KADINA ŞİDDETE HAYIR

Kadına şiddet, son zamanlarda ülkemizin gündeminde ön sıralara çıkmaya başladı. Hemen her gün yeni bir şiddet haberi düşüyor medyaya. Kocaları tarafından dövülen, bıçaklanan, öldürülen kadınlar; tacize, tecavüze uğrayanlar, neler neler… İçimiz yanıyor, yüreğimiz dağlanıyor bu haberleri okudukça. Artık kendimizi ve içinde yaşadığımız toplumu sorgulama zamanı geldi. Aslında çok da geç kaldık bu konuda.

Peki, kadına şiddet konusunda sorgulamamız gereken nedir? Önemli olan bu. Bence ilk sorgulamamız gereken, yetiştirilme biçimimiz. Ataerkil aile anlayışıyla yetiştirildiğimiz bilinen bir gerçek. Erkek egemenliğini ön plana alan bir anlayış bu. Kadınıyla erkeğiyle birlikte besliyoruz bu egemen yapıyı. Aileler genellikle ilk çocuklarının erkek olmasını dilemiyorlar mı? Sonra da aile içindeki ilişkileri bu erkek çocuk çevresinde biçimlendirmiyorlar mı? Hatta bu konuda ne yazık ki analarımız ilk adımı atmıyorlar mı? Nasıl mı?...İşte tipik bir örnek: İki çocuklu bir aile. Çocuklardan biri erkek, biri kız. Erkek çocuk 8 yaşında, kız çocuk 18. Erkek çocuk suya gereksinim duyuyor. Normalde yapması gereken gidip bu gereksinimini kendi başına gidermek. Ama öyle olmuyor. Çocuk su istiyor. Anne, o sırada yanındaysa hemen ablaya sesleniyor: “Kız, oğlana bir bardak su getir.” Kız yanında yoksa görevi anne üstleniyor. Oysa annenin, “Oğlum, senin elin ayağın yok mu? Git, suyunu kendin al.” demesi gerekmez mi?... Daha bu yaşlarda başlıyoruz kızlarımızı erkeklere hizmet eder bir anlayışla yetiştirip ezmeye.

Ailede küçük yaşlarda başlayan erkek egemenliği giderek daha da pekiştiriliyor. Yaşamımızın her alanında kadını küçümseyen, aşağılayan bir anlayış sergiliyoruz. Çok uzak bir geçmişten geliyor bu anlayış. Kültürel ögelerimizde; örneğin deyimlerimizde, atasözlerimizde boy gösterip filizleniyor. Aşağıdaki atasözlerine bir bakın lütfen. Bu atasözlerinin öğretileriyle büyüyen erkek çocuklardan ne bekleyebiliriz ki?...

“Oğlan doğuran övünsün, kız doğuran dövünsün.”
“Oğlan anası raf elması, kız anası ahır danası.”
“On beşinde kız, ya erde ya yerde.”
“Yaman komşu, yaman avrat, yaman at; birinden göç, birini boşa birini sat.”
“Avradın kazdığı kuyudan su çıkmaz.”
“Babaya dayanma, karıya güvenme.”
“Kadında vefa, borçluda sefa aranmaz.”
“Kadının saçı uzun, aklı kısa olur.”
“Pişmiş aştan, dövülmüş karıdan zarar gelmez.”
“Dövülmeyen kadın, tımarsız ata benzer.”
“Kocanın vurduğu yerde gül biter.”

Kadını aşağılayıcı bu tür sözler öylesine çok ki sayfalara sığmaz. İşte bizler çocuklarımızı bu garip, anlamsız, çağ dışı içerikli sözlerle yetiştirirsek elbette büyük sorunlar yaşarız. Nitekim öyle oluyor. Kızlarımız öz güvenden yoksun yetişip kendilerini ikinci sınıf insan olarak görürken, erkeklerimiz de kendilerini birinci sınıf insan olarak algılayıp astığı astık kestiği kestik bir yapıya bürünüyorlar.

Bir toplumun yasaları da kendi kültürüyle orantılıdır. Erkek egemen bir toplumda yasalar erkeklerin lehine olur. Bir taciz mi, bir tecavüz mü var? Bunda ilk suçlu olarak kadın aranır. Öyle ya, atalarımız ne demiş? “Dişi köpek kuyruk sallamazsa erkek köpek yanaşmaz.” Böylesine mantıksız bir anlayış, ne yazık ki kimi zaman mahkemelerde hafifletici neden olarak bile gösterilebiliyor.

İşimiz zor, ama çözümsüz değil. Ama uzun zaman alacak gibi. Olsun, zararın neresinden dönülse kârdır. Peki, neler yapmalıyız bu konuda? Öncelikle çocuklarımızı cinsiyet ayrımı yapmadan yetiştirmeye özen göstermeliyiz. Bunda en büyük görev ve sorumluluk ana babalara düşmektedir. Örgün ve yaygın eğitim kurumlarıkadın erkek ayrımcılığından soyutlanacak bir biçimde yapılandırılmalıdır. Millî Eğitim Bakanlığı bu alanda gerekli adımları atmalıdır. Kadına yönelik şiddete verilecek cezaların caydırıcı olması da gözden uzak tutulmamalı, bu konuda ivedilikle yeni yasal düzenlemeler yapılmalı, Adalet Bakanlığı bunu öncelikli bir görev bilmelidir. Kısacası Türkiye Cumhuriyeti, kadına şiddetin önüne geçmek için üzerine düşen tüm görev ve sorumlulukları yerine getirmelidir. Beklentimiz budur ve bir an önce hayata geçirilmelidir.

17.02.2015
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ