YOZGAT MÂNİLERİNDE GELİN-KAYNANA ÇATIŞMASI

Gelin-kaynana ikilisi ve çatışmasının halk yaşamında önemli bir yeri vardır. Ülkemizin en eski ve süregelen bir olgusudur bu.

Gelin-kaynana çatışmasının pek çok nedeni var kuşkusuz. Başlangıçta ekonomik temele dayanmaktaydı bu çatışma. Tarlada ırgata gereksinimi olan oğlan tarafı, çok genç yaşlarda oğullarını evlendirerek kendilerine bir çeşit bedava işçi sağlıyorlardı. Eve gelen yeni gelin, karın tokluğuna çalışacak en iyi ırgattı belli ki. Sabahın köründe kalkarak evin tüm işlerini çekip çevirmek, çocuklarına bakmak, tarlada çalışmak, kaynanası ve kayınbabası ile ilgilenmek durumundaydı. Bunun bir faturası olacaktı mutlaka. Oldu da. Daralan, bunalan gelin sızlanmaya başladı. Yaşadığı sıkıntıları kocasına anlattı. Bu kez kocası sıkıntıya girdi. Deyim yerindeyse “iki cami arasında kalan beynamaz”a döndü. Eşiyle ana babası, özellikle anası arasında kaldı. “Aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık”tı. O da en az gelin kadar darbe yedi bu çatışmadan.
Teknolojinin gelişimi nedeniyle ekonomik temele dayalı gelin-kaynana çatışmasını yok denecek kadar azaldı. Ama bitti mi? Hayır!.. Çünkü çatışmayı tetikleyen başka nedenler de vardı. Bu kez onlar girdi devreye.

Gelin-kaynana çatışması; oğlan anasının oğlunu bir başkasıyla paylaşamaması, aynı evde yaşama durumu, bunun sonucu olarak evde ortaya çıkan egemenlik savaşı, gelinin kaynanası ve kayınbabasına bakmakla yükümlü olması gibi nedenlerle sürüp gitmektedir.

Gelin-kaynana çatışması halk edebiyatına güçlü bir biçimde yansımıştır. Kaynanasının karşısında sesini çıkaramayan gelinler; çeşme başlarında buluştuklarında, dere kıyılarında çamaşır yıkarlarken duygularını dörtlüklere döküp birbirinden anlamlı ve güzel mâniler söylemişlerdir. Bunlar ince esprilerle dolu, alaycı ve yergici manzumelerdir.

Yozgat kültürü dış etkilere fazla açık olmayan bir yapıdadır. Çünkü Akdeniz, Ege ve Marmara bölgelerinde olduğu gibi yabancı kültürlerle çok iç içe değildir. Bu nedenle Yozgat mânilerinde gelin-kaynana çatışmasının en güzel en tipik örneklerini bulabiliriz.

Eve gelen yeni gelin, bir süre her şeye katlanır. Ama zaman geçtikçe bazı davranışlar ona zor gelir. Kaynanasının üstüne üstüne gelmesine, her davranışını eleştirmesine katlanamaz. Anasının etkisi ve dolduruşuyla davranan kocasından da baskı görür çoğu zaman. Onu bir yanlış yapmadığı konusunda inandırmaya çalışır. Kimi zaman başarır bunu kimi zaman başaramaz. Başardığında taşı gediğine kor hemen:

Kaynanam kara testi
Beni oğluna kesti
Kesti ise ne yaptı
Akşam bağrına bastı

Çarşıda hedik kaynana
Dişleri gedik kaynana
Oğlun neler getirmiş
Sensiz yedik kaynana

Gelin, kaynanasının oğluna duyduğu sevgiden dolayı kendini çekemediğinin farkındadır. Damarına damarına basar kaynanasının:

Oğlan adın Hüseyin
İşliğini kasayım
Anan çeksin kahrını
Ben bağrıma basayım

Kaynanaya duyulan öfke kimi zaman doruğa çıkar:
Tereğe fincan koydum
İçine mercan koydum
Kaynanamın adını
Kuyruklu sıçan koydum

Kaynanam kara tazı
Ürüyor bazı bazı
Ürdüğüne razıyım
Isırır bazı bazı

Bununla da yetinmez gelin, giderek daha canavarca isteklerde bulunur kaynanası için;

Kaynanamı nitmeli
Tandıra başlık etmeli
Yandım anam dedikçe
Altına odun atmalı

Kazandaki iç bakla
Mevla’m yârimi sakla
Azrail gelir isen
Önce kaynanam yokla

Çarşıda nohut kaynana
Oğlunu okut kaynana
Aldığı ilk maaşınan
Kefenin dokut kaynana

Yumurtanın sarısı
Yere düştü yarısı
Küllükte bir it ölmüş
Kaynanama darısı


Gelin, kaynanası öldükten sonra bile öfke selinden kurtaramaz kendini. Yine açar ağzını, yumar gözünü:

Köprü altında kazık
Kaynanam ölmüş yazık
Öldüğüne acımam
Bir top kefene yazık

İlginçtir ki Yozgat mânilerinde kaynananın geline yönelik herhangi bir deyişine rastlanmamıştır. Bunu kaynanaların gelinlerinden çok hoşnut kaldıkları anlamında değerlendirmek olanaksızdır. Çünkü kaynanaların gelinler için mâniler söylemesini gerektiren bir ortam yoktur. Güçlüdür kaynanalar. Yaşları, aile içi konumları nedeniyle gelinlerinden, oğullarından, kızlarından çekinecek bir durumları yoktur. Bu nedenle ne diyeceklerse gelinlerinin yüzüne karşı söylerler. Çoğu kez oğulları da arkalarındadır. Bilirler ki gelinlerin kendilerine karşı çıkma olasılığı söz konusu değildir. Yine bilirler ki Anadolu kültürü her koşulda büyüğe saygıyı öğütlemektedir. Kısacası her zaman ezilenler, mazlumlar duygularını dizelere döküp mâni söylerler. Bunlar da gelinlerdir.

Değişen ekonomik ve sosyal koşullar sonucu gelin-kaynana ikilisinin aynı evde kalma durumu bayağı azaldı. Ama değişmeyen tek şey var: O da bu ikili arasındaki çatışmanın aynı hızla sürüyor olması.

Gelin-kaynana ikilisinin mutlu bir birliktelik içinde olması dileğimdir kuşkusuz. Ama onların bu didişmeleri olmasa bizler böylesine güzel mânilere sahip olabilir miydik?...

06.10.2016
OKUR YORUMLARI
Muhsin Köktürk
10.10.2016 02:30:00

Sayın Abdulkadir Bey,
İlginç bir öykü. Özü oldukça güzel. Gelin-kaynana ilişkisine anlamlı bir boyut getiriyor. Kuşkusuz insanlar arasındaki olumlu ya da olumsuz ilişkiler edebiyata yansıyor, bu da birbirinden güzel sanatsal yapıtların ortaya çıkmasını sağlıyor.
Bu güzel paylaşımınız için teşekkürler.

ABDULKADİR ÇAPANOĞLU
08.10.2016 22:20:00

Gelin aktara gider öyle ağlar öyle kendini acındırır ki sonunda kaynanasını yavaş yavaş zehirlemeye aktarı ikna eder. Aktar her gün bir tutam una karıştırdığı bir tozu ona verir. Gelin de onun verdiği tozu her gün kaynanasının yemeğine katar. Günler böyle geçip giderken yakın bir tarihte kaynanasının öleceğini bilen gelinhanım son günlerinde kalbini kırmamak için iyi davranmaya onu hoş tutmaya çalışır. Gelinin bu davranışı kaynanayı da etkiler o da gelinini hoş tutmaya gayret eder. Böyle olunca gelin hanım kaynanasının bazen elini o da gelininin yüzünü öpmeye başlarlar. Sonunda gelin kaynana birbirlerini ana kız gibi görmeye başlarlar. Yaptıklarına pişman olan gelin aktara giderek durumu anlatır ve kaynanasını ölümden kurtarmak için verdiği zehirin panzehirini vermesini ister. Aktar gülümseyerek “ben adam öldürecek bir insana benziyor muyum böyle olacağını biliyordum, bu yüzden sana verdiğim toz bir zehir değil una karıştırdığım karbonattı korkma kaynana bir şey olmayacak” der. Ferahlayan gelin koşarak eve gelir sevinç içinde kaynanasının elini öper ona güzel bir kahve yapar.

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ