Televizyon kanalları arasında gezindiğim avare bir zamanda bir televizyon kanalında Afyonkarahisar ilimizin tanıtımı ile ilgili bir programa takıldım.
Afyonkarahisar Valisi başta olmak üzere, ilin, sanayici, siyasetçi, ticaret adamı, esnafı Ankara’ da tanıtım gayreti içindeydiler.
Afyon kaymağı, sucuğu, termal tedavi merkezleri, gıda üretimi, en önemlisi kara ve demiryolları ulaşım kavşağında olması sebebiyle alt yapı çalışmaları öne çıkarılan konulardı.
Bütün bunların dışında; büyük önder Atatürk’ ün Kocatepeye çıkış fotoğrafı Afyonkarahisar’ı tanıtmaya yeterde artardı.
Çok yönlü tanıtıma ihtiyaç hissedilmiş olması başka nedenlerden dolayı olsa da, en önemlisi Gayri Safi Milli Hasıladan İl’ in daha büyük pay almasını sağlamak düşüncesinden kaynaklanmış olsa gerek.
Programı seyrederken Yozgat için böyle bir tanıtımın gerekli olup olmadığını düşündüm.Tanınmak önemli olmalı! Tanınmayana itibar edilmez. İtibar edilebilmek için iyi yönlerinizle tanınmanız gerekiyor. Aksi halde, tanınma fayda yerine zarar veriyor.
Cumhuriyet döneminde Yozgat nasıl tanındı, neler ön plana çıktı bunlara kısaca bir bakalım.
Yirmi civarında vilayet hariç, ülkenin hemen bütün vilayetlerini gezmiş bir insan olarak şunları gördüm.
Bugün ki Polis Meslek Yüksekokulunun yerinde faaliyet gösteren Jandarma Er Eğitim Alayında askerlik yapan insan Yozgat’ ı geçici bir süre yaşamak zorunda oldukları bir yer olarak biliyorlar. Çamlığını ve saat kulesini hatırlıyorlar bu kadar.
Yozgat’ı hiç görmemiş insanlar, 1970 ler sonrasında ortaya çıkan siyasi yelpazede, Yozgat’ı aşırı sağın, milliyetçiliğin kalesi olarak algılıyor ve öyle tanıyor. Ama hiç kimse büyük kentlerde,1980 öncesi anarşi ortamında öldürülen milliyetçi gençlerin çoğunun Yozgat’ lı olduğunu bilmiyor.
Ülkenin birkaç vilayeti dışında 66 plaka tepki görüyor, Yozgat’lı haksız bir reaksiyon ile karşı karşıya kalıyor.
Yozgat’ ın en ünlü milliyetçileri dahi, “araba prim yapmıyor” bahanesinin arkasına sığınarak, arabalarının plakalarını değiştirmek zorunda kalıyor. İşin garibi! Niye prim yapmıyor diye kimse sorgulamıyor!
Ülkenin karyollarında seyreden üç kamyondan birinin kasasında mutlaka şu levhaya rastlarsınız “COŞKUN KAROSER-Yozgat ” veya “YİBİTAŞ ÇİMENTO-Yozgat” ya da Çorumdan sonra Yozgat’ın toprak sanayisi yani inşaat tuğlası ile anıldığına şahit olursunuz.
Bakliyat ihracatında “Yozgat Yeşili” diye anılan yeşil mercimeğimizin Yozgat’ın tanıtımında yeri yoktur.
Kamyon kasası, Çimento, tuğla üretiminde Yozgat’ın adını duyuran yeşil mercimek üretiminde alın terini toprağa döken insanlarımızın Yozgat’ın tanıtımına yaptıkları katkıdan dolayı ödüllendirilmesi gerekirken bu insanlar, çeşitli dedi-koduların, çekememezliğin gizli hedefi haline getirilirler.
Konya ile özdeşleşen Kombassan gibi, son yıllarda Yozgat ile özdeşleşen Yimpaş gerçeğini göz ardı edemeyiz.
Yozgat’ın kalkınması, insanın refaha ulaşması adına çok samimi duygu ve düşüncelerle yola çıkan Yimpaş hareketi başladığı gibi devam edebilseydi Yozgat’ın tanıtımına çok büyük katkıları olabilirdi.
Kanaatimce, siyasi duruş yerine, ticari duruş ve profesyonel yönetime öncelik verebilseydi Yimpaş hareketi çoğunluğu gurbetçi binlerce insanımızın yıllara mal olan birikimlerini daha iyi yönetebilmiş, Yozgat’ın tanıtımına olağan üstü katkı sağlamış olurdu.
Şüphesiz bu gün gelinen durumda, ülkede yaşanan ekonomik krizlerin, yeşil sermaye diye horlanmasının da büyük etkileri vardır.
Maksadımız, Yimpaş hareketini incelemek değil Yimpaş hareketinin Yozgat tanıtımına yaptığı müsbet veya menfi katkıyı ifade edebilmektir.
Afyon’un kaymağı ve sucuğu gibi üretim değeri olan Yozgat’ın Seydiyar Armudu, Gelingüldü ve Karabekir Üzümleri, Karanlıkdere Ayvası kayboldu.
Elimizde kala kala çamlık, saat kulesi, tandır ve testi kebapları, kış mevsimin de aile sohbetlerinin bahanesi arabaşı kaldı. Sürmeli festivali de işin eğlencesi.Bunlarda gerek il genelinde, gerek il dışında yaşayan Yozgatlının birbirine tanıtarak avunduğu değerler.
Pınar ürünlerini yazmamışsın diyenler çıkabilir.
Pınar deyince benim aklıma Yozgat değil İzmir geliyor.Tanıtım iki yönlü bir olay. Olumlu tanıtım yapmak gerekiyorsa ki; mutlaka gerekiyor. İnsan zihninde yer edecek tarımsal üretimlerimizi, hayvancılık ürünlerimizi, sanayi, sosyal ve kültürel değerlerimizi öne çıkararak dosdoğru anlatabilmeyi becerebilmemiz lazım.
Tanıtalım da nasıl olursa olsun derseniz, hazırlayacağınız bir tanıtım programında bir masa etrafında dört fitneyi oturtur Yozgat hakkında ileri geri konuşturarak da yapabilirsiniz.
Zirai ve sanayi ürünlerimizi sergileyerek gösterebilirsiniz ama sosyal ve kültürel değerlerimizi nasıl anlatacaksınız.
Bozok Üniversitemiz kuruldu. Bu sayede ilimize dışardan binlerce öğrenci gelecek. Beklide ömründe ilk defa Yozgat’ ı görecek, belki ön yargılarla gelecek.
Yozgat’ lı Bozok Üniversitesine gelen her yabancı öğrenciyi Yozgat’ın tanıtımına katkı sağlayan bir eleman olarak görmeli varsa ön yargılarını gidermeli çok iyi bir ev sahibi gibi hareket etmeyi öğrenmelidir.
Bu insanlar Yozgat’ ın sosyal ve kültürel değerlerini yaşayarak ve görerek öğrenmeli, her Yozgat’ lı dışarıdan gelen bu insanlara, iyi niyet- nezaketle saygı kuralları dahilinde yardımcı olmayı görev bilmelidir.
Okulundan ayrılıp memleketine dönen insan gittiği yerde Yozgat’ ı ve Yozgat’ lıyı anlatacaktır. Bundan iyi tanıtım olurmu? Üniversitemiz hayırlı,bayramınız mübarek olsun.

Tarih : 09.01.2006
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ