayli kendi başımda,
Her ne iş tuttuysam felek karşımda,
Naçar kaldım paylaşılmaz koz ile.

Garip kaldım, kimse yardım etmedi,
Küçük memur oldum, maaş yetmedi,
Ev geçimi hiç de düzgün gitmedi,
Cer’yanı kestiler kaldık gaz ile.

Ülkemizde insanların sık sık iş değiştirdiklerini, pek çok işe girip çıktıklarını ve bu sırada yaşadıkları şanssızlıkları vurgulayan ozanımız, bunları anlatırken epey gülümsetiyor bizi:

Tuhafiyeciliği seçtim, olmadı,
Terzi oldum, kestim biçtim, olmadı,
Kumaş mağazası açtım, olmadı,
Hep malları güve yedi haz ile.

Tabak oldum, hep çürüdü deriler,
Celep oldum, ölüp gitti sürüler,
Bakkal oldum, kaçtı hep müşteriler,
Başka bir iş yapsam hangi yüz ile?

Nalbur oldum, kimse kapım çalmadı,
Saatçi oldum, sağlam saat kalmadı,
Takımları sattım, kimse almadı,
Mezatçıya verdim yüz bin naz ile.

Çiçekçi oldum, hep goncalar buruştu,
Nakliyeci oldum, kamyonlarım vuruştu,
Telefoncu oldum, hatlar karıştı,
Tamirat bitmedi hemen tez ile.

Dikkatli bir gözlem, aslında bu şanssızlıkların iş bilmezlikten kaynaklandığını anlamamızı sağlar. Daha önce de belirttiğim gibi Şemsi Yastıman kendinden hareketle toplumsal bir eleştiri yapıyor. Biliyor ki bu ülkede pek çok kişi işini iyi yapmıyor, işinin altında eziliyor. Bu nedenle insanlar zarar görüyor; yaralananlar, ölenler oluyor:

Elektrikçi oldum, çektim telleri,
Karıştırdım odaları holleri,
Hep cereyan çarptı tutan elleri,
Tesisatı söktürdüler tez ile.

Matbaacı oldum, karıştı harfler,
Tersinden okundu kâğıtlar zarflar,
Müşteriden duyduk çok ağır laflar,
Bedduayla dedi: “İşin bozula.”

Doktor oldum, tedaviye geldiler,
İlaç verdim, zehirlenip öldüler,
Dişçi oldum, suçu benden bildiler,
Zayıf gelen çıktı şişman yüz ile.

Berber oldum, belediye kapattı,
Kahvecilik yaptım, sermayem battı,
Meyhaneci oldum, dükkân top attı,
İçen kaçtı hepsi ayrı poz ile.

Şoför oldum, arabayı devirdim,
Pilot oldum, tayyareyi savurdum,
Vatman, kaptan oldum, dümen çevirdim,
Hiçbir gün gitmedi rotam düz ile.

Çok çalışanlar, bu nedenle yorulup birtakım hatalara düşenler; sık sık görev yeri değiştirilenler yine ozanımızca gündeme getiriliyor:

Hâkim oldum, cezayı çok gördüler,
Trafikçi oldum, fazla yordular,
Polis oldum, çok vazife verdiler,
Kaçırdım mahkûmu yorgun göz ile.

Asker oldum, anam yollara baktı,
İzin istemekten amirler bıktı,
Subay oldum, sık sık tayinim çıktı,
Turist gibi şarkı garbı gez ile.

Müteahhitlerin, avukatların, özellikle de gazetecilerin başına gelenler unutulmuyor bu arada. Ozanımız yine ince bir taşlamayla yönetenlerin fazla üstüne giden gazetecilerin başına gelenlere dikkat çekiyor:

Müteahhit oldum, tez iflas ettim,
Avukat oldum, hep boş dava güttüm,
Gazeteci oldum, çok fazla öttüm,
Tıktılar mapusa birkaç söz ile.

Ozanımız; işine hile katanları, işini yalan dolanla yürütenleri de eleştiriyor söz konusu şiirinde:

Karaborsa bilet sattıramadım,
Sahte makbuz kestim, yutturamadım,
Spor toto oynadım tutturamadım,
Haftalıklar bir bir gitti vız ile

İşportacı oldum, malım basıldı,
Şoför kâhyası oldum, sesim kısıldı,
Sütçü oldum, bütün sular kesildi,
Çoğaltma çaresin bulduk buz ile.

Emlakçı oldum, çok söyledim yalanı,
Göremedim benden bir ev alanı,
Mimar oldum, çözemedim planı,
Geçti ömrüm yanlış formül çiz ile.

Şemsi Yastıman; gördüğü aksaklıkları böylesine güzel bir dille sergiledikten sonra, son bir deneme yaptığını, bunda da başarılı olamayıp geçiminin sazda olduğu gerçeğine ulaştığını belirterek aslında insanlara, kendilerine en uygun işte çalışmaları gerektiğini söylemek istiyor:

Baktım hayırsızım, ortada kaldım,
Vazgeçtim sanattan, başka iş buldum,
İnşaata girdim, amele oldum,
Ta üst kattan yere düştüm hız ile.

Şemsi der, “Münasip bir iş bulamadım,
Gidip bir baltaya sap olamadım,
Bağlamadan başka saz çalamadım,
Akıbet ırızkım*çıktı saz ile.

Bizi yazdığı şiirle yıllar sonra yine gülümseten ozanımıza Allah’tan rahmet diliyor, onu saygıyla anıyorum.

Dipnot:
* ırızkım: “Rızkım” biçiminde yazılması gereken sözcük, hece ölçüsüne uyum sağlamak için ozanca böyle yazılmıştır.

OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ