DEĞERLİ MESLEKTAŞIM DOĞAN ÖZMEN’İN ARDINDAN // O. Hakan KİRACI

Biz gazeteciler için aklımızdan ve gönlümüzden geçenler ile gözlemlerimizi kağıda dökmek kolayına bir iştir.
Ama,kalbi insan sevgisiyle dolu bir yol arkadaşınızı,hele hele doğduğu ve yaşadığı toprak gibi temiz bir kadim dostunuzu kaybetmişseniz,onun ardından duygularınızı satırlara sığdırabilmek ve ona seslenmek kolayına bir iş değildir.Zorun zoru bir iştir.
Çünkü,yüreğinize kan damlamıştır,Ruh dünyanızda fırtınalar esmektedir ve derin acılar içerisinde kıvranmaktasınızdır.
Onun için parmaklarınız,klavyenizin tuşlarına dokunmakta hayli zorlanır
**
Doğan hocam,
İşte,sana bu satırları ölümünün acısını hala iliklerimde hissetmekte olduğum bu süreçte yazıyorum.
Seninle biz,yanlış hatırlamıyorsam bundan 45 yıl önce 80’li yılların başında SORGUN POSTASI gazetesini yayınlamaya başladığın günlerde tanışmıştık.
O günler,12 Eylül ihtilalinin yaşandığı ara rejim dönemiydi.
Dönemin Ceberut zihniyetli Valinin ilimizde basın özgürlüğünü tümüyle yasakladığı, kendisine dalkavukluk yapanları baştacı ettiği ,ama bizim gibi dalkavukluğu benimsemeyen gazetecilere de Yozgat’ı dar ettiği günlerde sen hep bizim yanımızda oldun.
Çünkü ,sen sadece iyi günün değil,sırtımızı yaslayabildiğimiz kara günlerin de dostuydun.
Çıkar ilişkilerinin hemen hemen bütün dostlukları kirlettiği bu dünyada ömrünün her aşamasında dostluğunu en temiz ve en samimi duygularla sürdürebilen ender insanlardan biriydin sen..
**
Doğan hocam,
Sen Sorgunda başarılı bir eğitmenliğin, binlerce talebe yetiştirmenin ve Sorgun Postası’nın kaptanı olmanın ötesinde 90 yılını canından çok sevdiğin diyarına adamış Sorgun sevdasının ulu bir çınarıydın.
Kelimenin tam anlamıyla aşıktın Sorguna..Bazı arkadaşların Sorgunu terk-i diyar etmesine rağmen sen o şehirden ,o bitimsiz sevdan yüzünden kopamadın.Ömrün boyunca hep Sorgun’un sorunlarını konuştun,Sorgun Postası ile ilçe yöneticilerine ve politikacılarına yol gösterdin.Hepten Sorgun’u yazdın,Sorgun’u hiç dilinden düşürmedin.
Bundan aylar öncesinde senin taleben,benim de okul arkadaşım,sevgili dostum sayın FaikSanver’le ziyaretine gelmiştik. O günki ziyaretimizde rahmetli Abbas Sayar’ı,KasımKazancıklıoğlu'nu anmış, sohbetin sonunda bize de ‘ Sorgun kökenli Değerlerimiz “adlı eseri armağan etmiştin.
Özetle ‘Sorgun’ demek senin için hayatın ta kendisi demekti.
**
Doğan Hocam ,
Seninle 45 yıllık dostluk ve meslektaşlık sürecimizde pek-çok hatıralarımız oluşmuştu.
Ama biri anımız vardı ki, vefat haberini öğrendiğimde hemen aklıma geliverdi.
Seninle şehir dışında birlikte katıldığımız mesleki bir toplantıdan dönüyorduk.Aracın arka koltuğunda yanyana oturuyorduk. Tam o sırada Radyoda ünlü THM sanatçısı Musa Eroğlu ‘ Yolun sonu görünüyor‘ türküsünü seslendiriyordu :
Bu dünyanın direği yok
Merhameti yüreği yok
Kılavuzun gereği yok
Yolun sonu görünüyor
Türkünün bitiminde dalıp çok uzaklara gitmiştin değerli hocam.
Sonra göz göze gelmiştik.
“ Hayrola hocam , nerelere gittin” dedim.
Hüzünle “Kılavuzun gereği yok.Yolun sonu görünüyor başkanım” demiştin..
Evet ,Doğan hocam senin için yolun sonu maalesef 1 Mayısta noktalandı..
Ve bu yalan dünyadan tüm sevenlerini acılar içerisinde bırakarak göçüp gittin.
Aziz hatıran önünde saygıyla ve sevgiyle eğilirken, sana Yüce Mevladan bir kere daha rahmet diliyorum.
**
Doğan Özmen bence Sorgun’un ansiklopedisi,hafızası,aşığı ve düne kadar yaşayan ulu bir çınarıydı. O,Yozgat basınımız tarafından hiç unutulmayacak bir fanidir. Eminim,Sorgunlu hemşehrileri de onun adını gönüllerinin ‘güzel faniler ‘ kütüğüne yazmışlardır.
Umarım, Sorgun Belediyesi de bir şekilde onun adını yaşatır.
Ailesine ve tüm sevenlerine sabırlar ve tekrar başsağlığı diliyorum.Ruhu şad olsun.