Mehmet SANAL

SANAL BAKIŞ

Karartılan gelecek !

Çağın gerektirdiği donanımla yetiştirilen gençlik; bir ülkenin geleceği, ümidi, istikbalidir.
Çocukluk ve gençlik dönemlerini doya – doya yaşatamadan, yarış atı gibi çatlatırcasına üniversite kapılarına kadar sürdüğümüz gençlerimizin ve ailelerinin hayallerini yıkmaya hangi vicdan onay verir ?
Hangi iman, çalınan adaleti mübah sayabilir?

Kopya iddiasıyla iptal edilen KPSS sınavına kadar ÖSYM bu ülkenin en güvenilir kurumlarından biriydi.
İktidarın en güçlü olduğu dönemde, YÖK ve üniversitelerin iktidar çizgisine çekildiği dönemde, KPSS’de ortaya çıkan kopya iddialarının kimileri tarafından iktidara kurulan komplo imasıyla ÖSYM başkanı gelip göreve başladı.

İptal edilen KPSS yenilendi.

Bir taraftan C.Savcıları kopya olayını incelerken diğer taraftan Sn. Başbakan MİT ve Emniyet istihbaratına talimat verdiğini ve işin ortaya çıkarılmasını istediğini söyledi.

Aradan 10 aya yakın zaman geçmesine rağmen kamuoyuna, kopya skandalı ile ilgili net bir açıklama yapılamadı. Belki de olay zamana bırakılarak unutturulmaya çalışıldı.

MİT kopya skandalında hangi bilgi ve belgelere ulaştı ? veya ulaşamadı mı ?
Emniyet istihbaratı hangi bilgi ve belgelere ulaştı? Veya ulaşamadı mı?
Neticeden Sn.Başbakan’a bilgi verdiler mi? Vermediler mi?

Bu iki değerli kurum başbakan’a bilgi verdiyse, Başbakan kamuoyuna neden tatmin edici bir açıklamada bulunmadı ?

Kendisine bilgi verilmediyse bu iki güzide kurum, basılmamış kitap peşinde koşmaktan bu konuya ayıracak vakit mi bulamadı ?

C.Savcılarının kopya skandalı ile ilgili incelemesi hangi safhada?
Daha da çoğaltılacak sorulara cevap bulunamaması iktidarın samimiyetinin sorgulanmasına yol açıyor.
Olay sadece KPSS’de kopya skandalı ile kalsa belki unutulup gider, ÖSYM eski güvenilir konumuna yeniden gelebilirdi.

Çocuğunu sınav kapılarında dualarla bekleyen aileler ve 1.700 000 genç insanın umudu bu kez de ŞİFRELEME Skandalı ile karartıldı.

Ailelerin ve sınava giren gençlerin içine kurt düşürüldü.
Hak gaspına uğratılma korkusu çalışan, emek veren genç yüreklere sinerken bu sınavda başarısız olabilecek bir milyon civarında öğrenciye de tutunacak bahane dalı haline getirildi.
YGS’nin yapıldığı gün beş ayrı okulda sadece kız öğrencilerin sınava alınması tesadüf olarak algılanabilirdi.
Kız öğrencilere pozitif ayrımcılık uygulandığı dikkate alınarak hoş görülebilirdi.
Eğer bu ŞİFRE olayı patlamasaydı.

Şimdi kafaları kurcalayan soru şu : sınava girecek 1 milyon 700 bin öğrenci arasından sadece kız öğrencileri beş ayrı okulda sınava sokma becerisini gösteren ÖSYM bu ŞİFRELEME yöntemini birilerine sınav öncesi vermiş olabilir mi?

Bu sorunun doğru cevabını kim verecek?
Tabiî ki ÖSYM başkanı.

İktidarın güvenerek iş başına getirdiği ÖSYM başkanının ŞİFRE olayı ile ilgili açıklaması basın-yayın organlarında yer aldı. Ama ne hikmettir, bilinmez inandırıcı bulunmadı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılınının inceleme başlattığından tutunda Eğitim Sen, Eğitim-İş eski YÖK başkanı, bazı Dershaneler, Üniversitelerin Bilgisayar Mühendisliği hocaları, muhalif siyasi partiler, sınava giren öğrenciler ve aileleri ÖSYM başkanının açıklamalarından tatmin olmadılar.
Ustalık, deneyim ve hüner ister.

Mevcut iktidarın arkasında 8 yıllık deneyim var.
Eğer bu ŞİFRE sınavından da kamuoyunu tatmin edecek bir netice ile çıkarsa HÜNERini de göstermiş olur.
Böylesine tecrübeli ve Hünerli siyasi gruba, Anayasayı yeniden yapmak ve Başkanlık sistemini getirmek üzere 3.defa iktidarı vermenin benim açımdan sakıncası yok.
Ne de olsa; hepimiz aynı çukura gömülüp, aynı yere gideceğiz. Bu dünyanın öte tarafı da var, değil mi?



OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ