O inat ediyo

Bir grup partili 1960’lı yıllarda seçim zamanı Akdağ’ın köylerini dolaşmak isterler. Arabalarına binip düşerler yola. İlk hedef Karaçokrak Köyü’ne doğru yol almaktır. Köye yakın bir yerde bir çiftçinin öküzlerle çift sürdüğünü görürler.

“Önce şu çiftçinin görüşünü alalım. Bakalım hangi partili” diye umutlarını artırmak isterler.
Yaklaşırlar yanına. Selam verirler. Alır selamlarını çiftçi.
“Hangi partilisin dayı?” diye sorarlar.
Çitçi “dooovvah!” deyip durdurur öküzleri. Mühim bir mesele olduğunu anlamıştır. İş ciddidir. Belli ki bunlar partili. İsterlerse tarlada bile buluyorlar adamı.
Bulmuşlar bulmasına ama çok sert kayaya rast gelmişler. Bu çiftçi Karaçokraklı Gazi Ka’dan başkası değildir. Bakın siz filme…
Gazi Ka başını kaldırır:

“Ben falan partili olmaya falanım da…” diyerek elindeki öğöndereyle gösterir. “Şu sınırda yayılanı görüyor musunuz?”

Partililer başını çevirip sınırda yayılana bakarlar. Sınırda yayılan kara bir eşektir.
“Eee!” diyerek dönerler tekrardan Gazi Ka’nın yüzüne.
“Eeesi!.. O kara soyha ben falan partiliyim diyo da başka demiyo. O inat ediyo işte!”
Eşeğin kendi partilerinden olduğunu anlayan partililer boylarının ölçüsünü alarak öyle bir tüyerler ki oradan. Tahmin edersiniz.

Ala Musa

Yuğalan Köyü’nden Ala Musa çevrede mugallidliği ile bilinir. Her gittiği ortamda mutlaka insanları eğlendirir, güldürür. Kimine lakap takar, kimini kızdırır. Makaraya sarar veya işletir.
Bir kış günü başka köye düğüne gitmiş. Hayli eğlenceden sonra geç vakitlere doğru dağılmışlar. Köyden birisi alıp misafir götürmüş Ala Musa’yı.

Yatağını hazırlayıp buyur etmiş:

“Sobayı yaktım o tutuşur, sen yat Musa Ağa!” demiş.
Soyunup girmiş Ala Musa yatağa. Hayli zaman geçmiş ne yatağın ne de odanın ısınacağı yok. İkide bir kafasını çıkarıp sobaya bakıyor ama sobada bir problem yok. Gayet iyi yanıyor ve alev gözükmekte. Tekrar kafasını yatağa sokmuş. Ama olacak gibi değil. Bir türlü ısınamamış.
“Sobada yanan ne acaba, ısıtmıyor?” diye titreyerek kalkıp bakmış ki ne görsün? Ev sahibi idareyi yakmış sobanın içine bırakmış. Aydınlığı iyi ama ısıttığı yok. Kendi kendine:
“Ala Musa’yı işletmek ha!.. Vay vay vaaay!” demiş.

Altında kalır mı? İdarenin üstüne büyük çişini yapmış. Vurmuş kafayı yatmış sonra. Sabah ev sahibi gelmiş odaya.

“Nasıl iyi uyudun mu Musa Ağa? Sıcak oldu mu içerisi?” Diye sırıtarak sormuş. Ala Musa hiç bozuntuya vermeden gözlerini ufalayarak yataktan doğrulmuş:
“Eline sağlık iyiydi. Bayağı sıcak oldu içerisi.”

Ev sahibi nasıl işlettiğinin tadını çıkarmak istemiş biraz. Sobanın kapağını kaldırıp gülerek elini atıvermiş idareyi almak için. Olanca hızıyla elini geri çekmiş ama nafile. Kavralamış bir kere.
“Ulan Ala Musa!.. Ettin yine edeceğini. Yanına kalmasın.” Dese de benzi atmış.
¨ ¨ ¨
O gün devam eden düğün kalabalığının bu olayı duyduğunu bir tasavvur ediniz bakalım.
¨ ¨ ¨
Efendim! Bu bayramınız böyle gülerek geçsin. Ağzınız tatlı olsun.