KURŞUN SIKMAK

Demokrasi sadece iktidar mensuplarına ve onların yorumlarına göre mi uygulanmalıdır?
İktidar yandaşlarının demokrasi anlayışları ülke için ve ülke insanı için yeterlimidir?
İktidarın söylemlerine bakarsanız, kendilerinin varlığı demokrasi için yeterlidir, başka kimsenin söz söylemesine, icraat yapmasına gerek yoktur.
Önceki Cumhurbaşkanımız Sn. Ahmet Necdet Sezer’in söz ve bir kısım icraatları, iktidar mensupları tarafından beğenilmemiş, hep halka şikayet edilmiştir.
Keza; Ana Muhalefet Partisi,
T.B.M.M. de temsil edilen-edilmeyen muhalif siyasi partiler,
Eski ve Yeni Yüksek Yargı Mensupları,
Genel Kurmay Başkanı,
Emekli veya Muvazzaf Yüksek Rütbeli Subaylar,
Üniversite Rektörleri,
Konusunda Uzman Akademisyenler,
Uluslararası İlişkiler Uzmanları,
Siyaset Bilimciler,
Terör Uzmanları,
Stratejik Analiz Yorumcuları,
Deprem ve Tabi Afetler Uzmanları,
Gaziler ve Şehit Aileleri,
Terörü telin eden vatandaşlar,
Ve Şehitlerine gözyaşı döken Millet,
Bunların hepsi Demokrasiye ve Milli iradeye kurşun sıkanlar olarak algılanmıştır.
Son olarak; Şehit cenazeleri ile ilgili olarak yapılan televizyonlara konulan yayın yasağına karşı, Danıştay tarafından verilen yürütmeyi durdurma kararı, Demokrasiye ve Milli İradeye kurşun sıkmak olarak algılanmıştır.
Demokratlığı Kendinden Menkul İktidar, ülkedeki her hareketi kendi iktidarını yıkmaya matuf hareketler olarak algılayan psikoloji içindedir.
Halkın terör karşısındaki haklı tepkisini, kendisine düşmanlık olarak yorumlayan zihniyet, teröre karşı sağlıklı mücadele yöntemi ortaya koyamaz.
Devletin iktidar dışı organlarının, iktidarın işini kolaylaştırma maksadıyla ortaya koydukları çözüm önerileri, tepki gösterilmesine değil iktidarın, istifadesine sunulan demokrasi içi malzemeler olarak algılanmalıdır.
Topyekün insan kaynaklarından istifade etmek yerine sadece iktidar mensubu veya iktidar dalkavuğu insanlara itibar ülke problemlerini çözümsüz hale getirir.
Anayasamıza göre bu ülke, “Demokratik, Laik, Sosyal bir Hukuk Devleti’dir.”
Demokrasiyi bir şal gibi diğer ilkelerin üzerine örter, “Demokrasiyi de ancak benim anladığım gibi kabul edeceksiniz” inatlaşmasına girilirse, Demokrasiye kurşun sıkmak olsa olsa bu zihniyet yapısı olur ancak!
Canınızı sıkan her sözün sahibini siyasete davet etmek, milli iradeye saygısız ilan etmek marazi bir ruh halinin işareti olsa gerek.
İçindeki sıkıntıyı sözle veya demokratik tepki çerçevesinde dışa vuran insanlar demokrasi dışı ilan edilebilir mi?
Devletin, TBMM dışındaki bütün kurumlarını yok saymak veya kayıtsız-şartsız iktidarın emrinde olmalarını istemek, demokrasinin hangi kitabında var bilmiyorum...
Ben bu ülkenin vatandaşıyım,
İktidarın icraatlarını övmek gibi yermek hakkına da sahibim.
İktidar mensuplarını illada sevmek gibi bir mecburiyetim yok ama iktidarın, beni sevse de sevmese de bana hizmet görevidir.
İktidar mensupları bunu içlerine sindirebildikleri zaman ancak onların demokratlığından söz edilebilir.
Böylece kimsenin kimseye kurşun sıkmasına gerek kalmaz

Tarih : 09.11.2007