Kadim DOĞAN

DİALOG

Ne türkü yakan aşıklar ne de dava adamları var

NE TÜRKÜ YAKAN AŞIKLAR NE DE DAVA ADAMLARI VAR

Türk toplumunun sesidir türküler . Bazen hüzündür,bazen sevinç,bazen özlemdir,bazen sıla, bazen vuslattır,bazen ayrılık, bazen şakadır, bazen ölüm, bazen acıdır, bazen ağıt , bazen başkaldırıdır isyandır türküler, anlayana!
Türkler itaat toplumudur .Tarihten bu tarafa merkezi otoriteye hep itaat etmiştir.En çok ezildiği zamanlar bile kutsal saymıştır devleti. Hak aramayı düşünmemiştir hiç.Baba saydığı devlete güvenmiştir. Onun için devlete karşı büyük isyanlar yoktur geleneğinde.
Ezilmişliklerini türkülerle dökmüş bizim insanımız.Dertlerini acılarını hüzünlerini sevgilerini,özlemlerini, aşklarını,ayrılıklarını, isyanlarını türkülerle anlatmıştır yüzyıllar boyu.
Yüzlerce yıl dilden dile dolaşmış sevda türküleri , bilirmisiniz ki bu sevda türkülerinde bile başkaldırı vardır.
Ferhat ile Şirin , Kerem ile Aslı, Arzu ile Kamber ve buna benzer büyük aşklar , Niçin yüzyıllardır dilden dile kulaktan kulağa bu günlere gelmiştir.
Ne Ferhat’ın Yiğitliği, civan mert delikanlı olması, ne de Şirin’ in dünyalar güzeli olmasıdır, onların aşklarını yüzyıllardır ileriye taşımaları.
Bu aşkların önemi yüzlerce yıl önce törenin ve geleneklerin en katı uygulandığı dönemlerde karşı durmalarıdır.Töreye rağmen sevmişler birbirlerini ayıpları, yasakları bir tarafa atarak. Her türlü zorluğa rağmen aşklarına sahip çıkmışlar.
Bu karşı duruş sahiplenmiş insanları.. Kendilerinin yapamadığını yapan bu yüreği sevgi dolu insanların aşkları aşıkların dilinde türkü olarak dilden dile gönülden gönüle bu günlere ulaşmıştır.
Tabi; türküler her şeyini anlatmış bu topraklarda yaşayan insanların. Zaman zaman isyanlar olmuş “Ferman padişahınsa dağlar bizimdir” demiş Pir Sultan Abdal anlatamamış derdini. Padişah emir vermiş “asılacak” diye. Kel Hıdır Paşa yakalamış Pir Sultan’ ı uygulamış Padişahın emrini.
Herkes taş atarken Pir Sultan Abdal’a orada bulunan bir öğrencisi de bir şey atmış görünmek için gül atmış Pirine. Bunu gören Pir Sultan Abdal çok üzülmüş ve demiş ki;
“Yağmur gibi yağar başıma taşlar,
İlle de dostun tek gülü yaralar beni”
Türküler zaman zaman da dalga geçmiş yaşamla
“Manda yuva yapmış söğüt dalına,
Yavrusunu sinek kapmış gördün mü”diyerek alaya almış hayatı.
Ama zaman gelmiş türküler susmuş ya da zaman olmuş aşıklar susturulmuş. Örnektir; Mahsun-i Şerif halkın dertlerini türkü yaptığı için zindanlar görmüş, işkenceleri tanımış yirminci yüzyılda.
Ama artık aşıklar yok.Kendi dertlerini kendi gibi yaşayan insanlarla birlik olup haykırmak zorunda insanlarımız.
Yoksa sizin haklarınızı savunan insanlara o kadar çok gül attınız ki artık onları da yaraladınız.
Artık ne sizin için türkü yazan aşıklar ne sizin için Donkişotluk yapan insanlar var.
Artık siz varsınız iyiyi ve güzeli yaratacak sizlersiniz. Bu günü güzel kabul ediyorsanız inanın bir adım ileriye gidemeyiz.
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ