Geçenlerde Albayrak Holdingin sahibi olduğu TVNet adlı televizyon kanalında, Derin Tarih adı verilen bir programda, Gazi Mustafa Kemal Atatürke yönelik çok çirkin söylemlerde bulunuldu. Olay kısa sürede kamuoyunun tepkisini çekti. Sosyal medyada konuyla ilgili pek çok paylaşım yapıldı. Bu ara Hasan Akar adlı bir düşünce sapığının (meczubun) Atatürk ve annesiyle ilgili videosu sosyal medyayı sarstı. Hele bu videoda Atatürk ve annesiyle ilgili öyle şeyler söyleniyordu ki tepkisiz kalmak olanaksızdı. Ancak basında, özellikle de televizyonlarda bu çirkin söylemlerin neler olduğu açıkça ortaya konmadı. Bazı televizyon kanalları; Atatürk hakkında söylenen sözleri duyurmak istemediklerini, bunun hoş olmayacağını belirttiler. Ama ben bu ülkenin Atatürkçü bir yurttaşı olarak olup biteni okurlarıma aktararak olayın çirkinliğini tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermek istiyorum. Okuyanlar, Atatürk ve yakınları hakkında söylenenleri bilsinler ki tavırlarını ona göre belirlesinler.
Yeni Şafak gazetesi yazarı Mustafa Armağanın hazırlayıp sunduğu, konuşmacı olarak da Süleyman Yeşilyurt ve Yavuz Bahadıroğlunun katıldığı Derin Tarih adlı programda Süleyman Yeşilyurt; Atatürkün manevi kızı Afet İnanla ilgili olarak şöyle söylüyor: Afet İnan hiçbir zaman manevi evlat değildir. Çankayanın nikâhsız first ladysidir. Kısacası Afet İnanın Atatürkün sevgilisi olduğunu dile getiriyor. Mustafa Armağan da aynı programda, "Mustafa Kemal ile Afet İnan birlikte yatıp kalkıyorlardı. iddiasında bulunuyor.
Gelelim Nur Cemaati hocalarından Hasan Akarın internette yayımlanan videosundaki içeriğe: Bu yaratık, bu ne olduğu bilinmez adam, söz konusu videoda Atatürkün ölümü için, Geberdi. ifadesini kullanıyor; onu piç olarak nitelendiriyor. Bununla da yetinmiyor Atatürkün annesi için, Resmi kayıtlara göre annesi genelevde çalışıyordu. diyor. Atatürkün babası için de, Ali Rıza Efendi değil, Abdüş. diye söz ediyor.
Evet, durum böyle. Haberlerin içeriği açıkça verilmediği zaman söz konusu kişiler hakkında yapılan işlemler, sanki düşünce özgürlüğüne aykırıymış gibi algılanıyor. Allah aşkına, Atatürke, annesine, babasına ve Afet İnana hakaret içeren böylesine çirkin sözler, düşünce özgürlüğü olarak algılanabilir mi?...
Cumhuriyet başsavcılığı harekete geçti. Atatürkün hatırasına alenen hakaret ve halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme suçlarından Mustafa Yeşilyurt ve Hasan Akar hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Mustafa Yeşilyurt teslim olup tutuklandı. Hasan Akarın yakalanıp yakalanmadığı konusunda şu ana dek edinilmiş bir bilgi yok.
Bakalım ne olacak?... Ben şimdiden söyleyeyim size ne olacağını. Dilerim yanılırım. Kısa bir zaman sonra serbest bırakılacak söz konusu kişi ya da kişiler. Çünkü bu ülkede Atatürke hakaret etmek, onun değerlerini aşağılamak çok normal karşılanıyor. Düşünebiliyor musunuz? Hasan Akar adlı yaratığın videosu hâlâ yayında. İsteyen herkes bu sapkın videoyu izleyebiliyor. Adamakıllı bir yaptırım yok ki böyle kişiler için.
Atatürkü sevmeyebilirsiniz. Bana garip geliyor ya, olsun. Ama hakaret etmek neyin nesi oluyor?... Bunu anlamak olanaksız. Bakmayın olanaksız dediğime, bal gibi anlıyorum ben. Atatürke ve cumhuriyetin değerlerine saldırmak, onları aşağılayıp saygınlığını yok etmek günümüzde moda oldu artık. Böyle yapıp kendilerine çıkar sağlayan pek çok kişi ve odak var. Atatürke hakaret et, basın ve yayın dünyasında kendine daha iyi bir yer bul; hakaret et, iyi bir iş bul; hakaret et, mevki ve makam kap
Şaşırmamak elde değil. Bu insan kılıklı yaratıklar, acaba Atatürk bu ülkeyi düşmanlardan kurtarmasaydı hangi konumda bulunacaklardı? Yaşamlarını yabancı ülkelerin işgali altında sürdürmeyecekler miydi? Ama onlar için fark etmezdi nasıl olsa. Bu kez İngiltere, Fransa, Almanya, Amerika, bilmem ne yardakçılığı yaparlardı çıkarları için. Bu gibiler için vatanseverlik bir lükstür. Çıkarları onların en yüce değerleridir. Amaçlarına ulaşmak için en yakınlarını bile satarlar.
Geçenlerde sosyal medyada paylaşım yapanlardan biri, Atatürke hakaret eden gündemdeki kişiler için, Bunlar hayvan! diyordu. Ben de paylaşıma yanıt verip, Lütfen hayvanlara hakaret etmeyelim. Hiçbir hayvan böyle yapmaz. Bunlar olsa olsa genetiği bozulmuş yaratıklardır. dedim. Haksız mıyım?...
İnanın, çok öfkeliyim. Bu öfkeyle dingin kişiliğimi rayından çıkarmak, bana yakışmayacak söylemlerde bulunmak istemiyorum. Ama bir yandan da öfkemi dışa vurmak, bu haksızlıklar karşısında en üst perdeden tepki göstermek istiyorum.
Cumhurbaşkanı Sayın Tayyip Erdoğan ve hükûmet yetkilileri, 16 Nisan 2017 halkoylamasında hayır oyu verenleri kazanmak gerektiğini ifade ediyorlar. Ama Atatürke ve cumhuriyetin değerlerine acımasızca saldıranlar karşısında suskun kaldıkları sürece hiçbir hayırcıyı yanlarına çekemeyeceklerini iyi bilmelidirler. Gerçi başbakan, olayın kamuoyuna yansımasından birkaç gün sonra bir açıklama yaptı. Ama bu açıklama çok daha önce yapılmalıydı. Böyle yapılsaydı zorunluluktan kaynaklandığı izlenimi yaratmazdı.
Başta cumhurbaşkanı olmak üzere, hükûmetin, siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının, tüm yurttaşların Atatürke ve cumhuriyete içtenlikle sahip çıkmaları gerekir. Atatürk ve cumhuriyet, bu ülkenin ortak değerleridir. Her ülke ortak değerleri çevresinde birleşip bütünleşir. Bu değerlere dil uzatılmasına, dokunulmasına hiçbir zaman izin vermez. Bize düşen görev de budur.
Var olan yasalar söz konusu değerlerimizi korumaya yetmiyorsa gerekli yasal düzenlemeleri bir an önce yapalım. Atatürke ve cumhuriyetimize hakaret edip onları aşağılayanlara gereken cezaları verelim. Verelim ki her önüne gelen kendini bu alanda özgür sanmasın.
Dedim ya, terbiyemi bozmak istemiyorum. Ama içimi dökmek, üzüntümü, öfkemi haykırmaktan da kendimi alıkoyamıyorum. Sanırım başka türlü rahat edemeyeceğim. Bu nedenle Atatürke hakaret etmeyi beceri sananlara Yozgatlıca bir çift sözüm var:
Bir ağaçtan okluk da çıkar, b kluk da.
Yel kayadan ne koparır?
14.05.2017
Yeni Şafak gazetesi yazarı Mustafa Armağanın hazırlayıp sunduğu, konuşmacı olarak da Süleyman Yeşilyurt ve Yavuz Bahadıroğlunun katıldığı Derin Tarih adlı programda Süleyman Yeşilyurt; Atatürkün manevi kızı Afet İnanla ilgili olarak şöyle söylüyor: Afet İnan hiçbir zaman manevi evlat değildir. Çankayanın nikâhsız first ladysidir. Kısacası Afet İnanın Atatürkün sevgilisi olduğunu dile getiriyor. Mustafa Armağan da aynı programda, "Mustafa Kemal ile Afet İnan birlikte yatıp kalkıyorlardı. iddiasında bulunuyor.
Gelelim Nur Cemaati hocalarından Hasan Akarın internette yayımlanan videosundaki içeriğe: Bu yaratık, bu ne olduğu bilinmez adam, söz konusu videoda Atatürkün ölümü için, Geberdi. ifadesini kullanıyor; onu piç olarak nitelendiriyor. Bununla da yetinmiyor Atatürkün annesi için, Resmi kayıtlara göre annesi genelevde çalışıyordu. diyor. Atatürkün babası için de, Ali Rıza Efendi değil, Abdüş. diye söz ediyor.
Evet, durum böyle. Haberlerin içeriği açıkça verilmediği zaman söz konusu kişiler hakkında yapılan işlemler, sanki düşünce özgürlüğüne aykırıymış gibi algılanıyor. Allah aşkına, Atatürke, annesine, babasına ve Afet İnana hakaret içeren böylesine çirkin sözler, düşünce özgürlüğü olarak algılanabilir mi?...
Cumhuriyet başsavcılığı harekete geçti. Atatürkün hatırasına alenen hakaret ve halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme suçlarından Mustafa Yeşilyurt ve Hasan Akar hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Mustafa Yeşilyurt teslim olup tutuklandı. Hasan Akarın yakalanıp yakalanmadığı konusunda şu ana dek edinilmiş bir bilgi yok.
Bakalım ne olacak?... Ben şimdiden söyleyeyim size ne olacağını. Dilerim yanılırım. Kısa bir zaman sonra serbest bırakılacak söz konusu kişi ya da kişiler. Çünkü bu ülkede Atatürke hakaret etmek, onun değerlerini aşağılamak çok normal karşılanıyor. Düşünebiliyor musunuz? Hasan Akar adlı yaratığın videosu hâlâ yayında. İsteyen herkes bu sapkın videoyu izleyebiliyor. Adamakıllı bir yaptırım yok ki böyle kişiler için.
Atatürkü sevmeyebilirsiniz. Bana garip geliyor ya, olsun. Ama hakaret etmek neyin nesi oluyor?... Bunu anlamak olanaksız. Bakmayın olanaksız dediğime, bal gibi anlıyorum ben. Atatürke ve cumhuriyetin değerlerine saldırmak, onları aşağılayıp saygınlığını yok etmek günümüzde moda oldu artık. Böyle yapıp kendilerine çıkar sağlayan pek çok kişi ve odak var. Atatürke hakaret et, basın ve yayın dünyasında kendine daha iyi bir yer bul; hakaret et, iyi bir iş bul; hakaret et, mevki ve makam kap
Şaşırmamak elde değil. Bu insan kılıklı yaratıklar, acaba Atatürk bu ülkeyi düşmanlardan kurtarmasaydı hangi konumda bulunacaklardı? Yaşamlarını yabancı ülkelerin işgali altında sürdürmeyecekler miydi? Ama onlar için fark etmezdi nasıl olsa. Bu kez İngiltere, Fransa, Almanya, Amerika, bilmem ne yardakçılığı yaparlardı çıkarları için. Bu gibiler için vatanseverlik bir lükstür. Çıkarları onların en yüce değerleridir. Amaçlarına ulaşmak için en yakınlarını bile satarlar.
Geçenlerde sosyal medyada paylaşım yapanlardan biri, Atatürke hakaret eden gündemdeki kişiler için, Bunlar hayvan! diyordu. Ben de paylaşıma yanıt verip, Lütfen hayvanlara hakaret etmeyelim. Hiçbir hayvan böyle yapmaz. Bunlar olsa olsa genetiği bozulmuş yaratıklardır. dedim. Haksız mıyım?...
İnanın, çok öfkeliyim. Bu öfkeyle dingin kişiliğimi rayından çıkarmak, bana yakışmayacak söylemlerde bulunmak istemiyorum. Ama bir yandan da öfkemi dışa vurmak, bu haksızlıklar karşısında en üst perdeden tepki göstermek istiyorum.
Cumhurbaşkanı Sayın Tayyip Erdoğan ve hükûmet yetkilileri, 16 Nisan 2017 halkoylamasında hayır oyu verenleri kazanmak gerektiğini ifade ediyorlar. Ama Atatürke ve cumhuriyetin değerlerine acımasızca saldıranlar karşısında suskun kaldıkları sürece hiçbir hayırcıyı yanlarına çekemeyeceklerini iyi bilmelidirler. Gerçi başbakan, olayın kamuoyuna yansımasından birkaç gün sonra bir açıklama yaptı. Ama bu açıklama çok daha önce yapılmalıydı. Böyle yapılsaydı zorunluluktan kaynaklandığı izlenimi yaratmazdı.
Başta cumhurbaşkanı olmak üzere, hükûmetin, siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının, tüm yurttaşların Atatürke ve cumhuriyete içtenlikle sahip çıkmaları gerekir. Atatürk ve cumhuriyet, bu ülkenin ortak değerleridir. Her ülke ortak değerleri çevresinde birleşip bütünleşir. Bu değerlere dil uzatılmasına, dokunulmasına hiçbir zaman izin vermez. Bize düşen görev de budur.
Var olan yasalar söz konusu değerlerimizi korumaya yetmiyorsa gerekli yasal düzenlemeleri bir an önce yapalım. Atatürke ve cumhuriyetimize hakaret edip onları aşağılayanlara gereken cezaları verelim. Verelim ki her önüne gelen kendini bu alanda özgür sanmasın.
Dedim ya, terbiyemi bozmak istemiyorum. Ama içimi dökmek, üzüntümü, öfkemi haykırmaktan da kendimi alıkoyamıyorum. Sanırım başka türlü rahat edemeyeceğim. Bu nedenle Atatürke hakaret etmeyi beceri sananlara Yozgatlıca bir çift sözüm var:
Bir ağaçtan okluk da çıkar, b kluk da.
Yel kayadan ne koparır?
14.05.2017
15.05.2017
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ