Şimdi gurbet vatan, sıla gurbet oldu

Kurban olduğumun memleketi…
Acı tatlı çok bayramlar geçirdin.
Makbul olmasını umarak nice kurbanlar kestin!
Tarihe,dine,devlete,vatana verdiğin kurbanlar ile adını yiğitler defterine yazdırdın.
Kurban ettiğin yiğitlerin o kadar çoktu ki,sayısını,hesabını tutamadın memleketi harman yerine çevirdin.Samimiyetini ve sevdanı takdir etmek isteyenler sana “yiğitlerin harman olduğu diyar” dediler.sonra gelenler,hamasetin bin türlüsü ile evlatlarınızı kurban ettirip alacaklarını aldıktan sonra sırtınızı dahi sıvazlamadan geçip gittiler.Uzaktan size bakıp,müstehzi bir tavırla “Yozgatlı işini bilir!”dediler.
Sen,her kurbanın ardından bir ağıt yakıp adını sürmeli koydun. Ölümün Hakk’a dönüş olduğuna o kadar iman etmiştin ki;yiğitlerine sebep olanlar kimlerdir diye merak bile etmedin.
Ziya’nın ağıdı ile yetişen nesiller; memleket evladını önce kurban edip sonra da “Kendi gidip ahbapları kalan yar” diye dövünmeyi hayatın gereği sandılar.
Hayat dersini ezberden okuyan toplumların;felsefi düşünce,akıl,mantık ve muhakeme ile hayatı ve olayları yorumlaması mümkün mü?

Oysa yüce yaratıcı,Allah(cc) Kur’an ayetlerinin çoğunda iman etmiş insana; “tefekkür etmezmisin, tezekkür etmezmisin, düşünmezmisin, akletmezmisin?” diye sormuyor mu?
Son yıllara kadar,maişet için geçici olarak gurbete göçen Yozgatlı,dönüp dolaşıp evine ocağına geri gelirdi!

Son yıllarda ne oldu da göçen geri dönmüyor? Bir zamanlar 700 binlerde olan Yozgat il geneli nüfusu, ne oldu veya olmadı da 400-450 binlere kadar düştü? Tabii aynı oran da TBMM deki temsilci sayısı neden altıdan dörde indi?

Yaylası ayaz, ovası yaz, kışı beyaz, efkârı söz ile saz olan memleketimin sahipsiz evladı, “Yemen’e giden asker’e”döndü.Giden geri gelmiyor artık.
Şimdi gurbet vatan,sıla gurbet oldu!
Gidipte dönmeyenler, “sabahınan esen seher yeli” ile memleketten selam,hasret,özlem geleceğini ümit edip bekliyor. Kalıpta gidemeyenler, hergün “çamlığın başında tüten tütün” de teselli arıyorlar.
Bu ülke,ramazan ve kurban bayramı arasında bir bayram daha yaşadı. O bayramda yüzde 80 ile coşan Rize’ye ve yüzde 81 ile taşan Hâkkâri’ye imrendim,gıpta ettim,kıskandım,hatta haset ettim.Niye diye sorarsanız, 80 ve 81 ile desteklenenler de ne o şehirlerde doğmuş, ne de o şehirlerde büyümüşlerdi!
Gerçeğini unutup hülyası ile oyalandığım memleketim, oylarını kurban etmeye kıyamayıp evladını kurban etmeyi tercih etti.

Evladını kurban etmeyi Hakk’a hizmet sanan; kör imanın,bağnaz tutkuların,yılmaz yorulmaz mümini, Kur’an’ı okumadın hadi, vaaz da mı dilemedin? Allah(cc),kullarım evlatlarını katletmesinler diye atamız Hz.İbrahim(as)’e koç gönderdi,duymadın mı?

Yeryüzünde Allah’ın (cc) halifesi olarak,dünyaya düzen vermek için gönderildiğini sananlar, evladını kurban etmen karşılığında sana kim bilir neler neler vaadettiler? Oysa, Allah (cc) Kur’an’ ında mealen şöyle buyuruyor. “Kestiğiniz kurbanların Allah’a ne etleri ne de kanları ulaşır.Allah’a ulaşacak sadece sizin takvanızdır.”Evladını katledenin takvası olur mu?

Onlar sözlerinde dursalar bile,evladını kurban ettiğine değer mi? Değdi mi? Değecek mi?
Kurbanın sevabı ile bayramın sevinci ayrı yazılır.Kurbanınız kabul edilir mi ? bilmem. Bayramınız mübarek olsun dostlar.

03.10.2014