Fevzi ÖZTÜRK

PENCEREM

Valinin günahları devam ediyor..

Başlık: “Manisa Valisi makam odasında klima yakmadığı gibi, gündüz lamba da yakmıyor. ”

Türkiye’ de uçakların inmediği havaalanları, öğrencilerin kalmadığı yurtlar, su tutmayan barajlar olduğunu anlatan Öztürk, “ Evimde elektrik ve telefonumu ne kadar sınırlı kullanıyorsam, devletimin bana emanet ettiği konularda da aynı hassasiyeti göstermeye çalışırım. Kamu görevlileri olarak, vergi iadesi almak için yıl boyunca fiş toplarız. Bunu 150 – 200 YTL almak için yaparız. 200 YTL için fiş toplayan ben, devletimin paralarını harcarken aynı hassasiyeti niye göstermeyeyim? ” diye soruyor. Resmi yazışmalarda kullanılan kağıtta bile tasarruf yapmak için bütün kamu kurumlarına genelge gönderdiğini belirten Refik Arslan Öztürk şunları söylüyor: “ Yazışmaları yarım kağıda yazmamız halinde yarım kağıt para kara geçmiş oluyorsunuz. Bir ağaç dikmiyorsanız kağıt israfını önleyerek dikmediğiniz ağacı kurtarmış olursunuz.

Dairelerime yarım kağıt gönderdiğimde, bütün kağıda yazı yazma alışkanlığından kısa sürede vazgeçtiler.”

Birçok kamu kurumunda kalorifer yanarken pencerelerin açıldığını dile getiren Manisa Valisi, “ Oysa orada harcanan, yurtdışından gemilerle gelen yakıttır. Savurganlığa alışmış toplumda böyle davranırken sevimli olmadığımı biliyorum. Tasarruf sözümden sıkıldıklarının farkındayım; ama bunun çok doğru olduğunu düşünüyorum.” diyor.

Tasarruf olsun diye odasında klima bile çalıştırmadığını belirten Vali Öztürk, “ Göreve başladığım her yerde, makam odalarındaki lambaların gündüzleri de yandığını gördüm. Çünkü bu bir alışkanlık olmuş. Ben bunu iki günde fark edemezsem öyle kalır. Meslek hayatımda hiçbir zaman gündüz lamba yakmadım. Burada perdelerimi açınca odam zaten aydınlık oldu. İlk geldiğimde düğmeye bastığım zaman 40 lamba birden yanıyordu. Klimam da çalışırdı, oysa pencereyi açınca serin hava geldiğini görüyorum. Bu da bana yetiyor.”

Türkiye’ de birçok vali özel işleri için dahi makam arabasını kullanırken Manisa Valisi Refik Arslan Öztürk, ilin işleri için Ankara’ ya bile otobüsle gitmeyi tercih ediyor. Erzincan’da görev yaparken İstanbul’ a gitmesi gerektiği anlatan Öztürk yaşadığı şu hatırasını aktarıyor: “ 15-16 saatlik yolu tek başıma gitmeyi arzu etmiyordum. O yüzden otobüsle gittim ve Erzincanlılara yol arkadaşlığı yaptım. Minibüs, otobüs, trende olmak, insanların içinde yolculuk etmek çok hoşuma gidiyor. Durakta beklemeyi, yağmurda ıslanmayı, kuyruğa girmeyi çok seviyorum; çünkü emekli olduktan sonra bunların hepsini yapacağım. Bunları yaparken hayatın içinde olduğumu düşünüyorum. Ayakta kaldığım oluyor, terliyorum sıkışıyorum, ülkemiz insanlarının yaşadığını ben de yaşıyorum. Sıkıntısı olan insanların yaşamlarına tanık olmak ve bunlardan sonuçlar çıkartmak benim izleyeceğim yollarda ışık oluyor, yaşamımı onlar gibi yaşayarak kendimi farklı hissetmiyorum.”

OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ