Mehmet SANAL

SANAL BAKIŞ

İRFAN SOFRASI

Arada bir düzenlenen konferanslar, Uluslararası Bozok sempozyumu, geleneksel hale gelen Sürmeli Festivali Yozgat’ın zihniyet dünyasında bir değişimin habercisi gibi.
İnsan sormadan edemiyor. Nesli azalsa da varlığını sürdürme gayreti içinde olan entellektüel insanların özlemini çektiği, Yozgat’ın irfan sofrası yeniden mi kuruluyor?
‘Entellektüel’ deyince, top sakallı, uzun saçlı, kulağı küpeli, elinde viski kadehi, İstanbul boğazında zap suyuna ağıt yakan’ insan tahayyül eden Yozgatlı, umarım bu zihniyet değişiminde entellektüel insanın bir ‘öcü’ olmadığının farkına varır.
1990 yılında, 1980 ihtilali sonrası Senatör ünvanı elinden alınmış bir değerli büyüğüm misafirim oldu. Sarıkaya’da yeni açılmış, güzel tefriş edilmiş lokantaya götürdüm. Sakin bir ortamda, Yozgat Lisesi yıllarından başlayarak bu güne kadar yaşadıklarımızı, sevinçlerimizi, hayal kırıklıklarımızı tatlı-tatlı yadettik. Lokantadan çıkınca bu değerli büyüğüm kolumdan tutup, “Mehmet bugün beni ihya ettin, Allah Razı olsun, çok rahatladım.’’ dedi ve devam etti. ‘’ Yozgat’ta iki dostunla bir araya gelip sohbet edemiyorsun, hemen fitne kazanı kaynamaya başlıyor. Oysa eskiden Yozgat’da irfan sofraları kurulurdu. Bizler ne yaptık da Yozgat bu hale geldi?’’
Görünürde ikimizin de yaptığı olumsuz bir şey yoktu ama göremediğimiz veya görmek istemediğimiz bir sürü şey vardı. Zamanın ve şartların getirdiği ideolojik hükümranlığa boyun eğmiştik. ‘’ Görev istenmez, verilir.’’ düşüncesiyle ‘ gönüllü köleliğimizi’ kale komutanı edasıyla perçinlemiştik. Memleketin üzerine kabus gibi çöken ideolojik esaret, sosyal ve insani değerlerimizin hepsini almış yerine kendi değerlerini koymuştu. Bu durumda, elbette eskinin dostluk, komşuluk, arkadaşlık ilişkileri başka diyarlara gidecek, Muhabbet ve irfan sofraları kendi mütevazi köşelerine çekilecekti ve çekildiler.
İrfan sofrasını çilingir sofrası sanıp dudak bükenler çıkabilir. Bizim bahsettiğimiz ‘dul karı çocuğu’ diye hafife alınan yokluk ve yoksulluk yüzünden ilk mektebi bitiremeden ayrılan hayatın yükünü, büyüğüne saygıda küçüğüne sevgide kusur etmeden taşımaya çalışan, maviş kadının yetim oğlu irfan’ın mütevazı sofrası değil elbet.
Aç mideleri hayvani iştihlarını doyurmak için hazırlanmış kuş sütü eksik, sonradan görme zengin sofrası hiç değil.
“Melali, anlamayan nesle aşina değiliz” diyor ya, Cumhuriyetin ilk Yozgat Milletvekili büyük şair Yahya Kemal.
Hayıflanmak geliyor içimden. Keşke biz, irfanı anlayan nesle aşina olabilseydik. İrfanı anlamadan ‘ irfan sofrası’nın zevkine varmak mümkün mü? Sözü burada ehline bırakıp, Merhum Cemil Meriç üstadın irfan tarifine bakmak en doğrusu.
“ İrfan, insanoğlunun has bahçesi Ayırmaz, birleştirir. Bu bahçede kinler susar, duvarlar yıkılır, anlaşmazlıklar, sona erer. İrfan kendini tanımakla başlar. Kendini tanımak, ön yargıların ve yalanların köleliğinden kurtulmaktır, önyargıların ve yalanların. İrfan, insanı insan yapan vasıfların bütünü. Yani hem ilim, hem iman, hem edeb.’’
Az çok mürekkep yalamış zamane aydını,konumuna yakıştıramadığı çilingir sofrasını, muhabbet sofrası olarak ifade eder. Yine bir değerli yazarımız Yavuz Bahadıroğlu, muhabbet’i şöyle tarif ediyor. “Sevgi ve bilgi katılmış sohbete muhabbet denir.’’
İrfan ve muhabbet sofrasını, yemek masası olarak algılayan beyinlere irfan sofrası nasıl anlatılır ki?
Düzenlenen konferanslar, yıl da bir de olsa yapılan Bozok Sempozyumu, Sürmeli Festivali ve bu organizasyonlar içinde gerçekleştirilen etkinlikleri ( açık oturum, panel, konser, sergi, eğlence v.s. ) hepsi, ayrı - ayrı birer irfan sofrasıdır.
Sürmeli Festivali için Yozgat’a davet edilen değerli bestekar ve sanatçı Zekai Tunca beyefendiye,konserini izleyenler tarafından gerekli ihtimam ve itibarın gösterilmediğini duydum ve üzüldüm.
Medya sayesinde zorla sanatçı yapılan bir çok insanın paraya para demediği günümüzde, tarihe malolmuş ve Türk musikisinin temel taşları sayılan,Itri, Dede Efendi, Münir Nurettin Selçuk gibi değerli bestekarların eserlerini günümüze taşıyan,o eserlere ses ve hayat veren Zekai Tunca’ya reva görülen hareket Yozgat’lıya yakışmasa gerektir.
Geçim sıkıntısı ve günümüz medyasının dayattığı ahlaki yozlaşmadan dolayı yıllardır yemek sofrasından başka sofra tanımayan insanların önüne irfan sofrası çıkarmanın ve o sofraya oturmanın zorlukları ortada.
Bütün olumsuzluklara rağmen hamiyetli insanların gayret ve hizmetleriyle kurulan irfan sofrasına Yozgat halkı oturmakta gecikmeyecektir.
Yozgat’ın çorak toprağına hayat veren rahmet misali Yozgatlının zihniyet dünyasını harekete geçiren irfan sofralarını, memleket ve Millet sevgisi, bilgi ve birikimleriyle açanlara, bu sofralara ilmini, imanını edeb’i ile koyarak Yozgat insanının, manevi açlığını giderenlere,en azından şahsım adına minnet ve şükran borcumuz var.

Tarih : 20.06.2006
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ