Mış gibi yapıyoruz, yerimizde sayıyoruz. Yerimizde bir müddet saydıktan sonra, bir bakıyoruz yanımızdan, berimizden birilerinin ilerlediğini ve biz onların çok gerisinde kaldığımızı anlıyoruz. Bu husus fertler, aileler, küçük, orta, büyük işletmelerden, kurum ve kuruluşlara, hatta ülkelere kadar geçerli bir kural ve durumdur. Konuyu bir az daha açacak olursak, kişinin bir gayreti, çabası, hedefi ve ideali yoksa, hayatı mış gibi yaşayıp, diğer kişilerin her bakımdan gerisinde kalır. İşletmeler de aynı şekilde, faaliyetlerini akıl, bilim, doğru strateji üzerinde kurmamışsa, faaliyetlerini mış gibi yapıyor demektir. Bunun sonucu olarak da bir müddet yerinde sayar, sonra geriye didiş ve çöküş kaçınılmaz olur.
Ülkeler için de aynı durum söz konusudur. Dünyada iki yüze yakın ülke içerisinde, varlıklarını mış gibi sürdüren ülkeler önce yerinde sayar, sonra her alanda geride kalır, sonucunda ya iç karışıklıkla, ya da dış faktörlerin etkisiyle varlığını sürdüremez hale gelir ve parçalanıp dağılır. Tarih bu acı gerçeklerin acı örnekleriyle doludur. Burada çok önemli gördüğüm hususlara vurgu yapmak istiyorum. Akıl, bilim, çaba, vizyon, doğru strateji, ölçme, değerlendirme ve sürekli gelişim kavramları önem arz etmektedir. Kişi, kurum-kuruluş ve ülkeler bu kavramları ne kadar dikkate alırsa o oranda gelişirler. Tersi durumda ise, yerinde sayma, geriye gidiş ve yok oluşla yüzleşme kaçınılmaz olur.
Kişiler, kurum-kuruluşlar ve ülkeler varlıklarını sürdürme konusunda yukarıda saydığım kavramları uygulama konusunda sık sık kendilerini çek etmeli, varsa aksaklar derhal giderilmeli ve yola devam sağlamalılar. Yukarıda saydığım hayati öneme haiz kavramları hayatımızın ayrılmaz parçası kabul etme konusunda asla taviz vermemeliyiz.
Bu kavramları toplumun tamamına hakim kılmanın yolu, sağlam bir eğitim politikasından geçer. Eğitim kişiler ve toplumlar için asla mış gibi yapılacak bir faaliyet değildir. Ülkeler içinse, sağlam, sürekli, sürdürülebilir ve çağın gereklerine ayak uydurabilen bir eğitim politikası geliştirip, tavizsiz uygulamak, olmazsa olmazımız olmalıdır.
Unutmayalım ki, insanı eğitimle düzeltmeden, hiçbir sorunu çözemeyiz. Ülkemizin bugün içinde bulunduğu zorlu, çözülmez gibi görünen pek çok sorunu çözmenin yolu nitelikli eğitim politikalarını uygulamaktan geçer. Ülkemizin her alanda iyi yetişmiş liyakatli, donanımlı kadroları vardır. Bunların bu potansiyelinden azami oranda faydalanmaktan geri durmayalım.
Gün çalışma, üretme, akıl koyma, sorun çözme günüdür.
