“Sevgili vatandaşlarım ben bir Türk Memuruyum, aldığım emri yerine getirdim, vazifemi yaptığıma vicdanen eminim. Sizlere yemin ederim ki ben masumum. Son sözüm bugün de budur, yarın da budur.
Ecnebi devletlere yaranmak için beni asıyorlarsa eğer, adalet buna diyorlarsa, kahrolsun adalet.”
Yukarıda okuduklarınız Boğazlıyan Kaymakamı Mehmet Kemal Bey ‘in 8 Nisan 1919 yılında idam edilmeden önce söylediği son sözleri.
Damat Ferit hükümetinin İngiliz yüksek komiserliğine yaranmak için seçmiş olduğu bir kurbandır, Kaymakam Kemal Bey...
86 yıl sonra görev yaptığı Boğazlıyan’a Güzel Sanatlar Genel Müdürü hemşehrimiz Bayram Bilge Tokel’in destekleriyle yapılan anıtın açılışında bir kere daha idam edildi Kaymakam Kemal Bey.
Kaymakam Kemal Bey’in anıtının açılışına Yozgat’ın altı milletvekili,Valisi ve yüksek bürokratlarının hiç biri katılmadılar. Bu durumun hiçbir haklı gerekçesi olamaz. AKP milletvekillerinin katılmayışını anlıyorum. Çünkü onlar, Avrupa Birliği yolunda ilerlediğimiz bu günlerde İstanbul’da toplanan Ermeni Konferansını daha çok önemsiyorlardı.
Böyle bir zamanda Şehit Kaymakam Kemal Bey’in heykelinin açılışına katılmak Avrupalı dostlarımıza karşı ayıp olurdu! 3 Ekim müzakereleri tehlikeye bile düşebilirdi! Ama ANAP ve CHP milletvekillerinin böyle bir toplantıya katılmamalarını anlamakta zorlanıyorum.
ANAP milletvekili Mehmet Erdemir herhalde işlerinin çokluğundan katılmamıştır ya da kendisini hala AKP milletvekili sanıyor olabilir.
14 Ekim 1922‘de Kurtuluş Savaşı içerisinde Millet meclisi toplanarak özel bir kanunla Kaymakam Mehmet Kemal Bey’i Milli Şehit ilan etmiştir. Bu gelenekten gelen CHP Milletvekili Emin Koç hangi sebeple katılmamış olabilir?
Her halde Emin Koç davetiyeyi dikkatle okumamış, Kaymakam Kemal Bey’i Kaymaklı Kadayıf anlamış olabilir. Kaymaklı Kadayıfın heykeli mi olur diye düşünmüştür.
86 yılda çok şey değişmedi Kemal Bey! Hala idam edilirken söylediğin sözler geçerli.
Öyle bir Avrupa Birliği yolundayız ki ulusal onurumuzu hatırlatan birkaç sözcük söylemeye kalksak dönek solcu yazarlar ve hiçbir zaman ulusalcılığı kabul etmeyen yazarlar “İşte o kafa” diye manşet atıyorlar.
1919 yılında İstanbul’da ! 2005 yılında da Yozgat, Boğazlıyan’da ! Sana yapılanları kabul etmiyoruz.
Sevgili Başkan Yusuf Başer nerden çıktı durup dururken Nida Tüfekçi anıtını yapmak. Herhalde bunda Güzel Sanatlar Genel Müdürü Bayram Bilge Tokel’in de payı vardır.
Sen tut Çalgı çalıp Türkü çığıran bir adamın heykelini yap... İstanbul’dan da çalıp çığıran bir sürü adam çıır, bu heykelin açılışında koca koca vekilleri, bürokratları davet et... Olacak iş mi bu Başkanım?
Biz o saz çalıp Türkü çığıran adamları 1980 öncesi Yozgat’tan kovmak için neler yapmadık ki. Şimdi baksana bateri denilen teneke sesiyle düğünler yapıyoruz. Nerde o keman, cümbüş, saz sesi, kendimiz yok etmedik mi?
Bir de tutmuş Nida Tüfekçi heykeli yapıyorsun. Eline sağlık sayın Başer, eline sağlık sayın Bilge Tokel. Nida Tüfekçi Yozgat’ın ve Türk Halk müziğinin yüz akıdır.
Nida Tüfekçi türkülerindeki Türk halkının isyanını, acısını, sevincini, kahramanlıklarını, özlemlerini, sıla hasretini derinden duymuş. Yok olmaya başlayan Halk Müziğimizi yeniden ayağa kaldırmış yüzlerce halk müziği sanatçısı yetiştirmiş bir üstaddır. İstanbul’dan gelen sanatçı dostlar da Nida Tüfekçi’nin yetiştirdiği ulusal çapta Halk Müziği sanatçılarıdır.
Ne güzel söylemiş Arif Sağ “Nida Tüfekçi utanılacak değil, gurur duyulacak Türkiye çapında bir milli sanatçıdır.”
22 dönemdir milletvekili seçiliyor kaçını hatırlar Yozgat’lı. Ama bir Nida Tüfekçi’yi bilmeyen var mı Yozgat’ta? Mesele Sürmeliyi dinlemek değil, mesele sürmeliyi anlayabilmektir.
Sayın Başer, Sayın Bilge Tokel anlayamayanları boş verin. Anlaması gereken Yozgat’lının kendisi.. Onlar sizi çok iyi anladılar.
Elinize yüreğinize sağlık
Tarih : 05.11.2005
Ecnebi devletlere yaranmak için beni asıyorlarsa eğer, adalet buna diyorlarsa, kahrolsun adalet.”
Yukarıda okuduklarınız Boğazlıyan Kaymakamı Mehmet Kemal Bey ‘in 8 Nisan 1919 yılında idam edilmeden önce söylediği son sözleri.
Damat Ferit hükümetinin İngiliz yüksek komiserliğine yaranmak için seçmiş olduğu bir kurbandır, Kaymakam Kemal Bey...
86 yıl sonra görev yaptığı Boğazlıyan’a Güzel Sanatlar Genel Müdürü hemşehrimiz Bayram Bilge Tokel’in destekleriyle yapılan anıtın açılışında bir kere daha idam edildi Kaymakam Kemal Bey.
Kaymakam Kemal Bey’in anıtının açılışına Yozgat’ın altı milletvekili,Valisi ve yüksek bürokratlarının hiç biri katılmadılar. Bu durumun hiçbir haklı gerekçesi olamaz. AKP milletvekillerinin katılmayışını anlıyorum. Çünkü onlar, Avrupa Birliği yolunda ilerlediğimiz bu günlerde İstanbul’da toplanan Ermeni Konferansını daha çok önemsiyorlardı.
Böyle bir zamanda Şehit Kaymakam Kemal Bey’in heykelinin açılışına katılmak Avrupalı dostlarımıza karşı ayıp olurdu! 3 Ekim müzakereleri tehlikeye bile düşebilirdi! Ama ANAP ve CHP milletvekillerinin böyle bir toplantıya katılmamalarını anlamakta zorlanıyorum.
ANAP milletvekili Mehmet Erdemir herhalde işlerinin çokluğundan katılmamıştır ya da kendisini hala AKP milletvekili sanıyor olabilir.
14 Ekim 1922‘de Kurtuluş Savaşı içerisinde Millet meclisi toplanarak özel bir kanunla Kaymakam Mehmet Kemal Bey’i Milli Şehit ilan etmiştir. Bu gelenekten gelen CHP Milletvekili Emin Koç hangi sebeple katılmamış olabilir?
Her halde Emin Koç davetiyeyi dikkatle okumamış, Kaymakam Kemal Bey’i Kaymaklı Kadayıf anlamış olabilir. Kaymaklı Kadayıfın heykeli mi olur diye düşünmüştür.
86 yılda çok şey değişmedi Kemal Bey! Hala idam edilirken söylediğin sözler geçerli.
Öyle bir Avrupa Birliği yolundayız ki ulusal onurumuzu hatırlatan birkaç sözcük söylemeye kalksak dönek solcu yazarlar ve hiçbir zaman ulusalcılığı kabul etmeyen yazarlar “İşte o kafa” diye manşet atıyorlar.
1919 yılında İstanbul’da ! 2005 yılında da Yozgat, Boğazlıyan’da ! Sana yapılanları kabul etmiyoruz.
Sevgili Başkan Yusuf Başer nerden çıktı durup dururken Nida Tüfekçi anıtını yapmak. Herhalde bunda Güzel Sanatlar Genel Müdürü Bayram Bilge Tokel’in de payı vardır.
Sen tut Çalgı çalıp Türkü çığıran bir adamın heykelini yap... İstanbul’dan da çalıp çığıran bir sürü adam çıır, bu heykelin açılışında koca koca vekilleri, bürokratları davet et... Olacak iş mi bu Başkanım?
Biz o saz çalıp Türkü çığıran adamları 1980 öncesi Yozgat’tan kovmak için neler yapmadık ki. Şimdi baksana bateri denilen teneke sesiyle düğünler yapıyoruz. Nerde o keman, cümbüş, saz sesi, kendimiz yok etmedik mi?
Bir de tutmuş Nida Tüfekçi heykeli yapıyorsun. Eline sağlık sayın Başer, eline sağlık sayın Bilge Tokel. Nida Tüfekçi Yozgat’ın ve Türk Halk müziğinin yüz akıdır.
Nida Tüfekçi türkülerindeki Türk halkının isyanını, acısını, sevincini, kahramanlıklarını, özlemlerini, sıla hasretini derinden duymuş. Yok olmaya başlayan Halk Müziğimizi yeniden ayağa kaldırmış yüzlerce halk müziği sanatçısı yetiştirmiş bir üstaddır. İstanbul’dan gelen sanatçı dostlar da Nida Tüfekçi’nin yetiştirdiği ulusal çapta Halk Müziği sanatçılarıdır.
Ne güzel söylemiş Arif Sağ “Nida Tüfekçi utanılacak değil, gurur duyulacak Türkiye çapında bir milli sanatçıdır.”
22 dönemdir milletvekili seçiliyor kaçını hatırlar Yozgat’lı. Ama bir Nida Tüfekçi’yi bilmeyen var mı Yozgat’ta? Mesele Sürmeliyi dinlemek değil, mesele sürmeliyi anlayabilmektir.
Sayın Başer, Sayın Bilge Tokel anlayamayanları boş verin. Anlaması gereken Yozgat’lının kendisi.. Onlar sizi çok iyi anladılar.
Elinize yüreğinize sağlık
Tarih : 05.11.2005
05.11.2005
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ