Fevzi ÖZTÜRK

PENCEREM

ECEVİT’İN ARDINDAN

Yıl 1987, Ecevit’in Kırşehir’e geleceğini duyuyor, Yusuf Kaya ile birlikte Yerköy’den Kırşehir’e gidiyoruz.. Derme çatma tahtalardan Ecevit’in konuşacağı bir metre yükseklikte kürsü hazırlanıyor. Alanda 30-40 kişi var. Ecevit bir minibüsün şoför mahallinden iniyor, beraberinde Rahşan hanım ve şoför. Ardından minibüsün kapalı bölümünden mikrofonlar, ses cihazları indiriliyor. Ecevit 1977 deki onbinlere hitap eder gibi 30-40 kişilik cılız topluluğa hitap edip, yine aynı minibüsle Ankara’nın yolunu tutuyordu. İl dışına uğurlamak için 3 arabadan biri yine bizim arabaydı. Yakıt almak için benzin istasyonuna giriyor, bizde beraberinde. “Sayın Genel Başkanım sizlere çay ikram edelim” dediğimde “Rahşan bak arkadaşlar bize çay ikram etmek istiyorlar” diyor. 5-10 kişiyle birlikte çay içiyoruz. Ecevit kapaklı Bitlis sigarasını çıkartıyor bizlere ikram ediyor. Arkasından öksürerek “Ölürsek de Türk tütününden, kalırsak ta Türk tütününden” diyordu.

Ecevit Türk halkının, sevenin sevmeyenin de bağrında dürüstlüğüyle derin izler bırakmış; siyaseti bağımsızlık, onur üzerine kurmuş, şerefle sürdürmüş ender liderlerden biriydi. Çünkü politikaya yüreğini koyuyor, onun için anlamlı oluyordu.

Onun arkasında tarikatlar yoktu. Onun arkasında holdingler yoktu. Onun arkasında para babaları, hırsızlar, hortumcular yoktu. Peki kimler vardı? Yoksullar, geçimle sıkıntısı olan köylüler, işçiler, ev hanımları… Kısaca üreten, emekleriyle geçinen, ter akıtan bir kesim vardı. İşte onlar Ecevit’i, 1980’den sonra “bitti” gözüyle bakılan Karaoğlan’ı var ederek, tekrar Türkiye’nin en büyük partisi yapıp kendilerine biraz daha hizmet etmesinin önünü açtılar. Çünkü O halkının hakkını vermek, ülkesini layık olduğu yerde görmek istiyordu.

Verebileceklerinin belki hepsini veremedi. Koalisyonlarda olması, en büyük hayali olan köy-kent projesini hayata geçirmesine fırsat vermedi. Ama unutmamak gerekir ki hiçbir zaman tek başına iktidar olamadı.

Bir liderde var olan: gören, anlayan, sezen nitelikleri olmasına karşın belki bunu halkına tam yansıtamadı ama doğruları savunmaktan hiçte vazgeçmedi. Çünkü devlet adamları yarının kuşaklarını düşünerek politikalar üretir. Evet o bir devlet adamıydı. Kıbrıs Barış Harekatında olduğu gibi, PKK elebaşı Öcalan’ı Türkiye’ye getirdiği gibi… Bütün söylediklerimi doğrularcasına, yüzbinler Ecevit’i son yolculuğuna uğurlarken dürüst bir devlet adamını yolcu etmenin kıvancını, onurunu yaşıyordu. Demek ki bu halk dürüstleri, kendisine hizmet edenleri unutmuyor, böyle yolcu ediyordu.

Kibarlığın, zarafetin, dürüstlüğün mükafatı da bu olsa gerek.

Nur içinde yat liderlerin en yoksulu ama en soylusu….

Tarih : 28.11.2006
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ