Mehmet SANAL

SANAL BAKIŞ

VAHİY Mİ GELDİ ?

Gözümüz aydın...Tarihimize tarih,şanımıza şan,şerefimize şeref katan Ayasofya ibadete açıldı!
Bu, İstanbul'un fethi kadar ve hatta ondanda önemli bir fetih olarak yep yeni bir çağın başlangıcı!
Ayasofya'yı ibadete açanlar ne büyük baş komutan, ne büyük müslüman, ne büyük mümin önderler!
Tahmin edeceğiniz gibi; bu çağ, dinlerin öne çıktığı ve dinimiz islamın bütün dinlere galebe çaldığı
dindarların çağıdır!
Şimdi artık; devletin tek sahibi,teşkilatları vasıtasıyla, ülkenin her tarafından, inanmış insanları kitleler ve
kafileler halinde Ayasofya'ya taşımalı, ülkenin en ücra köşesinden bile Ayasofya'ya 'namaz' turları
düzenlenmelidir.
Ayasofya'da namaz turları, ülkemiz seçmen sayısının en az yüzde 50+1' ine ulaşıncaya kadar aralıksız
sürdürülmeli, Ayasofya'yı 'ibadete açma' fethini gerçekleştiren lidere,(her ne kadar ibadete açılma
kararını veren mahkeme olsa da) Ayasofya içinde minnet ve şükran duaları ile başarı dilekleri dile
getirilmeli ve hemen arkasından seçime gidilmelidir!
Ayasofya'yı ziyaret edip içinde namaz kılan ve dua eden her dindara, üzerinde Ayasofya sembolü
bulunan şapka,tişört,anahtarlık,kalem vs. türünden tescil belgeleri dağıtılmalı ki, memleketine dönen
müminin bu görünür semboller vasıtasıyla itibarı yükselsin ve o insan, 'Ayasofya fatihine oy vereceğini'
beyan ederken ve oy verirken kınanmasın,dışlanmasın.
Ülkemizin selatin camilerinden(Sultan Ahmed, Süleymaniye, Fatih, Selimiye, Çamlıca, kocatepe, hacı
bayram gibi camiler) verilen salalar ve yapılan dualar bu milletin derdine deva olmadı!
Ne Corona Virüs salgını durdurulabildi, ne de ekonomik ve sosyal durumumuz düzelebildi.
1453 yılında Kiliseden camiye çevrilen Ayasofya'da yapılan ibadet ve dualar; her ne kadar 1918 yılında
İstanbul'un işgalini ve 1923'e kadar işgal altında kalmasını önleyemediyse de; 1934 den günümüze
kadar camiden müzeye, bu gün de müzeden camiye çevrilen Ayasofya'da yapılan ibadet ve duaların
bereketiyle bundan böyle:
Ülkedeki bütün işsizler iş sahibi olacak,
Bütün emekliler maaşlarına zam alacaklar,
Memur maaşları iki katına,asgari ücret dört katına yükseltilecek,
Atama bekleyen ne kadar öğretmen, sağlıkçı, mühendis,mimar,eczacı bilumum üniversite mezunlarının
atamaları gerçekleştirilecek,
Corona ve bütün salgın hastalıkların kökü kazınacak,bu ülke ve bu millet bir daha bu türlü salgın
hastalıklara muhatap olmayacak,
Ülkenin ekilebilir bütün toprakları ekilecek,şehirlerde avare dolaşan insanımız koşa koşa köyüne ve
toprağına dönecek, pas tutmuş zirai aletlerin işleyen demirleri yeniden ışıldayacak,
Yedi düvele zirai ürün ihraç edeceğiz,
Ülkenin meraları hayvan sürüleriyle(büyük-küçük baş)dolacak böylece yurt dışından canlı hayvan ve
hayvan ürünleri ithalatına son verilecek, üstüne üstlük bunların iracaatına başlanacak,
Dünyanın aç uluslarını ülkemiz besleyecek.
Ülkede sanayinin çarkları yeniden dönmeye başlayacak, istihdam olağanüstü artacak, işçi ihtiyacını
karşılayamayan ülkemize çalışmak için yurt dışından akın akın ucuz işçi gelecek,
Sanayi ürünlerimiz ve yüksek bilgi teknolojisi üretimlerimiz dünyanın en ücra köşelerine kadar ulaşacak,
Merkez bankamızın kasaları dövizle dolacak.

"Gelecek yıllar bu yıldan çok daha iyi olacak."
Önce bir dünyayı doyuralım, sonra bütün cennet nimetlerini üretip, cennete bedava göndereceğiz!
Öyle zengin öyle güçlü olacağız ki; hiç bir ulusun topu,tüfeği,füzesi,atomu bize tesir edemeyecek
düşmanlarımızın hepsi önümüzde baş eğecek ve bize kul olmaya talip olacaklar!
İhracatımızdan gelen döviz fazlası ile 'varlık fonu'nu hayata geçirip gelecek nesilleri "Z" sonrasına
hazırlayacağız!
Yabancı sermayeye ihtiyacımız kalmayacak, tek dayanağımız milletimizin alın teri ve haris gönülleri
doyuramayan emeği olacaktır...
Biz, küresel ekonominin sadece patronu değil kürenin de efendisi olacağız,
Dünya ekonomisi yönünü bizim ekonomimize göre tayin edecek, Türk lirası paraların padişahı olacak,
dünya da bizim paramızdan gayri değerli para, bizim paramızdan gayri geçer akçe olmayacak...
Tabi, Bunların hepsinin Ayasofya'da kılınacak namaz ve yapılacak dualardan sonra olacağına;
İNANIR ve YERSENİZ.
Ülkemizin değerli tarihçilerinden Prof.Dr.İlber ORTAYLI'nın çok güzel bir tesbiti var:"Tarihin yakasına
yapışıp hesap soran uluslar pek sıhhatli sayılmazlar. Zira böyle toplumlar aslında tarihi incelemek ve
anlamak konusunda fevkalade ilgisiz ve bilgisizdirler. Yaptıkları sadece az bilgiyle çok gürültü
çıkarmaktır."
"Gök kubbenin altı benim mescidimdir." buyuran Allah(cc), "bundan böyle, Ayasofya dışında yapılan
ibadet ve dualar tarafımdan kabul edilmeyecektir." diye bir vahiy gönderdi de bizim mi heberimiz olmadı?
Ya da, dualarımızın kabul edilmesi için, dua ettiğimiz mekanların illa da kiliseden camiye ya da camiden
kiliseye çevrilmiş olması mı gerekiyor?
Ülkemizin müslüman partililerini(muhtarları) Endülüs Emevi topraklarına, Granada, Elhamra sarayı,
Kurtuba camiine ziyarete götüren iktidar, aynı insanları Tac Mahal, Semerkand, Buhara, Hoca Ahmed
Yesevi medresesi gibi islamla özdeş alanlara niye ziyarete götürmez?
İnsanımızın Tac Mahal de, Semerkand da, Buhara da, Hoca Ahmed Yesevi türbesinde yapacağı
duaların kabul edilmeyeceğinden mi endişe edilmektedir?
Hadi gözümüz aydın! Dualarımızın kabul edileceği kilise camiye çevrildi.

OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ