DİLDE YOZLAŞMA

Geçenlerde yolum Ankamall’a düştü. “Ankamall da ne ki?...” dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız, bilmemekte yerden göğe dek haklısınız. Ben de görmesem, tanımasam ne olduğunu bilemem kuşkusuz.

“Ankamall”, Ankara’da bir alışveriş merkezinin adı. Melez ve uydurma bir ad bu; Türkçeyle ilgisi olmayan, kuralsız oluşturulmuş bir sözcük. Aslında sözcük demeye dilim varmıyor, ama ne yazık ki zorla dilimize sokuyorlar bu garip deyişleri. “Anka” belli ki Ankara adını simgeleyen tuhaf bir kısaltma. “Mall”a gelince İngilizceden alıntı bir sözcük. Anlamı, “kapalı alışveriş merkezi” demek. Ne yapmışız “Anka” ile “mall”ı birleştirip dilimize garip mi garip bir ad oturtmuşuz. Deyim yerindeyse bir “hilkat garibesi (garip, görülmemiş, şaşılacak yaratık)” çıkarmışız ortaya. Buyur, burdan yak. Öfkelenmemek olanaksız. Ne olurdu güzel Türkçemizle anlatılan özgün bir ad koysaydık bu alışveriş merkezine? Forsu mu bozulurdu, güçsüz mü görünürdü, soyluluğu mu yok olurdu?... “Ankamall!.. Nasıl okuyacağım ben bunu? Ekleri nasıl getireceğim buna?...

Oldum olası böyleyiz biz. Yabancı dillerin boyunduruğunu kendi ellerimizle geçiriyoruz boynumuza. Çoğu zaman öylesine kendimizden geçiyoruz ki kullandığımız sözcüklerin Türkçeyle uzaktan yakından ilgisi olmuyor. Gelin birlikte girelim “Ankamall”a. Şaşırmayın sakın!.. Türkiye’nin başkentinde bir alışveriş merkezine giriyoruz. Şimdi sıralıyorum bazı dükkânların adlarını: “Vanns, Rossmann, Merrell, Skechers, Sportive, Campanola, Wish You, Hobby Time, Lifesytle Nutrition, Crocs…” Bunlar bir kattaki birkaç mağazanın adı. Daha onlarcası var böyle. Bir ara durup düşünüyorsunuz. Acaba ben yabancı bir ülkede miyim? Örneğin İngiltere’de mi, Amerika’da mı?... Keşke öyle olsa, diyorsunuz. O zaman doğal gelirdi insana kullanılan adlar. Ama ana dili Türkçe olan bir ülkede, Türkiye’de yaşıyorsunuz. Bu ne ya? Ayıp ayıp!..

Ankara’yı “Angora”, Anadolu’yu “Anatolia”, merkezi “center”e, Türk’ü “Turk”a (Digiturk, Turkcell…) çevirenlere ne zaman dur diyecek yetkililer? Bu yozlaşmanın önüne kim ve nasıl geçecek?...

2006 yılında, Dil Derneği (Türk Dil Kurumu değil) başkanı Sevgi Özel, “Ankamall” adından hareketle bir eleştiri gündeme getirip ardından şu çağrıyı yapmıştı. “Türkçe, bağımsızlığımızın simgesidir; ses bayrağımızdır; ulusal kimliğimizdir. Dilimiz sözcük sözcük çiğnenirken Ankara’mızın adını bozan “Ankamall” sözcüğüne ve tüm yabancı adlara artık katlanamayacağımızı belirtiyor; yıllardır ürününe, iş yerine yabancı ad koyanlara karşı verdiğimiz savaşımı, cumhuriyet savcılarının görmesini, duymasını diliyor; bu savaşımın arkasını bırakmayacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz!”

O günden bugüne uzun zaman geçti. Ama değişen hiçbir şey yok. Üstüne üstlük bu alandaki yozlaşma daha da ileri boyutlara ulaştı.

Ülkemizde Türkçeyi koruyup kollamak ve geliştirmekle ilgili bir Türk Dil Kurumu var. Ne yapar bu kurum, neyle uğraşır? Hükûmet yetkilileri bu durumu görmezler mi? Savcılar bundan rahatsız olmazlar mı? Bilinmez.

Bir an önce güzel Türkçemizin yozlaşmasını durduracak önlemler alınmalı, var olan yasaların ilgili maddeleri işletilmeli, konuyla ilgili yeni koruyucu yasa ve yönetmelikler çıkarılmalıdır. Yoksa çok geç, evet çok geç olacak ve atı alan Üsküdar’ı geçecek…

YAZARIN NOTU: Değerli okurlarım, bir gözümden katarak ameliyatı olmam ve ardından ağır bir grip geçirmem nedeniyle yazılarıma bir süre ara verdim. Bu nedenle özür dilerim.

06.11.2015
OKUR YORUMLARI
Muhsin Köktürk
09.11.2015 12:00:00

Sayın Abdülkadir Çapanoğlu,
Öncelikle geçmiş olsun dileğiniz için teşekkür ederim.
Ne gariptir ki dilde yozlaşmaya yeni kuşak karşı çıkacağına bizler bu görevi üstleniyoruz. Bir duyarsızlıktır gidiyor. Yetkililerin de umurunda değil. Bir yanda Arapça,Farsça özentisi; bir yanda Batı dillerinin amansız etkisi. Arada olan güzel Türkçemize oluyor.
Saygılarımla.

ABDULKADİR ÇAPANOĞLU
07.11.2015 23:43:00

Değerli Muhsin Bey‘ciğim öncelikle geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Dilimizdeki yozlaşma benim de epeydir aşağı yukarı 1980’lerden bu yana canımı sıkar. Bir tarafta Arapça Farsça kelimelerle dolu Osmanlıca hayranları, öbür yanda nasılsa bir yerlerden buldukları paralar ile iş güç sahibi olan sonradan görme esnaf ve otel sahipleri bu yabancı isim merakları yüzünden bizi iki cami arasında kalmışlara döndürdüler… Buna birde mahalle arasındaki bakkallar tabelalarına yazdırdıkları market kelimesi ile katılınca tiyatro tamam oldu. Yaşlısı, genci, köylüsü, kentlisi ile bir yabancı hayranlığı aldı başını gidiyor. Öyle bir hayranlık ki çay ocağı işleten birisi İngilizce olsun diye Tea January diye tabela yazdırmış.Saygılarımla

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ