Mehmet SANAL

SANAL BAKIŞ

SEÇİLMİŞİN HAVASI

Yozgat il genel Meclisi, özel idare bütçesini görüşmek üzere toplanmış.Valilik harcamalarının özel idare bütçesinden karşılanmasıyla ilgili harcama maddesini, toplantıya kayılanların oy çokluğu ile reddetmiş.
Olayı adım- adım takip etmeye çalışalım.
Yozgat’ ın İl Genel Meclisi üye sayısı 46.
46 üyenin 33’ ü AKP’ li 13’ ü muhalif üyelerden.Oylamaya katılan 30 kişi. Muhalefetin, konumu gereği katılmadığını varsayarsak bile, AKP’ li en az üç yenin toplantıya iştirak etmediği aşikar.
Toplantıya katılanların tamamını AKP’ li sayarsak, bunların 17 si AKP iktidarının atadığı Vali’ ye güvensizliklerini ortaya koymuş olmuyor mu?
Hadi diyelim ki; muhalefet partilerinin mensubu üyelerin 13’ ü toplantıya katıldı, tamamıda ret oyu verdi. Geriye kalan 4 ret oyunu AKP’ li üyeler hangi gerekçeye dayandırdı?
Bu sahne komedinin birinci perdesi.
İlgili maddeyi reddedenlerin tamamı muhalif partilerin üyeleri olsa,dersiniz ki; “Muhalefettir ne yapsa yeridir.”
AKP iktidarında, il genel meclisinde AKP’ li üyelerin çoğunluğuna AKP iktidarının atadığı Vali’ nin, İl Özel İdare bütçesinden harcama yetkisini kısmak değil elinden almak hangi üstün siyasi dehanın eseridir acaba?
Olay basit olarak demokrasiyle izah edilebilir.Ancak, insanın aklını karıştıran başka soruları da beraberinde getirir.
1. Düz mantıkla, seçilmiş olmayı, atanmış olmanın önüne koyan mantık, İl Özel İdaresi İle Valilik kurumunun ülkenin idari işleyişi ve hukuk açısından ilgi ve alakasını yani bu iki kurumun birbiri ile irtibatını ve iç içeliğini biliyor mu?
Denebilir ki; “Bilmese ne yazar, memlekette demokrasi var, adamlar seçilmiş gelmiş.”
Bizler bilmesek de, bu insanları partinin aday listesine yazıp halkın önüne koyanlar, onların üstün meziyetlerini mutlaka biliyorlardır..!
Madem Milli İrade egemen olacaktır, atadığı Vali’ ye karşı demokratik tavır koymak her babayiğidin harcı mı?
İşin şakası bile acı veriyor insana.
Vali, AKP’ nin Valisi olsa güler geçersiniz. Ama Vali’ yi siyasi iktidar tayin etse de, Anayasamıza ve kanunlarımıza göre Vali, ilde Devletin ve Hükümetin temsilcisi, ilin en büyük mülki amiri.
Cumhurbaşkanından sonra makam arabasında Türk Bayrağını dalgalandıran kişi. Bu noktada, Vali SÖZER, oylama sonrası İl Genel Meclisi üyelerine yaptığı konuşmada şöyle diyor;
“Yani, siz demek istiyorsunuz ki , şayet İçişleri Bakanlığı yakıt parası gördermezse Vali arabasına binmesin”
Şimdi, ret oyu veren İl Genel Meclisinin bu değerli üyelerine sormak lazım.
“Sizler, Valilik Makam aracında dalgalanan Türk Bayrağında mı rahatsızsınız?
2. İl Genel Meclisinin iktidar partisi mensubu retçi üyeleri, ayın Vali’ den olmayacak işler istediler, alamadılar da bu oylamayı vesile sayarak rövanşı mı aldılar? Ya da sokakta ki insanın gazına gelerek, seçilmiş olmaları sebebiyle en büyük adam olduklarını ve nelere muktedir olduklarını masumca sergileme gayretinden ibaret mi olay?
3. İl Genel Meclisi üyelerinin görev ve yetkileri kanunla belirlendiği halde, tek başına iktidarın verdiği güçle bu değerli üyeler kendilerini yasa koyucu mu zannediyorlar? Öyle olmalı ki; Sayın Vali, meclise karşı yaptığı konuşmada şöyle diyor;
“Bu ret kararıyla her şeyden önce İl Özel İdaresiyle, Valilik Kurumunun birbirinden ayrı, özel idareyi ilgilendirmeyen ayrı kurum olduğu kanaatine ve kararına varmış bulunuyorsunuz.”
Sayın Vali, bu memleketin seçilmiş bu güzide evlatlarının İl Özel İdaresinin Valilik kurumundan ayrılmasının daha doğru ve memlekete hizmet açısından daha yararlı olacağı kanaatine varmış olmaları mümkün değil mi..?
Kim bilir, belki yarın bir parti büyüğü bu değerli üyelere tek tek telefon açıp “Biz sizi tanıyoruz, hepiniz iyi ve bizim için vazgeçilmez insanlarsınız, üzmeyin kendinizi.” de diyebilir.
Küçüklüğümden beri aklımızda yer eden bir hikaye var. Denir ki; İngiltere Kraliçesi bir belde hudutlarına gideceği zaman o beldenin başkanından izin alırmış. O beldenin başkanı da “yetki benim izin vermiyorum” diyemezmiş ve izin vermek zorundaymış.
Adamların yazılabilir anayasası bile yok, Ama devlete ve devlet büyüğüne duyulan saygıya bakın.
Yozgatımızın değerli şairi merhum Hüzni Baba ne güzel söylemiş!
Bir Kıpti ufacık bir mesned alınca
Sadrazam gibi payesine bak.
Gerisini yazmaya elim varmaz. AKP’ li değilim ancak demokrasi adına yapılan keyfilikte içime sinmez.
Çok partili hayata geçtiğimiz yıllarda yeni ilçe yapılan bir belde de meclis üyesi kim olacak? Ya çiftçi, ya bahçivan, ya çoban. Karar alınacak, meclis üyesinin kimi tarlada, kimi bahçede, kimi bağda bostan da, kimi de dana güdüyor.Amma köylünün hepsinde bir çalım, az şey mi? Köylüyken kazalı olmuşlar! Köyün havasına, çalımına bakan yabancı kendi kendine söyleniyormuş,
Kazara kaza oldu …… kazası,
Dana gütmeden gelir encümen azası.
Noktalı yere dilediğiniz beldeyi yazın.
Cumhuriyet öncesi dönemde üç beş vatandaş bir araya gelmişler hem sohbet ediyorlar, hem de her biri bir vesile ile kendi çocuğunun meziyetlerini anlatıyor.
Birisi demiş ki; “Vallahülazim bizim oğlan Vali’ ye karşı geldi.”
Diğerlerinin gözleri fal taşı gibi açılmış, “eee sonra ne oldu?”
“ Ne olacak astılar.”
Kıssadan hisse.
Şimdi birileri çıkıp diyebilir ki; “ efendim, köylüyü, çiftçiyi, çobanı hor görüyorsunuz ama bu ülkenin kurtarıcısı ve kurucusu Büyük Önder Atatürk’ ün TBMM ne bir çobanı milletvekili olarak getirdiğini unutuyorsunuz.”
Ne kimseyi horluyoruz, ne de küçük görüyoruz. Dahası “Yaradandan ötürü yaradılanı da seviyoruz.” Hikaye doğrusu ya Atatürk’ ün Meclise getirdiği çoban milletvekilinin de bir dönem boyunca “ Tuza zam” görüşmelerinin dışında konuşmadığını biliyoruz.
Öyle ya tuza zam yapılırsa hayvanlarına tuz yalatmak zorunda kalan çobanlar tuzu nasıl alacak?
Keşke bugün ki seçilmişler de en az o çoban kadar kendi mesleğine ve devletine, devletinin kurumlarına saygılı olsa ve en önemlisi devletin işleyişine ve kurumlarına vakıf olsa.
Başta seçilenler olmak üzere, aday listelerini hazırlayanla ve o listeleri onaylayanlar, seçilmişlik havası ile komplekslerini tatmin edecek insanları değil de, samimiyetle ve devletin kurumlarını tanıyarak hüsn-ü niyetle beldesine hizmet edecek insanları seçseler.
“Siz isterseniz hilafeti bile getirisiniz” sözü ile
“Biz istersek Vali’ nin bile elini kolunu bağlarız.” Zihniyeti arasında ki farkı söylermisiniz?

Tarih : 02.05.2006
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ