Kadim DOĞAN

DİALOG

CUMHURİYET MEKTEBİ

Geçtiğimiz hafta çarşamba günü aynanın karşısında traş olmaya hazırlanırken sokaktan cıvıl cıvıl çocuk sesleri geldi. Yüzüm sabunlu halde pencereye koştum.
Cumhuriyet İlköğretim okulunun öğrencileri ellerinde dövizlerle slogan atarak okullarının kapatılmasını protesto ediyorlardı. Ellerindeki dövizlerle ve sloganlarla okullarının kendilerine geri verilmesini haklı olarak istiyorlardı.
Pencereden sevgiyle çocukları selamladım. Çocuklar da benim sabunlu yüzüme gülerek beni selamladılar.
Biliyorsunuz Cumhuriyet İlköğretim Okulunun binası yeni kurulan Bozok Üniversitesinin Rektörlüğüne devredildi.
Yeni kuruldu dediysek de üniversite kurulalı yaklaşık dokuz ay oldu. Bu dokuz ay içinde yetkililer sanki rektörlük binası lazım değilmiş gibi davrandılar. Zaman daraldıkça da alel acele İl Genel Meclisinden bir karar çıkararak Cumhuriyet İlköğretim Okulunun binasını Rektörlüğe devrettiler.
Bu bina bir üniversite rektörlüğünün ihtiyacını karşılayacak kapasitede değil. Yani Rektörlük burada geçici bir süre kalacak. Bu geçici süre için oradaki öğrenciler, öğretmenler, veliler sıkıntıya sokuldu. Oysaki bu binanın kapısında bile Cumhuriyet Mektebi yazmakta.
Dokuz ay gibi uzun bir sürede bir rektörlük binası yapamayacaksınız. Ondan sonra da kalkıp öğrencilerin elinden okulunu alacaksınız. Bu kararı da dönülmeyen bir karar kabül edeceksiniz.
Olmadı beyler, bu karardan ivedi bir şekilde dönmek gerek. Bu karar iyi düşünülmeden alınmış bir karardır. Çocukların bu haklı taleplerini yerine getirmek verilebilecek en doğru karardır.
Çocukların ve velilerin yapmış olduğu bu eylemi çok haklı bir eylem olarak algılıyorum. Haklı ve sempatik bir eylem. Hatta biraz daha abartarak söyleyim, Yozgatta yaşadığım 15 yıl içinde gördüğüm beni ileriye doğru umutlandıran bir eylem olarak algılıyorum. Yozgatın çocukları üzerindeki ölü toprağını silkelemeye başladılar. Artık haksız kararlara evet demeyeceklerinin işaretini veriyorlar.
Okullarının adı gibi onlar Cumhuriyetin çocukları. Cumhuriyet ve demokrasinin onlara tanıdığı hakları babaları gibi yok saymayacaklarının işaretini vermekteler. Ne mutlu onlara.
Tabi bu çocukların yapmış olduğu bu haklı eylem Yozgatlı büyükler tarafından pek sempatiyle karşılanmadı.
Hatta bir köşe yazarı arkadaşımız eylemi İstanbul Gazi Mahallesindeki terörist eylemle bir tutmuş. İnsaf diyorum, insaf !
Bu kadar da olmaz. Sloganları beğenmeye bilirsiniz. Hak taleplerinde kullanılan sloganlar her zaman hakkı vermeyenleri rahatsız eder. Çocukların atmış olduğu sloganlar televizyonda duydukları sloganlar. Zamanı geldiğinde kendi sloganlarını da üretecekler.
Bu haklı ve sempatik eylemi gelecek için umut olarak kabul etmek varken bu eylemi bu sevimli çocukları terörist kabul etmek sanırım eylemin muhataplarının bile aklına gelmemiştir.
Çocuklar işiniz çok zor. Siz haklı talepleriniz isterken yetkililerden önce kendi büyüklerinizle mücadele etmek zorundsınız.
Çünkü büyükleriniz devleti hep kutsal kabul ettiler. Oysaki devlet kutsal değildir. Devlet sizler için bizler için var. Devletin görevi sizi mahrum etmek değildir.
Tuvaletten bozma sınıflarda okumak zorunda değilsiniz. En çağdaş eğitimi en çağdaş kurumlarda vermektir devletin görevi. Taleplerinizde haklısınız . Yüreğim sizinle. Eyleme davet ederseniz yanınızdayım.
Sevgiyle büyüyen çocuklar. Siz Yozgatın umudu geleceğisiniz. Güneşli güzel, aydınlık günlerin sizinle geleceğini düşünüyorum.
NOT: Çocukların bu eylemi boyunca emniyet görevlilerinin takındıkları tavır takdire şayandır.

Tarih : 03.10.2006
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ