NORMALLEŞME SÜRECİ

 Dostlarım, Coronavirus illetine karşı bu güne kadar alınan önlemler ile yürütülen mücadelenin hafifletilmeye doğru bir eğilime girdiğini görmekteyiz. Bu eğilimin tıbben nasıl tanımlandığını sağlık sektöründe çalışmayanlar için bilmemiz pek mümkün değildir. Ama en azından 65 yaş ve üstündekilerin geçen pazar günü 4 saatliğine dışarı çıkmaları, onları ruhen ve bedenen ve biraz rahatlattı. Bu uygulamaların yavaş yavaş artacağına inanıyoruz.

 İyiye gidişe dair haberlerin paylaşıldığı şu son günlerde bir de ağızlardan düşmeyen “Normalleşme Süreci” ifadesi, sizi bilemem ama benim dikkatimi ciddi ölçüde çekmekte. Kafamda normalleşme sürecine dair cevaplayamadığım o kadar çok soru var ki, artık bunları sizlerle paylaşmaktan başka çarem kalmadı.

 Normalleşme süreci nedir? Sorum bu kadar basit…

 Önce sağlıktan başlayacak olursak, normalleşme süreci, acaba covid19 salgınının ülkemizde ve tüm dünyada ortadan tamamen kalktığı veya kontrol altına alındığı; vefakâr ve cefakâr sağlık elemanlarımızın derin bir oh çektiği, ayrıca çalışma şartlarının düzeldiği; Hıfzıssıhha Enstitüsü gibi insan, hayvan hatta bitki sağlığına kadar, dünya çapında icatları yapacak eğitim kurumlarının çalıştığı; gün mü olacak?

  İnsanların tarlasına, bağına, bahçesine, işine gücüne, öğrencilerin eğitime döndüğü; çiftçinin, sanayicinin, küçük esnafın milyarlık borçlarının tamamen geri ödendiği veya kısmen, hatta tamamen affa uğradığı; sanayide duran çarkların yeniden dönmeye başladığı, istihdamın arttığı, işsizliğin sıfıra doğru meyil ettiği, emeğe saygı duyulduğu; gün mü olacak?

 Tarımda, sanayide hizmet sektöründe üretilen mal ve hizmetlerin ülke ihtiyacını rahatlıkla karşıladığı, dünya çapında yaratılan markalar ile “Made in Turkey” barkotlu ürünlerimizin ihraç edildiği; dış ticaret fazlasının verildiği, ödemeler dengesinin düze çıktığı; ülke kalkınmasının istikrara kavuştuğu; gün mü olacak?

  Ülkenin doğusundan batısına, güneyinden kuzeyine, yani Sathı Vatan’da paralı eğitime son verildiği, fırsat eşitliğinin her gence tanındığı, kreşten anaokullarına, orta ve yüksekokullara üniversitelere kadar eğitimin her kademesinde çağdaş eğitimin verildiği, dünya sıralamasında önde gelen üniversitelere kavuşulduğu; gün mü olacak?

 Sözde ulvi amaçlara yönelik hizmet vermek amacıyla vakıf şemsiyesi altında buluşan birtakım çıkar guruplarının, Fetö örneğinde yaşadığımız gibi devlet aleyhine olan faaliyetlerinin ortadan kalktığı; din kisvesi altında yalan yanlış molla eğitiminin, kesin olarak sonlandırıldığı; bu arada çocuk istismarın bittiği ve yapan soysuzlara ağır cezaların uygulandığı; gün mü olacak?

 Sanatta dünya çapında eserlerin ortaya çıktığı, temsillerin verildiği filmlerin çevrildiği, Altın Portakal, Altın Koza gibi milli festivallerimizde, ayrıca Oscar’ların, Grammy’lerin kazanıldığı; Türk Sporcuları’ndan oluşan takımlarımızın şampiyonluk kupalarını ülkemize getirdiği, uluslararası müsabakalarda milli marşımızın dinletildiği; gün mü olacak?

 Fikri hakların, haksızlığa uğramadığı, basın özgürlüğünün ihlal edilmediği; adalet sistemimizin, Yüce Yaratan’ın 99 isminden biri olan “Hak”ı özgürce dağıttığı; gün mü olacak?

 İçte ve dışta, barış ve huzurun sağlandığı, komşu ülkeler ile ilişkilerin düzeldiği; 5 milyonluk mülteci kitlesinin vatan ve yuvalarına salimen döndüğü; gün mü olacak?

 Paralı askerliğin kaldırıldığı, en son teknoloji ve bilgilerle donanmış, ülkemize yan bakana bin korku salan şanlı ordumuzun, kahraman polisimizin ve tüm güvenlik güçlerimizin, iktidarların değil, sadece ve sadece milletin ve devletin hizmetinde, barış içinde hizmet verdiği; gün mü olacak?

 Siyasi partilerin il ve ilçe başkanlıkları ile milletvekilinin, merkezden gelen tayin ile değil, kendi yörelerinde yaptıkları demokratik seçimle aday gösterildiği, seçildiklerinde de ettikleri yemine tam anlamıyla sadık kalmak suretiyle vatan ve milleti uğruna mesai verdiği; gün mü olacak? 

 Yasama, plan, program, uygulama ve denetim kurumlarının en yetkin ve etkin kadrolarla ülkeyi yönettiği Devlet Erki’ne kavuştuğumuz; gün mü olacak?  

 Dağıyla, ormanıyla, ağaçlarıyla, deniziyle, gölüyle, ırmağıyla, deresiyle, hayvanlarıyla birlikte, doğanın mücevher gibi korunduğu; gün mü olacak?

 Büyüklere ve küçüklere özel ihtimamın gösterildiği, insanlar arasında yardımlaşmanın, saygı, sevgi ve hoşgörünün öne çıktığı, taraf-bitaraf gibi ayırımcılığın sona erdiği; gün mü olacak?

 Şimdi haklı olarak diyorsunuz ki, tüm bu soruların cevabının kısa zamanda “evet” olması mümkün mü? Tabii ki hayır, ama şunu çok rahatça söyleyebilirim ki, 1971-96 yılları arasında Hazine de, yurt içi ve yurt dışı görevleri üstlenmiş eski bir bürokrat olarak, dile getirdiğim sorularımın % 60 dan fazlasının cevabının 1984-93 yılları arasında kalan sürede, “evet” olarak verildiğini, rahatlıkla itiraf edebilirim.

 Yurtdışına gittiğimizde, yabancı finans kurumları ve bankalar toplantı yapmak, yemek düzenlemek, hatta kahvaltı yapmak için Türk Heyetlerini adeta davet yağmuruna tutarlardı. Şahsen, Samurai Tahvili ihraç etmek için Japonya’ya birkaç günlüğüne gittiğimde, ülkemizle iş birlinde bulmak, yatırım yapma anmacında olan Japon Firma ve Bankalarıyla, 08:30-09:30 arasında kahvaltı, saat 10:00-12:00 arasında iki toplantı, 12.30-13:30 öğle yemeği, 14:00- 18:30 arasında üç toplantı yaptıktan sonra da, bir de akşam yemeğinde olmak üzere, bir günde 7 iş toplantısı yaptığımı çok iyi hatırlıyorum. 

 O dönemde benzeri ilgiyi, Amerika, İngiltere, Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika, İsviçre ve İtalya’da yaptığım toplantılarda da gördüğümü de itiraf etmeden geçemeyeceğim…    

 Demem o ki, bu doğal kaynakları, geniş verimli toprakları, batı normlarında çalışan lisan bilen işinsanları ve yöneticileri, kaliteli genç teknik ve işgücü itibariyle sayısız değerlere sahip olan ülkemizin, bahsettiğim o başarılı günlerden daha fazlasını gerçekleştirecek bir kapasiteyi aktiflerinde bulundurduğundan kimsenin kuşkusu olamasın...

Ne var ki, ilk önce şu siyasi yapımız “normalleşme sürecine” bir girebilse…     

 

OKUR YORUMLARI
O.Oktay Elgin
16.05.2020 18:51:24

Sevgili Bülent Bey, Yazınızı büyük bir ilgi ile okudum. Her bir kelimesi ve satırına tüm kalbimle katılıyorum. Milyonların beklenti ve özlemlerinin ifadesi olan bu yazınızdan dolayı sizi kutlar saygılarımı sunarım.

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ