YOZGAT'TA KULLANILAN YÖRESEL SÖZCÜKLER 5

-D-

daldaşak: Çırılçıplak.
dalı düşük: Biçimsiz.
dallama: Boyuna ya da başa sarılan atkı, yelek; gömlek, aptal, enayi.
danapa: İri aşık kemiği.
dangaz: Mavi at boncuğu.
dangırdamak: Bağıra bağıra, yüksek sesle konuşmak, gevezelik yapmak.
Örnek kullanım:
Dağ diye dangırdama, dağın kulağı vardır.
(Atasözü)
davar: Koyun.
dembelek: Aptal ,budala, deli.
dembeser: Aptal, geri zekâlı.
demdüş: İleri geri, boş.
denelemek: Tahıl yiyip tokmalamak.
depik(tepik): Tekme.
Örnek kullanım:
Bir acayip nesne gördüm,
Marifeti karnında.
Yere yatmış, depik atar,
Ne varısa burnunda.
(Bilmece)
depmek (tepmek): Doldurmak.
deşirici: Kapı kapı dolaşarak yardım toplayan, dilenci.
dıkız: Tavı gitmiş, sertleşmiş toprak.
dınılamak: Boşuna konuşup durmak.
Örnek kullanım:
Muhtar arı kovanına benzer, vurdukça dınılar.
(Atasözü)
dışlak: Dışarıda.
dinari: İskambilde karo.
dilleşmek: Hoşlanarak söyleşmek.
dinelmek: Ayakta durmak.
dingildemek: hoplayıp zıplamak, oynamak.
direm: Akça para, gümüş para, eskiden kullanılan bir ağırlık ölçüsü.
direngeç: Tahta destek, dayanak.
dirlik: Rahatlık, huzur.
dirliksiz: Geçimsiz.
dirmit: İnce, zayıf, çelimsiz.
dişindirik: Ata, eşeğe zincirle vurulan gem.
diştir: Dişleri seyrek, yamuk, biraz öne çıkık,
ditmek: Küçük küçük parçalamak, dişlemek.
dizleme: Dize kadar uzanan uzun çorap.
Örnek kullanım:
Ayağına giymiş iplik dizleme,
Yaktın ciğerimi, ettin közleme,
Ağlama da bağlasınlar başını,
Kaldır kollarını, giy kumaşını.
(Kına türkülerinden)
dolukmak: Ağlayacak gibi olmak, duygulanmak, gözleri dolmak.
dombalak (tombalak): Takla atma, kısa boylu, şişman, tıknaz ve tombulca, toparlak, küre biçiminde.
domuşmak: Somurtmak, sessiz ve dargın durmak, üşüyen insan ya da hayvanın büzülmesi, büzülmek, büzülerek oturmak.
domuzluk: Su değirmeninde suyun hızla düştüğü yer.
dongurdak: Deve, sığır, koyun sürülerinin önünde giden hayvana takılan, kalın saçtan yapılmış çan, çıngırak.
Örnek kullanım:
Develerde vardır bardak,
Bardaklarda kara bıdak,
Her devede beş dongurdak,
Öter gider Türkmen kızı.
(Leyla GÜNDOĞDU)
don yağı: Normal sıcaklıkta katı durumda bulunan ve içyağlarının eritilmesiyle elde edilen hayvansal yağ, iç yağı, soğuk ve sevimsiz (kimse).
doruklayın: Yukarıdan beri.
Örnek kullanım:
Doruklayın gelen dilber,
Heyikleyin gördüm seni.
Aşkın ayağıma düştü,
Hayli zonguldattı beni.
dölek: Akıllı uslu, düzgün, ova.
döşek: Yatak. (Minderlerden oluşturularak bir köşeye yapılan küçük yatağa yörede it döşeği denmektedir.)
Örnek kullanım:
Karşıdan eşek gelir,
Kulağı gevşek gelir,
Kendi kaçan kızlara,
Yamalı döşek gelir.
(Mani)
dudu: Hanım, abla, küçük kardeş. (Bazı yörelerde: Başa bağlanan yemeni, çocuk dilinde su.)
dulda: Gölge, korunak.
Örnek kullanım:
Yozgat’ın dağına dulda diyorlar,
Her kimden sorarsam yolda diyorlar,
Geleceksen gel gayrı, perişanım ben
Kuru haber ile avutuyorlar.
duldalık: Yel, yağmur vb. durumlardan korunmak için sığınılan yer.
duluğu sirkeli: Pis, beceriksiz kadın.
duluk: Kulak arkası. (Diğer anlamları: yüz, şakak, yüzün şakakla çene arasındaki yanı, şakak üzerinde saç ile sakalın birleşimi olan kısım, favori, yanağın alt kısmı, duvar dibi, duvarın gölge olan tarafı, yanak, yanak içi, şanağa bırakılan saç, çene üstü.)
Örnek kullanım:
İki halı, yastık; eşeğin duluğuna astık.
(Deyim)
duşga (duşka): Çene.
dübür: Kıç.
düğlemek: Bağlamak, düğümlemek.
Örnek kullanım:
Mendilin kıyısına,
Şeker düğle ucuna,
Benden hoşlanıyorsan,
Gel örtmenin ucuna.
(Mâni)
dümbelek: Darbuka, şişko anlamında hakaret sözü.

-E-
ecik (icik): Az.
ecicik (icicik): Çok az.
ede: Büyük erkek kardeş, ağabey.
efilemek: Hafiften rahatsız olmak, rengi atmak, neşesi kaybolmak.
ekemiş: Olgunlaşmış canlı.
eksikli: Eş, kadın [Genellikle asikli (a sesi uzun) biçiminde söylenir.].
elcek: Tırpanın el ile tutulan yeri. (Bu sözcük ülkemizin değişik yörelerinde çeşitli anlamlarda kullanılmaktadır: eli korumak için ele takılan ya da alınan kanca gibi bir araç, bulgur taşında elle tutulan yer, kapının tutacak yeri, harman aygıtını çevirmek için kullanılan kol, sapanın elle tutulan yeri, yağ eritmeye yarayan küçük kap, iplik bükülen çıkrığın el ile tutulan yeri, güçsüz kadın, küçük çekiç, eldiven, ellik.)
elenti: Elendikten sonra altta kalan.
elevay: Saf, beceriksiz.
elçim: Bir elle alınan kadar.
ellaham (ellam): Herhâlde, sanırım, galiba.
ellik: Eldiven.
eme: Hala.
e mi: Tamam mı?
emlik: Süt emmekte olan insan ya da hayvan yavrusu, zamanından geç doğan kuzu ya da oğlak.
emmi: Amca.
Örnek kullanım:
Yemenimi yel attı,
Emmimgile iletti,
Ben bir şey bilmez idim,
Emmim kızı belletti.
(Mâni)
emzikli: Çocuklu anne.
en: Hayvanların kulaklarına bıçakla açılan işaret.
enik: Kedi, köpek gibi çok memeli hayvanların yavrusu.
eniklemek: Kedi, köpek vb. doğurmak, yavrulamak.
erinmek: Üşenmek.
essah: Sahici, gerçek.
eşkili (eşgili): Mayalanmış hamurla yapılan bir tür ekmek, bazlama.
eşkin: Atın dörtnal ile tırıs arasındaki hızlı yürüyüşü, filiz, sürgün.
eşme: Yerden kaynayan (çıkan) su, kaynak suyu.
Örnek kullanım:
Eşmeyi ellemen de eşme durulsun,
Ziya’mın ölüsü de orda yunsun,
Nazlı yârim acep kime verilsin?
Onun için açık gider gözlerim.
(“Ziya” türküsü’nden)
evlek: Tarlanın tohum ekmek için saban iziyle bölünen bölümlerinden her biri, dönümün dörtte biri kadar olan alan ölçüsü, tarlalarda suyun akması için açılan su yolu.
evmek: Acele etmek, ivmek.
Örnek kullanım:
Even it gözsüz enikler.
(Atasözü)
evrağaç (evri ağaç): Yufka çevirmeye yarayan yassı ve uzun tahta, evirgeç.
Örnek kullanım:
Çatal kapı çatılı,
Üstünde yan yatılı,
Şu Yozgat’ın kızları,
Evri ağaç yapılı.
(Mâni)
evgen: İşte eli tez olan.
eyseri: Büyük çivi.

-F-
ferimek: Olgunlaşmaya yüz tutmak.
fısboğmadan: Kimsenin haberi olmadan, sessiz sedasız.
fışkı: Sulu at gübresi.
filik: Tiftik keçisi, bu keçinin tüyü.
filikli: Tiftikten yapılan battaniye.
firik: Olgunlaşmamış buğday.
fişeklemek: Birini dolduruşa getirmek.
fol: Tavuğa yumurtlayacağı yeri işaret eden yumurta yeri.
folluk: Tavuğun başka yere yumurtlamasını önlemek için kümese konulan yumurta.
fosuldamak: Burnundan çabuk çabuk solumak, öfkelenmek, sinirlenmek.
fotul fotul ötmek: Çok kızmak.


(Sürecek.)

19.10.2018
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ