Kadim DOĞAN

DİALOG

FAKİRLER RENCİDE EDİLMEMELİYDİ

Bir Ramazan Ayını geride bırakıyoruz. Bir ay boyunca nefsimizi terbiye ettik.
Sahurdan iftara kadar orucumuzu tuttuk.İftarı yapar yapmaz çoğumuz kahveleri doldurduk. Sahura kadar verdik kağıdın gözüne.
Rahmetli Abbas Sayar Yozgat’lı hemşehrilerimizin bu durumunu
“Gündüz Oruç gece kumar
Deli gönül cennet umar”
diyerek özetlemiştir. Bu sözün üstüne ne söyleyebiliriz
Ramazanın büyük bir kısmını il dışında geçirdim. Burada olduğum günlerde yapmış olduğum sohbetlere yerel televizyonda da iftar saatinde yapılan bir programı çok eleştirdiklerini gördüm. Bu programı kınıyor ve tepki gösteriyorlardı.
Ben de bu programı izledim geçen yılardan da biliyorum. İnsanlar eleştirilerinde son derece de haklılar.

İlin ileri gelen bireyleri önceden tespit edilmiş bir yoksul evine aldığı yardımlarla birlikte gidiyor. İftarı o evde yapıyor. İftar boyunca televizyon da çekim yapıyor.
Kameralar evin girişinden içine kadar tüm yoksulluğu gözler önüne seriyor. Yoksul vatandaşlarımızla ve ailesiyle sözüm ona sohbet ediyorlar.
İftardan sonrada o yoksul aileyi kaderiyle baş başa bırakıp gidiyorlar.
Evet bu tür programlar başka televizyonlarda da yapılıyor.Ama hiç olmazsa ziyaret edilen yoksulların sorunlarını çözüyorlar. Hastaysa tedavisi yaptırılıyor, evi bakımsızsa onarımı yapılıyor.

Türklerin hangi geleneğinde var; yapılan yardımın televizyon kanalıyla insanlara göstermek. Yardımın gizliliği esastır.
Hem Türk kültürü, hem İslam kültürü bunu öğretir.

Geçen Mahya Işıkları programında şair Sunay Akın İstanbul’daki sadaka taşlarını gösterdi. Osmanlı zamanında kentin belirli yerlerine konan sadaka taşlarını.
Zenginler kimsenin görmeyeceği bir saatte bu sadaka taşlarına gönlünden kopan yardımı bırakıyor. İhtiyaç sahibi yoksul da kimsenin görmediği bir saatte ihtiyacı olan parayı alıp oradan alıyor.

İşte atalarımız yardımlaşmayı bu kadar gizli ve de kimseyi rencide etmeden yapmayı biliyorlardı.

Ama şimdi küçücük yardımları yoksulla paylaşılan bir iftar yemeğini televizyon kanalları önünde yapıyoruz. Orada yaşayan insanların çocukların yoksulluğunu çaresizliğini televizyon kanalıyla kerkese ifşa ediyoruz. Bu durumada çözüm bulamıyoruz.
Böyle bir programa katılanlara şaşırıyorum.

Ben de Başbakan gibi “Herkes kendi işini yapsın be kardeşim” diyorum.
Bayram geliyor ama tüm Türkiye Malatya Çocuk Yuvasında yaşananlardan dolayı bayrama üzgün giriyor. Vicdanlarımız yaralı Malatya’da yaşananlar insanlık ayıbı. Devlete teslim çocuklara işkence ediliyor.

Malatya çocuk yuvasında yapılanları kınamak, vicdanlarımızı tatmin etmemeli.
Yozgat’ta da çocuk yuvası var bizler bu çocuklar için ne yaptık diye düşünmeliyiz.
Ramazan Bayramının hepinizce sevgi, saygı ve bereket getirmesini dilerim.



Tarih : 02.11.2005
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ