YOZGAT’IN DİLDEN DÜŞMEYEN GÖÇ SORUNU

Bir süre önce Ankara’da Yozgatlı Dernekler Federasyonuna konuk oldum. Sık sık gerçekleştirilen arabaşı gecelerinden biriydi. Salon tıklım tıklımdı. Her zamanki gibi toplantıyı düzenleyen dernek başkanı, federasyon başkanı ve konuklardan bazıları birer konuşma yaptılar. Yozgatlıları birlik ve dayanışma içinde olmaya çağırdılar.

Yozgat AKP milletvekillerinden Sayın Yusuf Başer de oradaydı. O da bir konuşma yaptı. Kuşkusuz yaklaşan seçimler herkesi hareketlendirmişti. Bu tür toplantılar; milletvekillerinin, milletvekili aday adaylarının arayıp da bulamadıkları bir ortamdı.

Sayın Yusuf Başer, Yozgat’a AKP döneminde yapılan ve yapılması düşünülen birtakım yatırımlardan söz etti. Ama özellikle üzerinde durduğu bir nokta vardı: Göç. Evet, Yozgat’ın kanayan yarası olan göç sorunu. Bunun önlenmesinin zorunluluğu üzerinde durdu.Yozgat’ın göç veren değil, göç alan bir il olması konusundaki arzusunu belirtti. Göç sorunu hepimizin dilindeydi; ama beklentimiz, bu sorunun zaman geçirilmeden çözümüydü.

Yozgat’tan büyük kentlere göç aynı hızla sürüyor. Dolayısıyla bu durum Yozgat’ın milletvekili sayısını da etkiliyor. Ama olaya bu açıdan bakılması bir Yozgatlı olarak zoruma gidiyor. Sorun,milletvekili sayısının azalmasını önlenmesimi yoksa çözülmesi gereken çok daha ivedi sorunlar mı? Olaya birinci pencereden bakarsak yanılgıya düşeriz. Hükûmette hemen her dönemde Yozgatlı bir iki bakan görev aldı. Şu an Adalet Bakanımız Sayın Bekir Bozdağ, Kayseri milletvekili olan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner Yıldız ve Meclis Başkanı Cemil Çiçek de Yozgatlı. Demek ki milletvekili ve bakanların Yozgatlı olması, tek başına bir anlam ifade etmiyor. Etseydi Yozgat bugün bu boyutta göç sorunu yaşamazdı.

Göç sorunun nedenlerini bilmeyen yok kuşkusuz. Ama burada bir gerçeğin altını çizmek gerekiyor. Göç olayı Yozgat’ta uzun yıllar önce başladı ve gereken önlemler alınmadığı için de bugünkü boyuta ulaştı.
Almanya’nın Türk işçisi almaya başladığı dönemlerde pek çok Yozgatlı kenti terk etti. Keyfine mi çıkıyordu onca Yozgatlı gurbete? Kilometrelerce uzak bir ülkede onca sıkıntıya niçin katlanıyordu?... Geçim derdinden.

Verimsiz ve her geçen gün bölünüp küçülen topraklar, istihdama yönelik yatırımlara gereğince yer verilmemesi Yozgatlıyı bir arayışa itti. Bunun sonucunda Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük kentler Yozgatlının yeni yerleşim alanları oldu. Büyük kentin varoşlarına yerleşen Yozgatlılar;esnaflık, işçilik, kapıcılık... yaparak geçimlerini sağlamaya çalıştılar. Köyde biraz durumu iyi olanlar da topraklarını terk edip kent merkezine taşındılar. Rahmetli Bülent Ecevit’in sık sık sözünü ettiği bir “köykent” oldu Yozgat.
Bir kenti ayakta tutan etkenlerin başında, istihdama yönelik yatırımlar gelir. Bugün Yozgat’ta işsizliği önleyecek yatırımlar yeter düzeyde midir? Vatandaşın beklediği yatırımlar gerçekleştirilmiş midir? Gerçekleştirilmiş olsaydı herhalde bugün göç sorununu tartışıyor olmazdık.

Sorun ve çözümü belli. Burada Yozgat için yapılması gerekli yatırımları sıralayacak değilim. Bunu daha önce birçok yazar arkadaşım belirtti, bu konuda birtakım önerilerde bulundu. Neler yapılması gerektiğini siyasiler de çok iyi biliyorlar.

Önemli olan, çözümün ne olduğunu söylemek değil; bunu gerçekleştirmektir. Bunu yapacak olan da Yozgat’ın seçilmiş vekilleridir.

Yeni dönemde Meclise girme hesapları yapan milletvekili aday adaylarına şimdiden sesleniyorum: Eğer Meclise girerseniz bizi seçimden seçime anımsamayınız lütfen. Yöremizde söylenen güzel bir atasözü vardır: “Leylek benim neden komşum; yazın gelir, kışın gider.” Siz de bize böyle uzun aralarla gelip gidip yalancı komşu olmayınız. Gerçek komşuluk yapıpher zaman yanımızda olunuz. Bize, “Yozgat’ın sorunlarını ve çözümünü biliyoruz.” demeyiniz. Sorunlarımızı çözünüz. Sizden beklediğimiz budur.

23.02.2015

OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ