Mehmet SANAL

SANAL BAKIŞ

APTALLIĞIN ŞAHİKASI

///// Fransız Parlementosu’ nun sözde Ermeni Soykırımının inkarını suç sayan kararı, ülkemizin ve insanımızın haklı tepkisi dışında, bazı ülkelerin devlet adamları ve akademisyenleri tarafından muhtelif zeminlerde tenkid ediliyor.
İngiliz tarihçi Dr. Anderw Mango, sadece tenkitle yetinmeyip harika bir tespit koyuyor ortaya. “Fransız Parlamentosu’ nun aldığı karar APTALLIĞIN ŞAHİKASI” diye.
Aptallık malum, gelişmemiş, geri zekalının diğer adı. Şahika, doruk-zirve demek. Aptallar hangi zirvelere nasıl çıkarlar? Geri zekalıların aklın ön gördüğü zirveye çıkması mümkün mü? Elbette değil. Onların çıkabileceği tek zirve Aptallığın Zirvesi.
Kendini aklın anavatanı sayan Avrupa ve Kendini insan haklarının, fikir ve düşünce hürriyetinin öncüsü sayan Avrupa’ lı Fransa, adına kibir dediğimiz “Büyüklük taslama ve kendini üstün görme” histerisi neticesinde APTALLIĞIN ŞAHİKASINA çıkabilmiştir.
¨ ¨ ¨
Soğuk savaş döneminin iki kutuplu dünyasında gerek kapitalizm gerekse komünizm insanlığın refahına çare olamadı. Batı Avrupa’ nın öne çıkardığı Demokrasi Yönetimi ve sosyal devlet anlayışı dünya insanlığı için cazibe merkezi olmaya başladı.
Avrupa demokrasilerini örnek alan Türkiye 1950’den sonra iki partili, 1960 lı yılların sonunda çok partili hayta başladı. Avrupa’ nın ortaya koyduğu sağ-sol kavramları ile siyaset yapmanın Türkiye Coğrafyasında milletin beklentilerine cevap vermediğini iddia eden elit zümre, milli ve dini argümanları seslendiren siyasi partilerin ortaya çıkmasını sağladılar. Çünkü onlara göre sol, milliyetçilik ve din anlayışından uzak duruyor, o günkü sağ siyaset anlayışı da bu zümrelere gereken cevabı vermiyordu!
Sağ ve sol kitle partilerinin yanında dayanağını milliyetçilik ve dinden alan siyasi partiler bu anlayıştan doğdu.
İktidarları döneminde kendi burjuvasını yaratan sağ ve sol partiler, siyasetin finansmanını sağlayabilecek durumdaydılar. Ya diğerleri ! Onların inadına, ekmek parası için Avrupa’ ya akın eden Türk İşçileri yetişti.
Köyünden gayri yer görmemiş, yaban ellerde dil bilmeyen kimseyi tanımayan, dini dinine, geleneği geleneğine uymayan garip Anadolu insanı, karşısında milliyetçi ve dinci örgütleri görünce sevdiğine sarılır gibi sarıldı. O samimiydi. O örgütlerde, vatanını ailesini, yakınlarını, sevdiklerini yanı başında görüyor mutlu oluyordu. Ama bu mutluluğun bir bedeli olmalıydı.
Milliyetçi ve dinci ideologlar boş burmuyorlardı. Sadece siyasetin finanse edilmesi yetmiyordu.Milliyetçi ve İslamcılar zengin olmalıydılar. Bunun yolu küçük sermayelerin büyük şirketlere dönüştürülmesinden geçiyordu.
Yozgat’ da sol siyasetin organize ettiği Çandır Ayçiçeği Yağ Fabrikası ile sağ siyasetin organize ettiği Akdağ Deri Sanayinin durumu iç açıcı değildi. Siyasi ideolojileri dışında, sınai ve ticari amaçla kurulan Yibitaş yönetimi milliyetçi ve dinci çevreler tarafından ele geçirilemiyor. Geriye kalan ! Milliyetçilik ve din duyguları tahrik edilerek Avrupa’daki alın terinin Yozgat’ a transfer edilmesiydi. Öyle de oldu. Sorgun, Divanlı, Sekili’ de fabrikalar kurulacaktı !
Çok iyi niyetlerde yola çıkılmış olsa da, yatırım-üretim-ticaret nedir, bilmeyenlerin insanların elinde “ Vatana hizmet” seda hovarda harçlığına döndü.
¨ ¨ ¨
1980 yılının sonlarına gelindiğinde, ülkenin içinde bulunduğu durum tam bir sıkıyönetim haliydi. Siyasi partiler kapatılmış, kimi siyasiler büyük sıkıntılar yaşamaktaydı.
Aynı siyasi düşünceye sahip insanlar bir araya gelip tüketim kooperatifi kuracaklar, bu olağan üstü dönemi bu şekilde atlatılırken siyasi dava arkadaşlarından sıkıntıda olanlara ve ailelerine yardım edeceklerdi!
Neticede masum hareket YİMPAŞ’ a dönüştü ve büyüdü. Durum vaziyet ortada. YİMPAŞ’ın doğuşu, gelişmesi, ve bugünkü duruma düşmesi aslında uzun bir hikaye...
YİMPAŞ’ın hikayesini de daha sonra yorumlacağım.
 


Tarih : 09.11.2006

OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ