“Dün dünde kaldı cancağzım, artık yeni şeyler söylemek lazım…” Büyük düşünür Mevlana’nın bu güzel sözü, insanın sürekli bir gelişim içinde hayatını sürdürebileceğini bize öğüt verir. İnsanların ve toplumların daha müreffeh bir hayat sürmesi ve geleceğini inşaası bu anlayışı yaşam tarzı olarak benimsenmesine bağlıdır. Bilgi ve Bilim çağında olduğumuz günümüz dünyasında, problemlerin çözümü için yada belirlenen amaca ulaşmak için aklımızla tasarladığımız yol ve yöntemlerin bütününe Algoritma diyoruz. Her teknolojik gelişmenin temelini algoritma oluşturur. Aydınlatma lambalarından, çamaşır makinelerine, uçaklardan, otomobillere, bilgisayaralardan, iletişim araçlarına kısaca hayatımızın her alanında algoritmanın etkisini, gücünü görmek mümkün. Hayatımızı kolaylaştıran ve hayatın her alanına girmiş bulunan bilgisayar teknolojileri üzerinden yapay zekayla tanışmış olduk. Bu teknoloji; artık kendisini icat eden insanın zekasını kısmen de olsa taklit etmeye başlamış durumdadır. Bunu da bizler yapay zeka olarak adlandırıyoruz. Pek çok gelişmiş sanayi ülkelerinde büyük fabrikalarda, kurum ve kuruluşlarda insan eliyle yapılan pek çok iş, robotlar tarafından yapılır hale gelmiştir. Bu yollada, insan eliyle yapılan pek çok iş, daha az hatayla, daha kısa sürede yapılır olmuştur. Kamu ve özel sektörün faaliyetlerinin tamamında, her faaliyete özel yazılımlarlar kullanılarak hızlı güvenilir mal ve hizmet üretimi bu yolla yapılmaktadır. Yapay zekanın olumlu bunca işlevi yanında, olumsuz taraflarına da değinmeden olmaz elbette. En başta, insan eliyle yapılan iş kollarından insanı üretimin dışına iterek, istihdamı azaltan bir etkiye sebep olmuştur. İnsanlarda bağımlılık yapması ve sosyal ilişkileri zayıflatması. Kişisel verilerin kötü niyetli kişilerin eline geçmesi halinde yaşanması muhtemel ciddi sorunlar. Teknolojinin baş döndürücü hızla eriştiği bu sevinin de ötesine geçeceği kaçınılmaz bir gerçek olarak önümüzde duruyor. Gelinen noktada, algoritmayı oluşturan insan zekasıdır. Ve kontrol insanın ellerindedir. Teknolojinin insan aklının önüne geçmesi ve hayatımızın bütününü makinelerin yönetilmesini düşünmek bile istemiyorum. Bundan dolayı da, bu alanda nitelikli insan yetiştirme konusunda gelişmiş ülkelerin gerisine düşmememiz gerekiyor. Bu alanda amacımız, sadece teknoloji ithal edip pazar olan değil, teknoloji be bilim üretip, satan ülke seviyesini yakalamak olmalıdır. Bütün enerjimizi üretime, faydalı işlerde kullanmaya harcayarak, sorunlarımızın üstesinden geleceğimiz gerçeğini unutmayalım.
