Baykal’a kurulan komplo

Cumhuriyet halk partisi genel başkanı sayın Deniz Baykal’a karşı kurulan komplo siyasi tarihimizde az görülen alçaklıkta ve ahlaksızlıktadır.
Deniz Baykalı severiz veya sevmeyiz .ama Türkiyede önemli şeylerin tartışıldığı Anayasa değişikliğinin referanduma gideceği bir dönemde ,ana muhalefet partisi genel başkanına yapılan bu komplo Türkiyede yakın zamanda kötü şeylerin olacağı izlenimi vermektedir.
DÜOLLO ETMEKTEN KORKAN İNSANLAR, PUSU KURMA ALIŞKANLIĞI GETİRİRLER Sayın baykala bu pusuyu kuranlarla yollara MAYIN döşeyip askerlerimizi öldüren alçakların aralarında hiç bir fark yoktur.
Artık görev CUMHURİYET HALK PARTİSİ örgütlerinde ve delegelerindedir CHPsiiçindeki en değerliyi bulup genel başkanlık koltuğuna  oturtmalıdırlar.UNUTULMAMALI  Kİ ; o koltuk MUSTAFA KEMAL ATATÜRK‘ÜN KOLTUĞUDUR.CUMHURİYET HALK PARTİSİ örgütleri bunun bilincinde olarak seçim yapacaktır. CHP örgütleri bunu başaracak siyasal birikime ve geleneğe sahiptir.

Anayasa tartışmaları

Toplumlarda değişim talepleri ortaya çıktığında siyasetçilerin görevi bu değişim talebini doğru değerlendirerek demokrasiyi geliştirmek ve ülkeyi daha ileri bir demokrasiye geçirmek olmalıdır.
Toplumdaki bu değişim taleplerini kendi siyasi düşüncelerin açısından değerlendirip biraz daha fazla iktidarda kalma amacıyla kullanırsan mevcut demokrasiyi daha geri hale götürüp güdük  bir demokrasi oluşturursan belki kısa bir süre kazanacağını düşünebilirsin. Ama ülkeye de büyük kötülük yapmış olursun.
Türkiye, ‘Anayasa’ tartışmalarının tam ortasında. Mevcut 1982 anayasası o günkü askeri cunta tarafından yaptırılmış bir anayasa. Bu anayasa o günkü referandumda ໐ oy olarak kabul edilmiştir.
Bugün bu anayasayı değiştirmek isteyenler sanırım ໐ kabul oyu verenlerin içindedir. 82  anayasasına zorluklar içerisinde olsa bile red veren insanlardanım. 82 anayasasını o günde kabul etmemiştim, bugün de kabul etmiyorum.
Gelelim anayasa değişikliğine... Hükümet bu mevcut anayasa da otuza yakın maddeyi değiştirmek istiyor.
Gerekçelerini dinlerseniz ikna olmakta zorlanmazsınız. Bu anayasanın askeri cuntanın hazırladığı militanist bir anayasa olduğunu bu anayasa ile artık Türkiye'nin yönetilemeyeceğini, bu anayasanın demokrasinin önünde engel olduğunu  ve benzeri gibi gerekçeleri ortaya sürüyorlar.
Kendi iktidarları için önemli olan 3 maddenin yanına 27 tane de sıradan maddeleri ekleyerek bir anayasa paketi oluşturuyorlar.
Bu çaılşmayı yaparken de sivillerin cuntacılardan da daha kötü anayasa maddeleri yazabileceğini geri bir demokrasiye adım atabileceklerini ispatlıyorlar.
Türkiye kuvvetler ayrılığı ile yönetilen bir ülkedir. Kuvvetler ayrılığı ilkeside ileri demokrasilerin geldiği noktadır. Topluma bunlardan bahsetmeden kuvvetler ayrılığı ilkesinden vazgeçerek kuvvetler birliğine yönelmek ileri demokrasinden vazgeçip oligarşik bir yönetime gitme arzusunu ortaya koyar.
Bu anayasa tartışmaları süresince anayasa hukuku profesörlerinden fazla, yüksek yargı mensuplarından fazla daha önce kasaba avukatlığı yapan şimdi siyasi kimliği ile hukuk dehası haline gelen avukat milletvekilleri konuşarak toplumun kafasını karıştırmak istediler.
Bu anayasa mutlaka değişmelidir. Ama bir siyasi partinin iktidardan düştükten sonraki kuşakları için değil, Türkiye insanının değişim taleplerini karşılamak daha ileri bir demokrasiye ulaşmak için değişmelidir.
Umarım aklıselim galip gelir, bugün yapılan yanlıştan dönülür. İnanın demokrasi tranvay değil, demokrasi insanca yaşama biçimidir. Bu ülkelerin insanları da bunu haketmektedir.