Çoğu zaman duygularımızı, düşüncelerimizi dile getirirken, bir birini tamamlayan pek çok "sözcük" kullanırız. Asında, kullandığımız bu sözcüklerin tam manasını ve içeriğini hiç düşünmeyiz. Sadece laf kalabalığı olsun diye kullandığımız bu sözcüklerin anlamı öylesine derin, öylesine anlamlıdır ki, kullanırken önemini bile önemsemeyiz.

En çok kullandığımız sözlerden biridir.

Eşsiz, dostsuz bayram olur mu? Eş-dost davetlidir düğünümüze... Eşi-dostu ziyarettir maksadımız... Eş-dost gelmeden kalkar mı cenaze? İyi günde, kötü günde yanımda olmayan eşi-dostu neyleyim... gibi, gibi...

Günlük hayatımızda en çok kullandığımız iki kelimedir "eş, dost" kelimesi. Elbetteki, tüm hayatımız eş ve dost üzerine kurgulanarak yaşanır. Bu deyim, insanın "dostu", eşi kadar yakın ve önemlidir anlamını taşır. Tek vurgulanmaya çalışılan, dostluğun önemi ve dostsuz hiç bir eylem gerçekleştirilemez, her eylem dostların memnuniyeti içindir. Yada, tüm eylemler dostların, dost olma gayreti içinde dostlukların hatırına gerçekleştirilir. Ne yazık ki, günümüzdeki insan ilişkileri ve iletişim; gösteriş, üstünlük, kanıtlama, ego, çıkar amaçlı eyleme dönüştürülerek, manevi değerler kaybolmaya yüz tutmuştur.

Zamanımızda, niceliğini ve niteliğini kaybetmiş, hatta farklı anlamlar yüklenerek şehvet kiriyle kirletilmiş "dost" kelimesi de, gerçek dostluk ve dostlar, dost canlısı insanlar kadar incitilmiştir. Erkek yada kadın, evlilik dışı gizli saklı beraberlik yaşarsa, bir birinin dostu olarak tanımlanıp; "dost hayatı" yaşıyor diye nitelendirilir. Halbuki onlar, bir birinin sadece düşmanı niteliğindedir.

Oysa, her insanın bedenen ihtiyacı olan, ekmek ve su gibi ruhun ihtiyacı da, kendine yakın hissettiği insana; yani, bir dosta dır. Hani, derler ya; " İnsanın ağını yine insan alır" Elbette ki, insanın gerçek dostu sadece Allahtır. Lâkin, yer yüzünde, gerçek dostun duygusunu yansıtan, Onu temsil eden de yine, insana insandır. Ne kadar dost canlısı iseniz, o kadar Allah'a yakınsınız anlamındadır.

Nasıl olur gerçek dost? Nasıl yaklaştırır insanı Allah'a?
Allah, insanın nasıl olmasını istiyorsa gerçek dostlarda öyle olmalıdır ki, dostluk baki kalıp, sonsuzluğa ulaşabilsin. İnsan, insanı Allah için sevmedikçe, kimsenin gerçek dostu olamaz. Sadece, çıkar dostluğu hasıl olur ki, Allah'ın rızasına eremez.

"Gerçek dost, içtendir. İçi dışı birdir. Kalbinde hissettiği dilinde, dürüst ve nettir." Arkadaşına karşı düşünülenleri saklayıp, art niyet beslemez. Arkadaşının kötü alışkanlıklarına göz yumup desteklemez. Dünyalık menfaatlere dayalı çıkar hesabı yapmaz. Küçük de olsa, yalanların arkasına saklanıp, şirinlik yaparak avunup, avutmaz. Açığını arayıp, kasabın derisi gibi yerden yere çarpmaz. Arkadaşı, haksız da olsa, başkasının yanında yerip, ulu orta anlatmaz... Yaşanmışlıkları kader sayar, karşısındakini sorgulayarak, keder yağmuru yağdırmaz. Yaşanmış olumsuzlukları, ikide bir, inceden inceye başa kakmaz. Dostuna yan bakanı siler, silmek istemeyen dostlarını da dostluktan silerken gözünü bile kırpmaz. Kendi başarısızlığını arkadaşının başarısı ile kıyaslayıp, yanan yüreğindeki alevi arkadaşının yüzüne tutmaz. Dostun, dosta hediyesi hoştur, beğenmemezlik yapmaz.. Taş bile atsa, attığı taşlar gül olur, o gülün dikenleri sinesine batmaz.. Dostun dosta iyiliği ağırdır, terziler tartmaz..

Dostluk, arkadaşının yerine, gerektiği zaman yanmak, derin kuyulara kendini atmaktır. Başı sıkıştığında, iki eli kızıl kanda da olsa, haber vermeden kapısını çalıp, derdini anlayıp, anlatmaktır. İyi gününde , kötü günde yanında, yanı başında yer almaktır. Dostu, dost incittiğinde, hissettirmeden yalan bile söyleyip arasını bulmaktır. Kendi dostlarımı kaybederim korkusuyla, dostunu üzenlere seyirci kalarak şirinleri oynamamaktır. İçi kan ağlasa bile, yeri geldiğinde dostu ile gülüp oynamaktır.

Dostluk; vefa ister, cefa ister, karakter gerektirir. Olgunluğun üstündedir, çocukluğun derinlerinde gizlidir.

Dost.!
Ruhun damarlarında manevi kandır. Hayat yolunda cana can katan candır. Bazen çocuklaştıran, bazen olgunlaştıran canandır.. Fırtınalarda sığınılan korunak, yürekleri ısıtan alevsiz ocaktır.! Sağlam temeller üstüne kurulmuş köprüler gibi, altı sulak; üstü, dost ayağını incitmemek için kuraktır. Yorulduğumuz zaman, dinlenmek için uğradığımız duraktır. Duraklarda, fırtınalardan yağmurdan koruyan korunaktır. Dostluk, dosttan dosta selam ulaştırmak için çırpınan bir çift kanattır. Acı kahveyi sohbetiyle tatlandıran, bir yudumluk ab-ı hayattır. Derleyip toplayıp, mesafelere inat, zamana karşı, maziyi dirilten, tuvalsiz çizilen sanattır.!

Dostluk, çaresizliğe çare taşıyan eldir. Ruhun karanlığını aydınlatan dildir. Hemde, tüm umutların tükendiği, kurak gönüllerde rengarenk açan güldür. Buz kesmiş, karlı kara günleri ısıtan, ışıtan gündür.

Dost, dostuyla tartışsa da arayı açmaz. Gönül kapısı kırılgandır, kırılır lâkin kapanmaz..." Dost, dostu yaralasa bile, dostun yarasından önce, kendi yarasını saramaz. Karalar giyen dostun karşısında, al kuşak bile bağlanmaz.

Gerçek dostların gönülden gönlüne görünmez yolları vardır. Bir birinden uzakta olsa; gözü görmese, haber bile alamasa dostunun acısını, kederini yüreğinde hisseder. Dost, dostu gönül gözüyle görür, yüreğinde yanan alevleri dualarıyla söndürür.

İnsan olmanın gereği, hayatı tek başına yaşamak, sadece kendi hayatından sorumlu olmak değildir. Bir hayatın içine, çok kişiyi hatta, her şeyi sığdırıp, pek çok hayatlar yaşamaktır. Etrafındaki insanların dertlerine çare bulmak, düşeni elinden tutup kaldırmak, tüm mahlukatı koruyarak dost canlısı olmaktır.

Sevdiğimiz kişiler ile kolaydır dostça yaşamak, dost olmak.
Önemli olan; her insana dostça davranıp, insanca yaşamak.
"Bir dost aradım, gün akşam oldu" diye, dost bulamamaktan yakınmaktan sa;
En güzeli, herkese dost olup, dostluk yolunda yol alıp, güneş misali her mahlukatı kucaklamak.

Dostlarınızla, dost kalmanız temennisiyle selamlar...

Kadriye ŞAHİN


04.01.2019
OKUR YORUMLARI
Songül gül
04.01.2019 20:00:00

Arkadaşını söyle kim olduğunu söyleyim demiş atalarımız. Arkadaş, dost insanına ruhu kadar yakın olmalıdır. Ne yazık ki, her şeyin içi boşaltıldı. Sizinde dediğiniz gibi çok önemli kelimeler faklı alanlarda kullanılarak basitleştirildi. Eskiden dostluk vardı. Hyat daha zevkle yaşanıyor, insanlar huzur buluyordu. Şimdi, dost para, zenginlik, makam, çıkar. Parayı ilah edindiler, eşyayı kullanmak yerine gösteriş için sevdiler. İnsan insandan beslenir. İnsanlar ruhlarının aç olduğunu bile fark edemeyip cümleten delirdiler de delirdiklerini fark edemediler.

Kadriye Hanım, kaybolmuş değerleri hatırlatıyorsunuz.Kaleminiz var olsun. Selam ve dua ile.

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ