Mehmet SANAL

SANAL BAKIŞ

YÜKSELEN MİLLİYETÇİLİK

Seçim yılına girilmiş olması milliyetçilik tartışmalarını da beraberinde getirdi.
Solcusundan, sağcısına, liberalinden, dincisine bir milliyetçilik yarışıdır gidiyor.
Hrant Dink suikastinin ortaya çıkardığı kimi gerçekler görmezden gelinerek insan hakları ve kavmi mensubiyet üzerinden tartışma alevlendiriliyor.
Suçun şahsiliği prensibi dikkate alınmadan katilin nüfus kaydı veya ikamet kaydı dikkate alınarak Trabzon Vilayeti toptan ırkçılık suçlamasına hedef gösteriliyor.
Aynen 12 Eylül 1980 öncesi, Miliyetçilik hassasiyeti yüzünden bir siyasi partiye destek verdiği için ülke genelinde Yozgat ve Yozgatlı’ya reva görülen suçlamalar bugün Trabzon’a yakıştırılıyor.
İhtilal öncesi günleri yaşayanlar hatırlayacaklardır. Yozgat plakalı araçlara ülke genelinde seyahate çıkmak, ölüme davetiye çıkarmak sayılırdı. Bırakın sıradan insanı, Yozgat’ta Milliyetçiliğin bayraktarlığını yapmış çok kişi arabasının plakasını değiştirmek zorunda kalmış. Yozgat, Ankara plakalı araçlarla dolmuştu. Yiğitliğimize helal getirmemek için yaşadığımız ölüm korkusuna “Yozgat plakalı araçlar satışlarda prim yapmıyor.” gibi güzel de bir bahane uydurmuştuk.
Zamanın şartları ve çekilen sıkıntıların neticesinde 1980 sonrası kitle partilerine yönelen Yozgatlı yaşadığı olayları sorgulama ihtiyacı hissetmedi.nasıl hissetsin ki; yaptığı, sadece demokratik bir halkın (oy verme) kullanmasından ibarettir.
Yaşanan cinayet şokunun ardından, Trabzon Vilayeti, bütün sivil toplum kuruluşları, bölgesine ve insanına sahip çıkma adına, Trabzon’da yaşananları sorgulamaya başladı.
Yozgat’da sivil toplum adına bütün görevleri siyasi partiler üstlenmiş gibi görünüyor.
Millet kavramı tarih sahnesine ilk Hz. İbrahim peygamber zamanında çıkmıştır.
Hz. İbrahim zamanında, O’na inananlar kendilerini “Hz. İbrahim’in milletindenim” diye tarif etmiştir.
Kitabımız Kur’an millet yerine kavmiyetten bahseder. “Sizi bilişesiniz, tanışasınız diye kavim, kavim yarattık” ayeti bunun en açık delilidir.
Hz. İbrahim’den asırlar sonra bütün Türk boylarını bir bayrak altında toplayan Bilge Kaan’ın kavim yerine millet kavramından bahsettiğini görüyoruz.”Ey Türk Milleti üstte mavi gök, altta yağız yer çökmedikçe senin ilini ve töreni kim bozabilir.”
Millet kavramı, kavmiyetten daha geniş bir sosyal ve tarihi realiteyi kapsamaktadır.
İslamiyet’in gelişinden sonra millet kavramı yerine ümmet anlayışına terk etmiştir. Birinci Dünya savaşı sonrasında imparatorların tarih sahnesinden silinerek yerini ulus devletlere bırakması neticesinde millet kavramı, kavmiyetçiliği çağrıştıracak bir anlayışla yeniden ulusların gündemine oturmuştur.
İmparatorluk sonrası, ulus devletlerin sınırları içinde kalan imparatorluk bakiyesi çeşitli kavimler, asli unsurlarla birarada ve barış içinde yaşama azmi ve iradesi ile yeni milletleri oluştururlar.
Aynı kaderi paylaşan, kederde ve kıvançta bir olan ulusla millet olmayı başarabilirler
Milleti yönetmeye talip olanların, milleti oluşturan bütün unsurları birarada, barış içinde, hak ve adalet duygusu ile huzur ve refah içinde yaşatabilmeyi, ülkeyi hür ve bağımsız idare edebilmeyi, bütün komşuları ile barış içinde yaşayabilmeyi amaç edinmeleri milliyetçilik olmalıdır.
Eğer ülkenin birliğini ve dirliğini bozma pahasına kavmi bir üstünlük anlayışı milliyetçilik olarak empoze edilir ve bu zihniyet körüklenirse 12 Eylül 1980 öncesine dönmek kaçınılmaz olur.
Milliyetçilik bütün insanlık tarihini kucaklayan ilmi tefekkür gerektirir ve milletlerin bekası için gereklidir.
Günübirlik siyasi başarılar adına sloganlaştırılan milliyetçilik anlayışının İttihat ve Terakki ile koskoca bir imparatorluğun sonunu nasıl getirdiği iyi analiz edilmelidir.
Tahsil, bilgi, ilim ve Allah korkusundan yoksun bir milliyetçilik anlayışı, Hrant Dink cinayeti ile bu ülkenin başına ne gaileler açtığının farkında değil hala.
Parçalanmış bir ailede eğitim ve öğretimden yoksun, işi gücü olmayan, geleceği olmayan, silik ve sıradan bir insan “kanıma dokundu, gittim direkman sıktım.” diyor.
Bilgisizliği ve cehaleti kanına dokunmuyor!
İşsizliği ve olmayan geleceği kanına dokunmuyor! Ama bu ülkenin başka bir vatandaşının sözleri kanına dokunuyor!
Hayatta hiçbir şeyin sahibi olmamış insanlara milliyet duygusunu köpürterek verirseniz ona bir kimlik gibi sahip çıkıyor. O artık; Ahmet, Mehmet veya Ogün değil milliyetçi. Adı, ailesi, çevresi, kişiliği önemli değil. Önemli olan tek gerçek, milliyeti. O onu öyle algılıyor.
Oy kaygısı ile milliyet duygusu siyasete alet edilince dinin siyasete alet edilmesinden pekte farklı bir sonuç çıkmıyor ortaya.
Bizim cahilce hassasiyetlerimizi bizden iyi bilen dış ve iç güçler bizi bize karşı kullanmakta bir an tereddüt etmiyorlar.
Dün Yozgat, Milliyetçiliğin kalesi dolduruşu ile onların evladını kaybetti, bugün aynı oyun Trabzon için oynanıyor.
Bütün siyasi kirlerimizden arınıp bu oyunu bozabilir miyiz?
Gelecek nesillerimizi bu kirli tuzaklardan koruyabilir, kurtarabilir miyiz? İşte bütün sivil toplum kuruluşlarının araması ve bulması gereken cevap bu.

Tarih : 21.02.2007
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ