Mehmet SANAL

SANAL BAKIŞ

Gelen bir gün gider

Kâinattaki her şeyi zıddı ile birlikte çift olarak yaratan yüce yaratıcı 'geliş'in karşısında 'gidiş'i de yaratandır.
Bu minval üzere iktidara gelenler de bir gün gidecektir.
Bu,her şeye 'vade' koyan yüce yaradanın değişmez ve değiştirilemez kanunudur.
İktidara bir şekilde (verasetle, darbeyle, diktatörlükle veya seçimle) gelenler geldikleri gibi giderler.
Dünya ve ülke siyaseti; iktidara gelip gidenlerin,iktidardan gidip yeniden gelemeyenlerin,iktidardan gittikten sonra yeniden gelebilenlerin,iktidara bir defa geldikten sonra gitmemek için direnenlerin örnekleri ve kimi acı akıbetleriyle doludur.
Dini, siyasetinin çıkış noktası sananların ve sayanların çok iyi bilmeleri gerektiği gibi;yüce yaradan, "emanetleri ehline verin" buyuruyor.
Bir kısım iktidar heveslileri,yaradanın bu açık emri hilafına 'ehil olmadıkları halde'iktidara gelebilirler.
Kendileri 'ehil' olmadıkları için iktidarlarını 'ehil' zannettikleri bir kısım cemaat mensupları ile paylaşabilirler.
Dinden başka sermayesi olmayan zevat halkı, dinin sahibi olan Allah(cc) ile aldatarak iktidara gelebilir.
Yasakları kaldıracağız deyip ülkeyi 'olağanüstü hal' ile açık hapishaneye dönüştürebilir.
Yoksulluğu bitireceğiz deyip daha çok yoksul yaratarak sadakaya muhtaç oy deposu haline getirebilir.
Yolsuzluğu ortadan kaldıracağız deyip yandaşları devlet hazinesinden zengin ederken muhalefeti yolsuzlukla suçlayabilir.
Adaleti hakim kılacağız diyerek toplumun yarısını 'hain,fetöcü,öteki' damgası ile damgalayabilir.
Kendilerini islamın ve ortadoğunun hamisi gibi görüp bütün dünyanın kendilerine karşı olduğu iddiası ile milletin ordusunu çıkmaz savaşlara sokabilir.
İşte bu ahval ve şerait içinde; geldikleri gibi gitmeyi içlerine sindirebilen ve milletin iradesine kayıtsız-şartsız, amasız-fakatsız boyun eğip köşesine çekilenler; iktidar olmayı demokrasi içinde ve demokratik şartlarde becerememiş olsalar da ülkeye hizmette samimi olduklarına hükmedilebilir.Yeter ki, iktidar dönemlerinin hesabını vermeyi göze alabilsinler.
Seçimle iktidara geldikten sonra, mevcut kurumların ve hukuki düzenin altını üstüne getirerek, iktidardan gitmemek için direnen, sürekli iktidarda kalabilmek için kanun üstüne kanun çıkaran o da yetmeyince olağanüstü hal ile kararname üstüne kararname çıkaranlar, bunu sadece bu milleti ve ülkeyi çok sevdikleri için mi isterler? Belki!!! Fakat sürekli iktidarda kalmayı istemenin başka sebepleri de olsa gerek!
Bir bilge kişi, "Güç ve iktidar insanı bozar.Mutlak güç ve mutlak iktidar mutlaka bozar." diyor.Söz, iktidar gücünün insanı nerelere sürükleyeceğinin veciz ifadesi değil mi?
Uzun süreli iktidarlar, istenmese de kirlilik biriktirirler. hele de denetim devletin bütün kurumlarında ortadan kaldırılarak, yolsuzluğa zemin hazırlanırsa,çıkar ilişkileri ayrık otu gibi bünyeyi sarar.
İktidar sahipleri, birikmiş suç ve kirlerin ortaya çıkmasından korktukları için iktidarı bırakmak istemezler.İktidardan maddi manevi çıkarı bulunanlar, çıkar ve ayrıcalıklarını kaybetmek istemiyecekleri için, her şeye rağmen iktidarın devam etmesini isterler.
İktidarda kalabilmek için yapılan baskı,zulüm,haksızlıklar, "milli irade böyle istiyor." denilerek halka yutturulmaya çalışılır.
Çıkar ve menfaat sahiplerinden sivil "Haccac" orduları kurulur.
Bir zamanların, 'Bizim Radyo'su gibi besleme medya ve yayın organları oluşturulur.
Maddi olarak satın alınamayan halkın, Hitler vari propoganda ile beyni yıkanır.
Oysa, dünyayı kana bulayan Mussolini ve Hitler'in seçimle iş başına geldikleri unutulur.
Mısır'ın devrik başkanı Mübarek'in,Tunus'un devrik başkanı Bin Ali'nin, Irak ve Libya'nın devrik başkanları Saddam ile Kaddafi'nin ve bizimkilerin çok istemesine rağmen bir türlü devrilemeyen Suriye devlet başkanı Esad'ın ülkelerindeki her seçimde oyların tamamına yakınını aldıkları hatırlatılmaz bile.
Unutulmamalıdır ki, İran devlet başkanı Şah Rıza'nın ve Romanya devlet Başkanı Çavuşesko'nun yıkılmaz sanılan iktidarlarını bir günde yerle bir eden sadece bir kadın çığlığıdır.
"YETER ARTIK YALAN
SÖYLÜYORSUN"
İktidarın ayakta kalmak için kamu kaynaklarını, 'reklam bedeli' adı altında hoyratça aktardığı besleme medya ve basın, gerçeklerden uzak ve sadece 'YALAN'ın yayılmasına vesile oluyor.
Yüce dinimiz, 'YALAN'ın ocaklar söndürdüğünü, aileleri, şehirleri, ülkeleri, toplumları mahvettiğini söylüyor olsa da, iktidar mensupları,hergün,her yerde, hiç bir mahcubiyet ve utanç duymadan, yüzleri kızarmadan, 'YALAN'I gerçek gibi iftiharla anlatıyorlar.
İktidarda kalabilmek için örümcek ipliğinden ittifaklara sarılanlar, ülkedeki ana muhalefeti kolayca zan altında bırakabilecekleri ittifaklara zorladılar.
Çok istemelerine rağmen ana muhalefet liderini aday yaptıramayınca hesap bozuldu.
Çok zorlamalarına rağmen ana muhalefet ile HDP ittifakını da oluşturamayınca hesap bir daha bozuldu.Üstüne üstlük, İYİ PARTİ ve SAADET PARTİSİ kendi Cumhur Başkanı adaylarını çıkarıp CHP,İYİ PARTİ,SAADET,DP ittifakı oluşunca iktidarın pusulası şaştı!
İktidardan düşme korkusu, son çare olarak seçim kanunları ile oynayıp her türlü hukuksuzluğu kanun haline getirmekte arandı.Seçim kanunları ile muhalefete tuzak üstüne tuzaklar kurmaya girişildi.Fakat,müslüman olmakla övünen ve dindarlıklarını muhalefetin sırtında kırbaç gibi kullanmayı marifet sanan iktidar mensuplarının unuttukları bir şey var!
Malum Ramazan ayını geride bıraktık.Mutadımız veçhile Kur'an'ı Arapça ve Türkçe olarak hatmetmeye çalıştık.Prof.Dr.Abdulkadir Şener, Prof.Dr.M.Cemal Sofuoğlu, Prof.Dr.Mustafa Yıldırım tarafından hazırlanan;"YÜCE KUR'AN ve Açıklamalı-Yorumlu meâli" isimli kitabın 142 ve 143. sahifelerinden noktasını virgülünü değiştirmeden aktarıyorum.
En'am suresi 123.âyet: İşte biz (Mekke'de olduğu gibi)her beldede günahkarlara da iktidar olma fırsatı tanırız. Sonuçta onlar(bu fırsatı kötüye kullanarak kendi emelleri uğruna) orada türlü türlü hilekârlık yaparlar,tuzaklar kurarlar.(sonuçta onlar bu fırsatı iktidarlarını devam ettirmek veya o konumdan güç alarak insanları hak ve hakikatten uzak tutmak için hile ve tuzaklar kurar,çaba sarf ederler.) Aslında onlar sadece kendilerine tuzak kurmaktadırlar,fakat bunun farkında değildirler.(kazdıkları kuyuya kendileri düşmektedirler.)
Birbirlerine söylenmedik söz, yapılmadık hakaret bırakmayanların iktidar da kalmak adına bir araya gelmelerine yüce kitabımız Kur'an ne diyor bakın!
En'am suresi 129.âyet: İşte(şeytanların bir kısım insanları saptırmasında olduğu gibi) Biz,zâlimleri yaptıkları kötü işlerde;bibirlerini ayartmada böyle dost yaparız.
Kur'an'ın bu muhteşem âyetleri üzerine başka söze gerek var mı?
Her yıl tekrar tekrar gelen Ramazan da Bayram da geldi ve gittiler.
Nice Ramazanlara ve Bayramlara birlik ve dirlikle.

BASIN MÜZESİ MESELESİ
Basın Müzesi meselesi
Yozgat'ın ve insanının tanıtımında büyük bir kültür hizmeti olacağına gönülden inandığım,'BASIN MÜZESİ'nin halen yapılamamış olması Yozgat için büyük eksikliktir.
Yok sayılan ve hangi bahane ile olursa olsun,yapımından vazgeçildiği algısı yaratılan bu eser için, yapılması konusunda alınan belediye meclisi kararının uygulamaya konulmaması en hafifinden 'görevi ihmal' suçunu içerir.Belediye Başkanı meclis kararlarını uygulamakla mükelleftir.
Bugün olmasa da ileride seçilecek başka bir başkan bu kararı uygulamaya koyabilir.
Müzeler,eskileri sergilemesi açısından tarihi olsa da, konusunda emeği ve hizmeti geçmiş insanlar için ölümsüzlük mekanlarıdır.
İnsan ister istemez şüpheye düşüyor!Bu önemli kültürel eserin ötelenmesinde; sergilenecek basın araçlarından çok, basın dünyasında ömür tüketmiş basın mensuplarının sergilenmesine, yaşayan muktedirlerin duyduğu kıskançlık ve haset mi dir?
Unutulmamalıdır!Bu yaşlı dünyaya nice Tiranlar, Diktatörler, Despotlar, Seçilmişler ve hatta İlah olduğunu ilan edenler geldiler ve gittiler!!!

13.06.2018
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ