Kadriye ŞAHİN

YANKI

YOZGAT LİSESİ (1978/1981) LİSE CADDESİ (BÖLÜM: 2)



Bir dostun misafirliğinde. Misafirin, misafir olan muhabbetinde..
Yılların hüzünleri, özlemleri dökülse, zaman içinden perde perde.
Bir zamanlar gençliğimizi bıraktığımız Lise Caddesi gelse gözlerimizin önüne. Sonra; demet demet gül olup açılsa, hatıralar içinde. Gül yapraklı muhabbetler getirse, güllerin çemberinde. Yozgat'ta kalan O gençliği, kollarında taşısa geçmişten günümüze. Yansısa bize; o günkü, o gün bıraktığımız halinde..

Edebin perdesine bürünmüş, gizli sevdaların yaşandığı, sırların kilitli sandığı...
Geceleri şiirler yazılıp, caddeyi süsleyen çamlara; isimlerin, kalplerin kazıldığı...
Yaşanan duyguların gizlenip, şarkılarda yansıdığı.
Cadde boyu uzanan akasyalar arasından; gün ışığının tel tel ayrılıp, beyaz akasya çiçeklerinin salkım saçak kar yumağı...
Renkli çitlembik çiçeklerin; sakin, durgun ırmağı.
Ruhu sarıp sarmalayan, nakışlarla bezenmiş öğrenci kundağı..
Bir birine kol atarak, çam ağaçlarının çardak kurup, yeşil kubbe gibi uzanan gölgelerin kucağı...
Kesme taş döşeli, Arnavut kaldırımlarda; yan yana gezen öğrencilerin, ahenkli adımlarıyla çınlayıp, yankıların yansıdığı.
Süslü faytonları gezdiren atların, ahenkli nal seslerinin yankılandığı.
Kızıl akşamlar okşarken gökleri, toprak kokusuna bürünmüş gecelerin saçağı...
Canı sıkılan, ruhu yaralanan gençlerin; gecenin koyu koynunda uyuyan caddeyi uyandırıp, kederlerini pür telaş koynuna bıraktığı...
"Gençlik başımda duman" diyenlerin, buram buram, duman savurduğu;
Savrulan dumanların arkasından durup, el salladığı...
Geceleri top kadifelerin kokusuna bürünüp, sabahları çam yapraklarının her bir ucunda şebnemler'in boncuk, boncuk ışıldayıp damladığı...
Kağıt helvaların kırıntısına, pembe pamuk şekerlerin yapışıp; susamların, simitlerden dağıldığı.
Renkli horoz, kırmızı elma şekerine kavuşan çocukların, tatlı durağı.
Cıvıl cıvıl oynaşan çocukların, bayram salıncağı.
Umutlara kanat çırpan çocuklara, kucak açan gökkuşağı...
Çocukların ellerinden tutan balonların, çocukça düşleri alıp göklere savrulduğu.
Karşılıklı binaların gerdan kırıp, bir birine göz süzerek bakışan, okulların ocağı.
Farklı okul formasına bürünmüş, çocuklar ve gençlerin neşe kaynağı...
Milli bayramların geçit alanı, milli şuurun otağı...
KÜSKÜN, KÜSÜLEN, KÜSTÜRÜLEN şehrin; çam süslü sancağı...

Yılların yorgunluğunu bırakıp, bu caddenin koynuna. Hatıralar canlanırken ömrümüzün bahar kokulu dallarında. Bir hasret uyanır, okul yollarına. O günlerde gezdirirken bizi, bu yollar. İnce, cılız kollarında...

DEVAM EDECEK

Lise yıllarımızı kapsayan yazı dizisini hazırlarken, pek çok okul arkadaşıma ulaşarak, otuz yedi yıl sonra; tekrar sosyal medya üzerinden buluşmanın mutluluğunu yaşayarak, bir bardak çay, bir fincan kahvenin sıcaklığını tatmamış olsak da, o günleri hatırlatacak sohbetler yaparken; zaman zaman yazı bölümleri arasında arkadaşlarımdan gelen duygu ve düşünceleri de yazılarım arasında paylaşmak istiyorum.

Zamanımızda ki Lise Caddesi; bu gün, anılarımızda hangi hali ile kalmıştır? Konulu;

SOHBETLERİMİZDEN ALINTILAR

Okul yolu...
O yıllarda bizim için belki de en çok eğlendiğimiz yerlerin başında geliyordu. Okul!
Fazlaca bir alternatifimiz yoktu çünkü.
O nedenle de Lise Caddesi deyince okul saatinden en az iki saat öncesinde buluşup pürneşe sohbetler eşliğinde güle oynaya okula gittiğim arkadaşlarım ve çevredeki değişik değişik okullardan çıkmış etrafa dağılmış öğrenciler,okula giden öğrenciler...Yani en çok öğrenciler geliyor aklıma...okul çıkışlarında ve okula giderken cıvıl cıvıl bir caddeydi Lise caddesi.
İlk gençlik yıllarımızın en güzel anıları,en mutlu en coşkulu anları...ilk kalp atışları,ilk kaçamak bakışları...

SEMRA ÜNSAL/ Edebiyat öğretmeni
ANKARA

Kadriye'ciğim ahh içimi şöyle bir geçireyim. Lise caddesi doğallığını yitirmemiş. Çocukluğum genç kızlığım hep o yolu yürümekle geçti. Süslenir, püslenirdik. Amanın cahillik mi dersin, çocukluk mu dersin? İçimden başkalarına heveslenmek, giyimine uymak gelirdi. Açık saçık da değildik de başkaları daha
farklı giyinirdi o caddede. Bende özenirdim işte. Çocukluk bu ya... Belime kemer takar, eteğimi Lise Caddesine yaklaşırken yukarı çekerdim. Güzel gözüküyorum sanırdım. O caddede bir başka havalara girerdik. Düşünsene, o eteğin halini. Eğiş büğüş. Ay şimdi diyorum ki, kız şemsiye bacaklı, o havan neydi? O hava nerede kaldı? Hey gidi gençlik hey! Eski arkadaşlar dostlar... ah Kadriye'ciğim derdim elliyken yüz elli oldu. O günleri paylaşıp anlatacak arkadaş mı kaldı? Geçmişi unutup, kendimizi kaybettik. Kiminle neyi paylaşıp, hatıraları yaşattık ki?
SERPİL ŞENGÜLLÜ / Ev hanımı
ANKARA

Gençlik yılları... Gençlerin el ele tutuşup sohbet etmeleri, dostluklar, samimiyet, Kız Enstitüsü, lise öğrencileri, Erkek Sanat Okulu, Merkez Ortaokulu... Bütün güzellikleri hatırlatan, tüm öğrencileri bir araya toplayan, gençliğimizi bıraktığımız cadde..
SULTAN DİNÇER/
AMSTERDAM

Lise Caddesi deyince aklıma, o yıllarda cadde üstünde satılan çeyrek sucuk ekmek geliyor. 25 kş'a satılır, mis gibi kokardı. Evde karnımı doyurdum. O sucuğun kokusunu alınca tekrar acıkırdım.
SULTAN ERDEMİR/ PTT den Emekli
ANKARA

Yollarda parklarda...
Çoğu zaman kahvaltıda.
Halâ bu yaşımda.
Simit kokusu gelse burnuma.
Lise Caddesi gelir aklıma.
Mehmet SATIR Emniyet Müdürü. (Emekli)
ANTALAYA

Milli bayramlarda, bando takımı olarak, günler önce yaptığımız çalışmalar ve trampet sesleri ile inleyen cadde. Her okulun farklı bando kıyafetleriyle kıpır kıpır göz alan, bayram sevincinin yaşandığı alan.
KÜRŞAT ERSOY/ Sağlık Müdürlüğünden Emekli
YOZGAT

Akşamın serinlik suları. Okul çıkışları. Tüm sınıfın kızları. Sohbet ederek yürüdük o cadde de, boydan boya. Hürrüyet, Sevgi, Gülüzar, Rahime, Selma, Zehra...
Kadriye bize cevap vermek için, hep arka arka ters yürürken; cedde kenarında sık dizilmiş çam ağaçlarına çarpardı durmadan. Sonra dakikalarca ayak üstü muhabbetler başlardı. Yol ayrımında. Ne konuştuğumuzu hatırlamasam da, ayrılık anındaki istemsizlik hatırımda. O caddeden ayrılmak istemediğimiz anlar kaldı o caddenin başında ve sonunda.
SERPİL GÜRKAN/ Ev Hanımı.
ANKARA

Soğuk bir kış günü. Ali Canpolat ile dolanırken Lise Caddesinde. Çok üşümüştük. Her yer kapanmış, ısınacak yer bulamadığımız için, o an elimizde bulunan biyoloji ders kitaplarını yakıp ısınmıştık.
Hiç ayrılmak istemediğimiz evimiz, gençliğimizin mekanıydı Lise Caddesi.
Ne ateşler yakıp;
Ne dumanlar dağıttık.
Arkasından durup baktık.
Duman duman el salladık.
Biz gençliğimizi
Lise caddesine bıraktık.
CENGİZ GENÇOL/Yozgat Defterdarlığı'ndan/Emekli.
YOZGAT

Bu günlerde tedavisi süren Cengiz GENÇOL kardeşimize Allah'tan acil şifalar dilerken; yazdıkları satırlar için tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.

Kadriye ŞAHİN

19.04.2018
OKUR YORUMLARI
Serap Taşcı
15.11.2019 01:08:00


Okul anıları yazı serinde "Lise caddesi"ni anlatan ve diğer bölümlerde yazıları okuyunca anladım ki, bir insan özlem duyduğu kadar güzelleştiriyor, özelleştiriyor. Güzel görmek için de iç dünyasında o mekanı, o insanı veya geçmiş zamanı olabildiğince süslüyor. Elbette süslemekte bir sanattır. İnsanın hayal dünyası tertemiz olmalı ki bu kadar güzelliği barındırıp,bu kadar renkli ve ahenkli yansıta bilsin.

En önemlisi de geçmişte kalan insanlara, dostluğa, arkadaşlığa bu güzel dünyanın içinde yer verilmesi.Günümüzde önem arz etmeyen arkadaşlık ve dostluk adına yazı serisi içinde adı geçen insanların çok şanslı olduklarını düşündüm. Sıkılmadan keyifle okudum. Yazan keleme teşekkürler.


Zehra YILMAZ
20.04.2018 00:20:00

Kadriye canım, can arkadaşım mesajını yeni gördüm. Biraz gec kaldim galiba.
Başarılar diliyorum yazılarını okudum. Ne kadar güzel yazıyorsun okurken ki, o lise yıllarına aldın götürdün beni. Okul çıkışında çoğu okulların lise caddesinde olması kızlı erkekli bütün gençlerin okul çıkışı gruplar halinde ki o kalabalığı unutamiyorum. sayende arkadaslari sosyal medyadan bulduk.sana çok teşekkür ederim.
Bu arada, Cengiz arkadaşımıza çok geçmiş olsun. Allah şifalar versin.

Yasin Ali ER
20.04.2018 00:19:00

Muhterem Kadriye Şahin Hanımefendi!
Bazen bir yazıyı yazmaya başlarken, bu sefer kısa tutacağım dersiniz de konu sizi alır götürür ya!
Ya da bazen bir başkasının yazısına; baksam mı ki, çok mu uzun olmuş ne dersiniz ya?
Sonra bir sihir sarar sizi ve alıp götürür...
Yazarken veya okurken!
Bazen tekrar tekrar yukarıya döner bakarsınız.
O kabil bir yolculuk olmuş hepimizin ortak caddesine...
Bir zamanlar öyleydi Lise Caddemiz! Hepimizin birbirine yıllar sonra bile o caddenin simalarımızı birbirine aşina ettiği için değil midir ki bize; "vaaay gardaş, ya da vaaaay bacım" dedirten?
Şimdi orada, o caddede kendimi yabancı hissedişimi hatırladım ve gırtlağıma düğümlenen bir soluk soluksuzluk takılı kaldı.
Kırkbeş sene olmuş gençliğimizi oraya fatihasız gömeli...
Burnumun direği sızladı. Ellerinize sağlık.

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ