DOĞAYA SAYGI GÖSTERMEK

Cennet gibi bir ülkede yaşıyoruz. Denizleriyle, ırmaklarıyla, ormanlarıyla, yaylalarıyla, havasıyla, suyuyla, dört mevsimi bir arada yaşatan iklimiyle eşsiz güzelliklere sahibiz. Ne var ki bu güzellikleri yeterince koruyamıyoruz, daha doğrusu korumuyoruz.

Ben yazlarımı Fethiye’de geçiririm. Yaklaşık beş ayı bulur orada kalma sürem. Türkiye’mizin cennet köşelerinden biridir Fethiye. Maviyle yeşilin buluştuğu birbirinden güzel koyları vardır. Çoğu zamanımı bu koylarda geçiririm. O güzelim doğanın kollarına bırakırım kendimi. Mutlu olurum kuşkusuz. Ama bu mutluluğumu gölgeleyen, beni derinden yaralayan bir duyarsızlık da içimi kemirir durur. Bu duyarsızlığa, çevre katliamı demek ağır olmasa gerek.

İnsanlarımızı çevreyi koruma konusunda anlamak olanaksız. Nasıl bir toplumuz biz? Nasıl bir temizlik anlayışımız var? Nasıl bir vicdan taşıyoruz? Kirletmeyi, yok etmeyi bu kadar mı normal görüyoruz?... Anlamak da anlatmak da zor.

Kuşkusuz ülkemizin hemen her yanında çevre kirliliği sorunu var. Ben, haklı olarak içinde yaşadığım ortamla ilgili gözlemlerini aktarıyorum sizlere.

Fethiye’nin Aksazlar, Küçük Samanlı, Büyük Samanlı, Kuleli, Küçük Boncuklu, Büyük Boncuklu gibi biri diğerinden güzel koyları var. Bu koylar, yaklaşık 20 kilometrelik asfalt yolla çevrili bir yarım adada yer alıyor. Özellikle temmuz ve ağustos aylarında yoğun bir talep oluyor buralara. Koylar, birkaçı dışında birtakım işletmelere kiralanmış durumda. Koyların bakım ve temizliği bu işletmelere ait. İşletmesiz koylar ise deyim yerindeyse Allah’a emanet.

Koya gitmek için yola çıktığınızda karşılaştığınız ilk manzara yol kenarlarına atılmış bira şişeleri, çeşitli plastik atıklar, kâğıtlar, çocuk bezleri, yiyecek atıkları… Hele bazı atıklar öyle yerlere bırakılmış ki özel bir ekip toplayabilir ancak onları.

İşletmesiz koylar, tam bir çöplük yuvası durumunda. Buralarda su yok, tuvalet yok. Gelenler, gereksinimlerini ya denizde ya ormanda gideriyorlar. Çöpler ortaya bırakılıyor. Küme küme çöp dağları oluşuyor zamanla. Koya gelenler, orta yerde mangallarını yakıyor ve küllerini oracığa döküp gidiyorlar. İlgilenen bir sorumlu, bir Allah’ın kulu yok ortalarda. Ondan sonra duyuyorsunuz gazete haberlerinde, “Falan yerde çıkan orman yangını filan gündür sürüyor. Filan hektar orman alanı kül oldu...” Tüm bunların sorumluları kimlerdir dersiniz? Bana göre; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, yeni adıyla Tarım ve Orman Bakanlığı, yörenin mülki amiri, orman işletmesi, konuyla ilgili diğer görevliler. Ama onca orman kül oluyor, kimsenin gıkı çıkmıyor; kimse ihmalinin ve görevini yerine getirmemenin cezasını çekmiyor.

İşin garip bir yanı daha var: Biz çevremizi yaşanmaz bir duruma getiriyoruz, ülkemize gelen ya da ülkemizde yaşayan yabancılar ise kirlettiğimiz çevreyi temizliyorlar. Utanıyorum bu durumdan.

Ne zaman akıllanacağız bilmiyorum. Ama bir gün gelecek kafamıza dank edecek dank etmesine de o zaman da iş işten geçmiş olacak.

Hemen her gün gazetelerde, radyo ve televizyonlarda doğa katliamına, çevre kirliliğine ilişkin çeşitli haberler yer alıyor. Irmaklara, göllere salınan zehirli atıkların yarattığı toplu balık ölümleri, denizleri kirleten petrol atıkları, buralara atılan çöpler, rant uğruna yakılan, kesilen ormanlar, çarpık yapılaşma sonucu doğallığını yitiren yaylalar, yeşile hasret kalan kentler, atık gazlarla solunamaz duruma getirilen hava … Hangi birini sayayım ki?

Unutmayalım ki, “Yarının doğası bugünden yaratılır. Biz doğayı korudukça doğa da bizi korur. Sağlıklı yaşam, sağlıklı çevreyle olur. Doğanın isteklerini görmezden gelen, cezasını görür. Havayı, suyu, doğal yaşamı koruma çabalarımız, aslında kendimizi koruma çabalarımızdır.”

Çocuklarımıza, torunlarımıza yaşanacak bir çevre bırakmak zorundayız. Çevre koruma bilincimizi geliştirmezsek bunun acısını bizden sonra gelenler daha ağır bir biçimde ödemek durumunda kalacaklardır.

Ülkeyi yönetenler; doğanın, çevrenin korunması konusunda ne gerekiyorsa yapmak durumundadırlar. Bu konuda annelere, babalara, dedelere, öğretmenlere; kısacası toplumun her kesimine büyük görevler düşmektedir.

27.09.2108
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ