Fevzi ÖZTÜRK

PENCEREM

İyi gün ve kötü gün dostları

Her konuda bir fikri olan eskilerin en azından bir sözü doğru galiba “İnsanın kötü günde dost bulması zordur”.


İşler kötüye giderken bir üşüme gelir üstümüze.


Sanki birisi üstümüzden yorganı çekip almıştır. Bir yalnızlıktır bizi üşüten. Dünyaya karşı çıplak savunmasız olduğumuzu hisseder, bunun bilinciyle tir tir titreriz.


Basit şeylerdir istediğimiz: annemizin ameliyattan çıkmasını beklerken telefonumuz çalsın, haciz memurları gittikten sonra bir el omzumuzu sıksın, dost bir ses hatırımızı sorsun isteriz.


Bunları istememiz hakkımızdır bizim. Çünkü insanızdır. Etten, kemikten, evrenin sonsuzluğunda “kıymet-i harbiyesi” olmayan bir varlık. Bu yüzden unutmayız kötü gün dostlarımızı. Onlara gönlümüzde özel bir yer açar, isimlerini kişisel tarihimize altın harflerle işleriz. “Gönül borcu” dediğimiz şey genellikle bundan doğar. Kötü gün dostlarının bizim için birer mitolojik kahramana dönüşmesinin haklı nedeni de budur.


Tabii insan zihninde her şey karşıtıyla var olduğu için “iyi gün dostu” kavramı da bunu tanımlayan bir özellik taşır. Hemen tanımlarız iyi gün dostlarını: işler tıkırındayken yanımızda olup sonra kayıplara karışan bir takım hayırsız kişiler.


Ama tamı tamına böyle midir?


İyi günlerimizin de dosta ihtiyacı yok mudur? Dahası, iyi gün dostu olmak da özel bir terbiye, bir takım insani meziyetler gerektirmez mi?


İnsanın iyi gününde de dosta ihtiyacı oluyor. Ufacık bir şey başarsak bile o an paylaşacağımız bir yakınımız olsun istiyoruz yanımızda. İstiyoruz ki bizimle beraber gülsün, sevinsin ve karşılıklı kadeh kaldırılalım, evren için üç kuruşluk değer taşımayan ama hayatımızı biraz olsun çekilir hale getirmiş başarımıza ortak olsun.


Kim onları iyi günde kutlayacak, gülen yanaklarından insanca zaafların ötesine sıçrayarak kim öpecek ? Kim yıllarca verdikleri emeğin karşılıksız olmadığını, iyi günleri hak ettiklerini, fısıldayacak kulaklarına ? Kim yarın nasılsa yeni dertlerle üşüyecek yüreklerine eşlik edip, geleceğin dertleriyle şimdiden dopdolu yazgılarına birer nazar boncuğu iliştirecek ?


Yoksa kıskançlık ve dalavere bizim için daha mı önemli ? Yüze gülen birini gördük mü, içimizdeki zehir kabarıyor ve sokmak için fırsat mı kolluyoruz ? Mutluluğa eşlik etmek bize zor mu geliyor ? Ya da şöyle soralım : sadece ve sadece “kötü gün dostu” olmakta biraz da dostlarımızın acılarına tanıklık etmenin verdiği karanlık bir lezzet mi var?

OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ